Endonezya içindeki semena-mena ne anlama geliyor?

Endonezya'deki semena-mena kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte semena-mena'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki semena-mena kelimesi rasgele, rastgele, gelişigüzel, körlemeden, ölçüsüz anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

semena-mena kelimesinin anlamı

rasgele

(at random)

rastgele

(randomly)

gelişigüzel

(indiscriminately)

körlemeden

(at random)

ölçüsüz

(haphazardly)

Daha fazla örneğe bakın

Dia semena-mena menggunakan kekuatannya!
Güçlerini kötüye kullanıyor!
Dan telur-telur penyu dikumpulkan dengan semena-mena untuk memuaskan selera yang eksotik.
Kaplumbağaların yumurtaları da insanların egzotik damak zevkini tatmin etmek üzere vicdansızca toplanıyor.
Hei, kau tidak bisa semena-mena datang ke sana.
Paldır küldür dalamazsın.
Tidak semena-mena terhadap orang lain.
Bunlar ötekilere hiç benzemez.
Seperti yang kalian lihat Mr. Bhootnath semena-mena menggunakan kekuatannya?
Bay Bhootnath'ın güçlerini nasıl da kötüye kullandığını gördünüz mü?
Manusia tidak akan lagi dirintangi suasana hati yang murung yang menguasai dengan semena-mena.
O zaman insanlar için depresif bir ruh hali gibi engeller söz konusu olmayacak.
Untuk penumpahan darah yang tidak semena-mena ini Kain harus bertanggung jawab kepada Allah.
Kain, kanunsuz şekilde kan döktüğü için Tanrı’ya hesap vermek zorundaydı.
Tentu saja, tidak ada orang-tua yang ingin melihat anaknya menjadi sasaran ejekan dan perlakuan yang semena-mena.
Tabii ki, hiçbir ana-baba çocuğunun alaya ve kötü davranışlara maruz kalmasını istemez.
Aku tak pernah memperlakukan semena-mena saat aku mash menjadi majikan..
Sahibe oldugum zamanlarda hiçbir köleme kötü davranmamistim.
Meskipun beberapa saudara menandatangani pernyataan tersebut, sebagian besar tetap setia meskipun menderita kekurangan, penghinaan, dan perlakuan semena-mena.
Birkaç kişi imzaladıysa da, kardeşlerimizin çoğu her şeyden yoksun bırakıldıkları, alçaltıcı ve kötü davranışlarla karşılaştıkları halde sadık kaldı.
Sok berjas dan tersenyum serta semena-mena sesamamu sendiri?
Bir takım giyip, kendi türüne hem gülümseyip hem de nasıl sikebiliyorsun?
Kalau kita biarkan, mereka akan bertindak semena-mena di negeri ini.
Onları kendi hallerine bırakırsak bu ülkeye istediklerini yaparlar.
Menurut beberapa sarjana, kata Yunani yang digunakan oleh Paulus memaksudkan dicerca, dipermalukan, atau diperlakukan secara semena-mena.
Bazı bilginlere göre, Pavlus’un burada kullandığı Yunanca sözcük, aşağılama, utanç verici veya çirkin muamele ifade eder.
Kau membuat Dylan semena-mena.
Onu fazla serbest bırakıyorsun.
Betapa memalukan jika seorang pria Kristen terpengaruh oleh cara berpikir dunia dan memperlakukan istrinya dengan semena-mena!
İsa’nın takipçisi olan bir erkeğin dünyevi düşüncelerden etkilenip karısına karşı kötü davranması onun için ne kadar utanç verici olurdu!
Agar dapat bertahan dalam kondisi yang tidak manusiawi, orang-orang Indian yang diperlakukan semena-mena terpaksa memanfaatkan daun ganja.
İnsanlık dışı koşullar altında hayatta kalmaya çalışan yerliler uyuşturucu etkisinden dolayı koka yaprağı kullanmaya başladılar.
Hukum yang lebih luhur berkenaan perkawinan menolak perceraian yang semena-mena sebagai haluan yang membawa kepada perkawinan baru yang adalah perzinahan.
Daha üstün bir evlilik kanunu, başka bir eşle evlenerek zina işlemeye yol açan hoppaca boşanma sebeplerini reddetmektedir.
Menurut komentator Gerhard Friedrich, ”secara fundamental dan yuridis, budak bukanlah manusia, tetapi suatu objek yang dapat digunakan dengan semena-mena oleh pemiliknya. . . .
Yorumcu Gerhard Friedrich’e göre, “temel olarak ve yasal olarak köle bir kişi değil, sahibinin özgürce kullanabileceği bir nesneydi. . . . .
Orang-orang di zaman dulu ”menganggap bahwa alam semesta dikendalikan oleh dewa-dewa yang semena-mena”, kata Encyclopedia of Science and Religion.
Antikçağda insanlar “evrenin anlık duygularla hareket eden tanrılar tarafından kontrol edildiğini düşünüyordu” (Encyclopedia of Science and Religion).
Menurut hukum yang Yehuwa berikan kepada Nuh—dan melalui dia kepada seluruh umat manusia—penumpahan darah yang semena-mena menuntut hukuman mati.
Yehova’nın Nuh’a—ve onun aracılığıyla tüm insanlığa—verdiği kanuna göre sebepsiz kan dökmek ölüm cezasını gerektirir.
Apakah pemerintah manusia memperlakukan para penjahat menurut hukum ilahi atau tidak, Yehuwa akan menuntut orang-orang yang mencabut kehidupan dengan tidak semena-mena.
İnsan hükümetleri suçlulara bu tanrısal kanuna göre davransınlar ya da davranmasınlar, kanunsuz şekilde can alanlardan Yehova hesap soracaktır.
Dengan mempercayai mitos bahwa wanita sebenarnya senang dikuasai, diatur, atau diperlakukan dengan semena-mena, banyak pria secara fisik maupun emosional menganiaya istri mereka.
Birçok erkek, kadınların zorbalık ve baskıdan, yönetilmekten ve kendilerine kabadayıca davranılmasından hoşlandıkları efsanesine inanarak, karılarını hem bedensel hem de duygusal yönden kötüye kullanıyor.
Apakah dengan menikmati hiburan berupa pertumpahan darah yang semena-mena kita akan menyenangkan Yehuwa, yang mengenai Dia dikatakan, ”Ia membenci orang yang mencintai kekerasan”?
Zihnimizi gereksiz kan dökme olaylarıyla doldurmak, ‘zorbalığı sevenden canı tiksinen’ Yehova’nın hoşuna gider mi?
(Yakobus 1:25) Dapat dikatakan demikian karena Yehuwa tidak membatasi kita dengan semena-mena, tidak mengekang kita dengan peraturan-peraturan yang tidak ada gunanya.
(Yakub 1:25) Yehova Tanrı bizi, hiçbir yararı olmayan kurallarla kısıtlamaz.
Oleh karena itu, orang Kristen tidak membunuh binatang sekadar untuk olah raga atau kesenangan dan juga tidak semena-mena membunuh tanpa merespek kehidupan. —Amsal 12:10.
Bu yüzden İsa’nın takipçileri sadece spor ya da eğlence olsun diye veya hayatı merhametsizce hiçe sayarak hayvanları öldürmezler (Süleyman’ın Meselleri 12:10).

Endonezya öğrenelim

Artık semena-mena'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.