İngilizce içindeki sneak ne anlama geliyor?

İngilizce'deki sneak kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte sneak'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki sneak kelimesi sessizce ilerlemek/süzülmek, sinsi tip, güvenilmez kişi, (birşeyi) gizlice yapmak, ispiyonculuk yapmak, ispiyonlamak, aşırmak, sinsice yaklaşmak, ani saldırı, gizlice girmek/içeri süzülmek, gizlice içeri sokmak, gizlice çıkmak, gizlice çıkmak/kaçmak, sıvışmak, gizlice çıkarmak, ön gösterim, (film) erken gösterim anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

sneak kelimesinin anlamı

sessizce ilerlemek/süzülmek

intransitive verb (move silently)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
The children snuck downstairs, early on Christmas morning, to see if Santa had been.

sinsi tip

noun (underhand person)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Tamsin thinks Simon is a sneak; he tells lies and he's always trying to stir up trouble.

güvenilmez kişi

noun (UK, informal, dated (telltale, informant)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Jodie is a sneak, always telling on her classmates.

(birşeyi) gizlice yapmak

intransitive verb (go unnoticed)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Jean snuck through the stage door, without anyone seeing her.

ispiyonculuk yapmak

intransitive verb (UK, informal, dated (tell tales)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Alice wanted to know who had sneaked to the teacher.

ispiyonlamak

(UK, informal, dated (tell tales on [sb])

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
When the teacher asked Edward to stay after class, he knew somebody must have sneaked on him.

aşırmak

transitive verb (informal (steal)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Rick's mother said he couldn't have any biscuits, but he sneaked one from the barrel anyway.

sinsice yaklaşmak

phrasal verb, intransitive (approach stealthily)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
I snuck up behind him whilst he was reading.

ani saldırı

noun (stealth attack)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The British took Quebec in a sneak attack at night.

gizlice girmek/içeri süzülmek

(enter unseen or stealthily)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
The teenagers weren't allowed in the bar, but they sneaked in anyway.

gizlice içeri sokmak

([sb], [sth]: bring in unseen)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
He hid the file in a birthday cake to sneak it in to the prisoner's cell.

gizlice çıkmak

(leave furtively)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Paul looked around and realised Joe had snuck off again.

gizlice çıkmak/kaçmak, sıvışmak

(exit unseen)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Rick used to sneak out through the window after his parents went to sleep.

gizlice çıkarmak

(remove secretly)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
The shoplifter sneaked the CDs out in his pockets.

ön gösterim

noun (informal (secret preview)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The video game company is offering a sneak peek of their new game at the conference.

(film) erken gösterim

noun (informal (advance viewing of [sth])

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
I had a sneak preview of the school play yesterday.

İngilizce öğrenelim

Artık sneak'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.