İngilizce içindeki next ne anlama geliyor?
İngilizce'deki next kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte next'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki next kelimesi bir sonraki, bir sonraki, sıradaki, ardından, hemen sonra, en yakın, bitişik, gelecek, önümüzdeki, ertesi, sonra, daha sonra, sonra, daha sonra, hemen sonra gelmek, ertesi gün, yan evde, yandaki evde, yandaki, yan, sıradaki kişi, varis, birinci derecede akraba, en yakın akraba, gelecek sefer, yanında, neredeyse, hemen hemen hiç, neredeyse hiç, ertesi hafta, ertesi yıl, ertesi sene, kapı komşusu, en iyi şey, ertesi gün, görüşmek üzere anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
next kelimesinin anlamı
bir sonrakiadjective (immediately after) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) We're going to take the next plane. Ertesi gün sizi ziyaret edeceğiz. |
bir sonrakiadjective (immediately behind) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) I'll help the next person in line. Sırada bir sonraki kişi gelsin lütfen. |
sıradakiadjective (person: in line) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Who is next? |
ardından, hemen sonraadjective (second most important) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) The next thing to do after gathering firewood is to put it all in a dry place. Odun topladıktan hemen sonra yapılması gereken şey hepsini kuru bir yere koymaktır. |
en yakınadjective (nearest) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Proceed to the next open window. En yakın pencereye doğru ilerleyin. |
bitişikadjective (adjacent) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) My grandparents live in the next house. Büyükannem ve büyükbabam bitişik evde oturuyorlar. |
gelecek, önümüzdeki, ertesiadjective (occasion: first to follow) (hafta, bayram, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) We're going to visit family next Christmas. |
sonra, daha sonraadverb (in the nearest time) (zaman) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Next, we will go to the beach. |
sonra, daha sonraadverb (after) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Clean the kitchen, and next the bathroom. |
hemen sonra gelmekverbal expression (follow, be next in sequence) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) After the letter S, T comes next in the English alphabet. |
ertesi günadverb (informal (on the following day) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Next day he turned up on my doorstep with a big bunch of roses. |
yan evdeadverb (in the next house along) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) She lives next door with her mother and half a dozen cats. |
yandaki evde(in the next house along from) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
yandaki, yannoun as adjective (neighboring) (komşu) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The people in the next-door apartment are very nosy. |
sıradaki kişinoun (person: front of queue) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The immigration officer called for the next in line to step forward. |
varisnoun (figurative (expected successor: to [sth]) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Prince Charles is next in line to the throne. |
birinci derecede akraba, en yakın akrabanoun (invariable (immediate family, closest relative) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) My sister is listed as my next of kin on all my emergency forms. The authorities won't release the name of the victim until his next of kin have been notified. |
gelecek seferadverb (informal (on the next occasion) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Next time I go to the supermarket I must remember to buy some cheese. |
yanındapreposition (beside, adjacent to) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) The house next to the golf course has great views across the fairway. |
neredeysepreposition (figurative (almost) (mecazlı) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) It's worth next to nothing in that condition. |
hemen hemen hiç, neredeyse hiçnoun (very little) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) After paying that huge telephone bill, I have next to nothing left in the bank. She managed to prepare a sumptuous meal from next to nothing. |
ertesi haftaadverb (during the week after this one) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) I'm away until Sunday, but can meet with you next week. |
ertesi yıl, ertesi seneadverb (during the year after this one) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) We hope to see you again next year. |
kapı komşusunoun (often plural (person: in next house, apartment) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) My next-door neighbor is always waking me up with his loud music. |
en iyi şeynoun (good substitute) (bir şeyin yerine geçen) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I can't afford to buy a Volkswagen; the Toyota is the next best thing. Apples are not as sweet as candy, but I think they are the next best thing. |
ertesi günadverb (the day after) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) I enjoyed the film so much that I went back to the cinema the next day and watched it again. |
görüşmek üzereadverb (goodbye) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
İngilizce öğrenelim
Artık next'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
next ile ilgili kelimeler
Eş anlamlılar
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.