Fransızca içindeki gelée ne anlama geliyor?
Fransızca'deki gelée kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte gelée'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki gelée kelimesi katılaştırmak, buz tutmak, donmak, buz bağlamak, (soğuktan) donmak, çok üşümek, dondurmak, soğuktan dondurmak, rafa kaldırmak, donmak, buz tutmak, buzla kaplamak, donmuş, çok soğuk, buz gibi, dondurucu, soğuktan donmuş, çok üşüyen, dondurulmuş, çok soğuk, buz gibi, çok üşümüş, buz tutmuş, buzlu, üşümüş, değişmez, kesin, meyveli jöle, jöle, jöle, pelte, don, peltemsi madde, kırağı, jöle, jelatin, çok üşümek, buz tutmak, buzla kaplanmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
gelée kelimesinin anlamı
katılaştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le chercheur a congelé du méthane pour une expérience. |
buz tutmak, donmak, buz bağlamak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) L'eau a gelé dans le bac à glaçons. |
(soğuktan) donmak, çok üşümek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) L'amie de Kate mettait du temps à ouvrir la porte : "Dépêche-toi, cria Kate. Ouvre-moi parce que je gèle complètement !" |
dondurmak(figuré) (fiyat, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le gouvernement a gelé les taux d'intérêt pour éviter un effondrement du marché. |
soğuktan dondurmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
rafa kaldırmak(figuré : projet) (proje, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
donmakverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La cascade va geler lentement pendant l'hiver. |
buz tutmakverbe intransitif (se couvrir de glace) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Les mers arctiques recommencent à geler. |
buzla kaplamakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le froid de l'hiver a gelé la rivière. |
donmuş
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
çok soğuk, buz gibi, dondurucu(eau) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
soğuktan donmuş(mains, pieds) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
çok üşüyen(personne, membre) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) J'aurais dû mettre un manteau, je suis gelé ! |
dondurulmuşadjectif (fonds) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Tous les actifs de l'homme politique furent gelés suite à son arrestation pour violations des droits de l'homme. |
çok soğuk, buz gibiadjectif (figuré : personne, membre) (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) J'ai les pieds gelés : on ne peut pas mettre un peu de chauffage ? |
çok üşümüşadjectif (familier : personne) (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les skieurs gelés (or: glacés) avaient hâte d'entrer dans le chalet pour se réchauffer. |
buz tutmuş, buzluadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le petite fille dessina des torsades sur la fenêtre givrée avec le bout de son doigt. |
üşümüş(personne) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
değişmez, kesinadjectif (figuré) (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Mark avait un sourire figé. |
meyveli jölenom féminin (marka) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'avais encore faim et il n'y avait que de la gelée pour le dessert. |
jölenom féminin (dessert) (tatlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
jöle, peltenom féminin (yiyecek) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Pam a fait de la gelée de framboise pour le dessert. |
donnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Attends après la dernière gelée pour planter ta parcelle de légumes. |
peltemsi maddenom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) En refroidissant, la soupe s'est transformée en gelée. |
kırağı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
jöle(entrée froide en gelée) (etli) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tabaktaki balık jölesi hiç iştah açıcı görünmüyordu. |
jelatinnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le boucher a fait de la gelée à partir des entrailles du porc. |
çok üşümek(personne) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Pourquoi est-ce que la climatisation est aussi forte ? Je suis gelé ! |
buz tutmak, buzla kaplanmakverbe intransitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) En hiver, la rivière gèle en général pendant deux mois ou plus. |
Fransızca öğrenelim
Artık gelée'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
gelée ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.