İngilizce içindeki soak ne anlama geliyor?

İngilizce'deki soak kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte soak'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki soak kelimesi suya bastırmak, suda ıslatmak, suda tutmak/bırakmak, suya koymak, yağmurda ıslanmak, sırılsıklam olmak, suda beklemek, suda bekletme, ayyaş, kazıklamak, nüfuz etmek, anlamak, emmek, sünger gibi çekmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

soak kelimesinin anlamı

suya bastırmak, suda ıslatmak, suda tutmak/bırakmak, suya koymak

transitive verb (place in water)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

yağmurda ıslanmak, sırılsıklam olmak

transitive verb (by rain)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

suda beklemek

intransitive verb (be left in liquid)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
The casserole dish was hard to clean, so Ian left it to soak.

suda bekletme

noun (period of immersion)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
That pan needs a soak before you try to wash it up.

ayyaş

noun (slang (drunk)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Anna is a soak; she's in the bar every night until closing time.

kazıklamak

transitive verb (figurative ([sb] for money) (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

nüfuz etmek

phrasal verb, intransitive (liquid: be absorbed) (sıvı)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Wipe up that stain quickly, before it soaks into the carpet.

anlamak

phrasal verb, intransitive (figurative (information, experience: take in)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
That's a lot of new information, so I'll give you a moment to let it all soak in.

emmek

phrasal verb, transitive, separable (absorb: liquid)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
You can use a sponge to soak up water.

sünger gibi çekmek

phrasal verb, transitive, separable (figurative (take in: information, experience)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Children pay attention to more than we realize, soaking up everything around them.

İngilizce öğrenelim

Artık soak'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

soak ile ilgili kelimeler

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.