Endonezya içindeki sedangkan ne anlama geliyor?

Endonezya'deki sedangkan kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte sedangkan'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki sedangkan kelimesi sadece, yalnızca, ancak, sade, tam anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

sedangkan kelimesinin anlamı

sadece

(simply)

yalnızca

(simply)

ancak

(simply)

sade

(simply)

tam

(only)

Daha fazla örneğe bakın

Aku sedang mempersiapkan hal itu.
hazırlanıyorum.
Tapi itu pernikahan Anda yang sedang kita bicarakan, Noc.
Ama konuştuğumuz şey senin düğünün, Noc.
Tentu, Aku sedang membaca email dari'pejuang doa'
Tabi savaşçılardan gelen mailleri okuyorum
Sang pemandu memberi tahu kami bahwa drum-drum dari kayu ek terutama digunakan untuk pemroduksian anggur tanpa buih, sedangkan drum metal yang lebih kecil digunakan dalam mempersiapkan anggur berbuih.
Rehberimiz meşe fıçıların öncelikle köpüksüz şarapların üretimi sırasında kullanıldığını, daha küçük metal fıçıların ise köpüklü şarapların hazırlanışında kullanıldığını söylüyor.
Pernahkah kau lihat anjing betina sedang bergairah?
Hiç kızışmış bir kancık gördün mü?
Dia sedang memeriksa perahunya sekarang.
Bilmem, şu anda tekneyi inceliyor.
Suzanne segera membagikan kepada orang lain hal-hal yang sedang ia pelajari.
Suzanne öğrendiklerini hemen başkalarıyla paylaştı.
Sedang apa kau?
Ne yapıyorsun?
Saya hanya ingin mengatakan bahwa kita sedang menerapkan hal ini pada banyak masalah dunia, mengubah tingkat drop out anak sekolah, melawan kecanduan, meningkatkan kesehatan remaja, mengobati gangguan stres pasca trauma dengan metafora waktu -- dengan keajaiban -- mempromosikan kesinambungan dan konservasi, mengurangi rehabilitasi fisik di mana ada tingkat drop out 50%, mengubah daya tarik teroris bunuh diri, dan mengubah konflik keluarga sebagaimana zona waktu berbenturan.
Sadece şunu eklemek istiyorum, bu yöntemi bir çok dünya problemine uygulayarak okulu bırakanların sayısını değiştiriyoruz, bağımlılıkla savaşıyoruz, gençliğin sağlığını güçlendiriyoruz, gazilerin travma sonrası depresyonlarını zaman benzetmeleriyle --mucize gibi-- iyileştiriyoruz. sürdürülebilirliği ve korunmayı teşvik ediyoruz, yüzde 50 bırakma oranı olan fiziksel rehabilitasyonu azaltıyoruz, intihar teröristliğine başvurmayı kesiyoruz, ve zaman-bölgesi çatışmaları sonucunda oluşan aile çatışmalarını düzeltiyoruz.
Karena kamu terlihat seperti seorang filipina yang sedang PMS!
Ay başı tutmuş Filipinlilere benziyorsun da, ondan diyorum!
Ia baru tahu dan sekarang sedang terjadi.
Bu sabah öğrendi, şimdi de doğuruyor.
Tuan Go bukan sedang berjalan dia sedang mengejar mimpi-mimpinya...
Bay Go öylesine koşmuyor, hayallerinin peşinden koşuyor.
Beritahu orang-orang yang ada di pantai kita sedang terburu-buru.
Sahile gidip adamlara acele etmemiz gerektiğini söyle.
Direktur Dinas Pelayanan Rohani Nasional dari Gereja Katolik Prancis dikutip mengatakan, ”Kita sedang menyaksikan terbentuknya pasar swalayan agama.
Fransa’daki Katolik Kilisesinin Ulusal Dine Çağrı Hizmeti’nin yöneticisi, “Dinin, ‘seç beğen al’ politikasıyla satıldığını görüyoruz” dedi.
Misalnya, komentar yang polos bahwa ”Bob dan Susi pasti serasi kalau mereka berpacaran” mungkin diulangi menjadi ”Bob dan Susi sedang berpacaran” —padahal Bob dan Susi tidak punya perasaan apa-apa terhadap satu sama lain.
Örneğin, “Onur ve Didem uyumlu bir çift olurdu” gibi masumane bir söz, bir başka seferinde “Onur ve Didem uyumlu bir çift oldu” şeklinde söylenebilir. Oysa Onur ve Didem’in, aralarında olduğu sanılan romantik ilişkiden haberleri bile yoktur.
4:4-6) Roh dan berkat Yehuwa dikaitkan dengan satu persekutuan saudara-saudara yang sedang Yehuwa gunakan.
4:4-6). Yehova ruhunu ve desteğini Kendi hizmetinde görevlendirdiği tek bir kardeşler topluluğuna verir.
Aku melihat tim pembobol keamananku sedang bekerja.
Sanırım berbat güvenliğim yine iş başında.
Guru kami sedang mengajar di sebuah seminar dansa tapi, dia tidak punya tempat untuk melatih.
Öğretmenimiz bir dans semineri veriyor, ama...... çalışmak için yeri yok.
Terlihat dia sedang mabuk.
Sarhoş gibi görünüyordu.
Ketahuilah bahwa kami sedang usahakan mengeluarkanmu dari sana
Seni kurtarma çalışmalarına başladığımızı bilmeni isterim
Dia sedang dioperasi lagi.
Yine ameliyata girdi.
Aku sedang membaca soal penyakit ini.
Şu hastalığı araştırıyordum.
Ukuran bendanya bukan yang sedang kita cari.
Ama bizim aradığımız boyutta bir şey yok.
(Mikha 4:3, 4) Pada waktu ini orang sedang memikirkan bagaimana caranya untuk mengendalikan kejahatan, tetapi Allah telah mengumumkan maksudnya untuk membasmi kejahatan bahkan segala sumber kejahatan, yaitu dengan menyingkirkan falsafah2 hidup dan keadaan2 yang menyebabkan kejahatan.
(Mika 4:3, 4) İnsanlar, kanunsuz davranışları kontrol altına almağa çalışıyorlar, fakat Tanrının maksadı daha da mükemmeldir; zira kendisi kanunsuzluğa sebebiyet veren ortamı ve nedenleri ortadan kaldıracaktır.
Revolusi ini sedang terjadi.
Devrim gerçekleşiyor.

Endonezya öğrenelim

Artık sedangkan'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.