İngilizce içindeki die ne anlama geliyor?
İngilizce'deki die kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte die'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki die kelimesi ölmek, vefat etmek, ölmek, bitmek, sona ermek, bozulmak, sönmek, ölmek, uğrunda ölmek, zar, damga, zımba, durgunlaşmak, hareketsizleşmek, ölmek, vefat etmek, can vermek, damgalamak, yitip gitmek, azalmak, tükenmek, nesli tükenmek, soyu tükenmek, yavaş yavaş ortadan kalkmak, yemin ederim ki, Allah canımı alsın ki, eceliyle ölmek, dökme (metal), ölüm kalım meselesi, hileli zar, sakın vazgeçme, sakın pes etme anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
die kelimesinin anlamı
ölmek, vefat etmekintransitive verb (cease to live) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Marina's husband died yesterday. |
ölmek(be killed by: illness, etc.) (hastalıktan) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Joe's grandfather died of a heart attack last Friday. |
bitmek, sona ermekintransitive verb (figurative (disappear, end) (mecazlı) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) My love for you will never die. |
bozulmakintransitive verb (figurative, informal (stop working) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) I think the toaster has died. Bence bu tost makinesi bozulmuş. |
sönmekintransitive verb (figurative (stop burning) (ateş) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) The flame died after three hours. |
ölmek(informal (abandon [sb] by dying) (birisinin yanında) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) "Don't you die on me!" she pleaded tearfully. |
uğrunda ölmek(give your life for a cause, person) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I love my children so much, I would die for them. |
zarnoun (cube with dots for games) (oyun) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) It's your turn to throw the die. |
damganoun (tool for stamping) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The die was ready to start stamping the metal into disks. |
zımbanoun (tool for threading screws) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) You need a three eighth inch die for that job. |
durgunlaşmak, hareketsizleşmekintransitive verb (figurative (languish) (mecazlı) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) The project died when everybody lost interest in it. |
ölmek, vefat etmek, can vermektransitive verb (suffer a given kind of death) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) He died a painful death. |
damgalamaktransitive verb (shape or stamp with die) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yitip gitmekphrasal verb, intransitive (fade, diminish) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
azalmakphrasal verb, intransitive (diminish, subside) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) The shouting died down when the rock star began singing. |
tükenmekphrasal verb, intransitive (disappear gradually) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) As the older generation begins to die, their ideas and traditions die off with them. |
nesli tükenmek, soyu tükenmekphrasal verb, intransitive (become extinct: organisms) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Most of the polar bears will die out by 2050 as a result of global warming. |
yavaş yavaş ortadan kalkmakphrasal verb, intransitive (figurative (tradition: disappear gradually) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Our language and our traditions will die out as our people become absorbed by the mainstream culture. |
yemin ederim ki, Allah canımı alsın kiinterjection (infantile (promise) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Mum, I'll clean my room in the morning. Cross my heart and hope to die! |
eceliyle ölmekverbal expression (die of natural causes) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) According to the coroner's report, Brown died a natural death. |
dökme (metal)noun as adjective (made by molding metal) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) These die-cast model cars are very popular with collectors. |
ölüm kalım meselesiexpression (figurative (critical situation) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) It's do or die for our team today. |
hileli zarnoun (dice weighted for cheating) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Don't gamble with him; that fellow uses loaded dice. |
sakın vazgeçme, sakın pes etmeinterjection (figurative (do not give up) Come on boys, you can still win this game! Never say die! |
İngilizce öğrenelim
Artık die'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
die ile ilgili kelimeler
Eş anlamlılar
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.