Fransızca içindeki vendu ne anlama geliyor?

Fransızca'deki vendu kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte vendu'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Fransızca içindeki vendu kelimesi satmak, satmak, satışını yapmak, alıp satmak, paraya çevirmek, satmak, satmak, satış yapmak, satmak, satmak, satmak, satmak, satmak, satmak, satış yapmak, satmak, ticaretini yapmak, satmak, alıp satmak, satmak, satmaya çalışmak, ticaret yapmak, bulundurmak, satılan, para düşkünü, ihanetçi, elde kalmamak, değerlerine ihanet etmek, satmak, kabul ettirmek, satılmak, satılmak, konuşmak, satışı kolay, kolay satılır, satılık tabelası, ağzından baklayı çıkarmak, sırrı açıklamak, açığa vurmak, ifşa etmek, daha düşük fiyata satmak, ucuza satmak, daha düşük fiyatla satmak, daha fazla satış yapmak, açık artırmayla satmak, müzayedeyle satmak, kendini ucuza satmak, daha çok satmak, satmaya çalışmak, sokak satıcılığı yapmak, sokakta öteberi satmak, yasadışı ticaretini yapmak, alkol ruhsatlı, satmak, satılmak, perakende satılmak, komisyonculuk yapmak, hisseleri açığa satmak, alım satımını yapmak, toptan satmak/satış yapmak, büyük çapta satış yapmak, para getirmek, fiyat kırmak, hemen elden çıkarmak, açık artırma ile satmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

vendu kelimesinin anlamı

satmak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il vend des journaux pour 50 centimes pièce.
Gazetelerin her birini 50 kuruşa satıyor.

satmak, satışını yapmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il vend des métaux précieux.

alıp satmak

verbe transitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Il vend des produits d'alimentation générale.

paraya çevirmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
J'étais à court d'argent liquide, alors j'ai vendu mes parts dans M&S.

satmak

verbe transitif (des produits)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

satmak, satış yapmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Est-ce que tu vends toujours des assurances ?

satmak

verbe transitif (familier)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Jon a vendu des assurances-vie pour gagner sa vie après avoir perdu son emploi d'agent immobilier.

satmak

verbe transitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Le magasin vend uniquement des meubles griffés.

satmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Cette société vend des machines industrielles.

satmak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Nous pouvons vendre trente caisses de cet article cette semaine.

satmak

(de la drogue,...) (uyuşturucu, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Le jeune homme a été arrêté pour avoir vendu de la drogue.

satmak, satış yapmak

verbe transitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Désormais, Mme Sellers vend des chaussures.

satmak

verbe transitif (mal, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Nous devons vendre la marchandise avant la fin de l'année fiscale.

ticaretini yapmak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
L'entreprise de Ben vendait des pièces auto aux concessionnaires locaux.

satmak, alıp satmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

satmak

(vieilli)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

satmaya çalışmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le représentant des ventes cognait à toutes les portes dans la rue, faisant l'article de ces marchandises.

ticaret yapmak

(illégal)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Il a fait fortune en faisant du trafic d'armes illégales.

bulundurmak

(mal, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Bu mağaza her marka kıyafeti bulundurmuyor.

satılan

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

para düşkünü

(péjoratif) (mecazlı)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Jason est un vrai vendu ; il ferait n'importe quoi pour de l'argent.

ihanetçi

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

elde kalmamak

(mal, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
C'est toujours énervant d'arriver à la billetterie et qu'on vous dise que tout a été vendu.

değerlerine ihanet etmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

satmak

(birisine bir şey)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il a eu beau essayer encore et encore, il n'a pas réussi pas à lui vendre la voiture.

kabul ettirmek

(figuré, familier)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il a eu beau essayer encore et encore, il n'a pas réussi pas à lui vendre l'idée.

satılmak

verbe intransitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Est-ce que ces chemises se vendent vraiment ?

satılmak

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Le livre rare partira vite lors de la vente aux enchères.

konuşmak

(dévoiler des secrets) (mahkum, şahit, vb.)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Après quatre heures d'interrogatoire, le témoin a fini par parler.

satışı kolay, kolay satılır

locution adjectivale

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Le nouveau service de télévision par câble sera facilement vendable (or: facile à vendre) car l'ancien était vraiment horrible.

satılık tabelası

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Il y a un panneau "à vendre" dans le jardin de Richard.

ağzından baklayı çıkarmak

(figuré)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
John ne sait pas garder un secret : je savais qu'il finirait par vendre la mèche concernant la fête.

sırrı açıklamak

locution verbale (figuré)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Merci d'avoir craché le morceau à propos de ma grossesse !

açığa vurmak, ifşa etmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

daha düşük fiyata satmak, ucuza satmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Les grands supermarchés peuvent vendre moins cher (or: proposer une meilleure offre) que les magasins familiaux.

daha düşük fiyatla satmak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

daha fazla satış yapmak

locution verbale (birisinden)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
David a plus vendu que les autres commerciaux de son entreprise.

açık artırmayla satmak, müzayedeyle satmak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

kendini ucuza satmak

verbe transitif (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

daha çok satmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Les iPhones se sont mieux vendus que les autres smartphones cette année.

satmaya çalışmak

verbe transitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Elle est à New York, à essayer de vendre son nouveau roman.

sokak satıcılığı yapmak, sokakta öteberi satmak

verbe transitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ken aime bien observer les gens vendre leurs marchandises à la criée dans les marchés.

yasadışı ticaretini yapmak

(bir şeyin)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Elle a fait de la contrebande de passeports pour les clandestins durant des années.

alkol ruhsatlı

(établissement) (mekan)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

satmak, satılmak

verbe pronominal (produit, marchandise)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Le nouveau produit ne se vend pas.

perakende satılmak

verbe pronominal

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Ce produit ne se vend pas au détail, mais uniquement à la tonne.

komisyonculuk yapmak

verbe transitif (marché boursier)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Son métier consiste à acheter et vendre des actions.

hisseleri açığa satmak

verbe transitif (Finances : bourse)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il a vendu à découvert car il pensait que le prix allait s'effondrer.

alım satımını yapmak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ce magasin vend et achète des jeux vidéo d'occasion.

toptan satmak/satış yapmak, büyük çapta satış yapmak

verbe transitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ce distributeur vend des chaussures en gros.

para getirmek

verbe pronominal

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le pendentif en or s'est vendu à bon prix lors des enchères.

fiyat kırmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
La société était accusée de vendre des voitures à bas prix sur le sol américain.

hemen elden çıkarmak

locution verbale (hisse, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

açık artırma ile satmak

locution verbale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

Fransızca öğrenelim

Artık vendu'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.

Fransızca hakkında bilginiz var mı

Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.