İngilizce içindeki metal ne anlama geliyor?

İngilizce'deki metal kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte metal'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki metal kelimesi metal, maden, metalden yapılmış, metal, kırma taş, erimiş cam, kırma taş döşemek, madenle kaplamak, kalıba dökme, döküm, ağır metal, heavy metal, metal dedektörü, metal levha, trash metal anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

metal kelimesinin anlamı

metal, maden

noun (gold, silver, etc.)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The government is talking about mining asteroids for metals.

metalden yapılmış

noun as adjective (made of metal)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
She's carrying water in a metal pail.

metal

noun (informal (music: heavy rock) (müzik türü)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Erin liked to listen to metal.

kırma taş

noun (material for making, mending roads) (yol yapımında kullanılan)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The construction worker poured metal into the pot hole.

erimiş cam

noun (glass)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The glassblower turned the metal on the rod.

kırma taş döşemek

transitive verb (put road metal on)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
The city metaled the damaged roads.

madenle kaplamak

transitive verb (cover with metal)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
The jeweler metaled the stone figurine.

kalıba dökme, döküm

noun (pouring molten metal)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
These bronze reliefs were made by casting.

ağır metal

noun (metal with high density)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Heavy metals, like lead and mercury, are toxic and therefore are a frequent environmental problem.

heavy metal

noun (hard rock music) (müzik türü)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
She was not pleased when her son's heavy metal band began practicing in the basement.

metal dedektörü

noun (gadget that detects buried metal)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
A man using a metal detector found Viking coins buried in a field.

metal levha

noun (metal in flat sheet form)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
I used to run a machine that bent sheet metal into various shapes.

trash metal

noun (music: heavy metal) (müzik türü)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
You couldn't drag me to a concert where they played thrash.

İngilizce öğrenelim

Artık metal'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

metal ile ilgili kelimeler

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.