İngilizce içindeki soul ne anlama geliyor?

İngilizce'deki soul kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte soul'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki soul kelimesi ruh, tin, ruh, maneviyat, soul müzik, soul, zencilere ait, zenci, kişi, kimse, şahıs, kalp, öz, temel, canı gönülden, seve seve, amaçsız kimse, günahkar kimse, hiç kimse, kimsecikler, ruh eşi anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

soul kelimesinin anlamı

ruh, tin

noun (immortal part of a person)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
When you die, your soul goes to heaven.
Ölünce ruhun cennete gidecektir.

ruh

noun (emotional side of a person)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
I love you with all my heart and soul.

maneviyat

noun (figurative (emotional energy)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
She puts a lot of soul into her art.

soul müzik

noun (soul music: mix of funk and blues)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
My favourite music genre is soul.

soul

noun as adjective (mixing funk and blues) (müzik)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Marvin Gaye was a famous soul singer.

zencilere ait, zenci

adjective (US, informal (African-American)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
I love going down to grandma's house to get some soul food.

kişi, kimse, şahıs

noun (figurative (person)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The small village is home to some thirty souls.

kalp

noun (epitome, heart) (şehir, vb.)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
While Madrid is the capital, they say Toledo is the soul of Spain.

öz, temel

noun (essence)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Brevity is the soul of wit. (Shakespeare)

canı gönülden, seve seve

adverb (figurative (with all one's being)

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)
Miranda threw herself heart and soul into her performance of the song.

amaçsız kimse

noun ([sb] without purpose)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
He has been wandering around like a lost soul.

günahkar kimse

noun (religion: [sb] beyond salvation)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
He committed a mortal sin, and now the priest sees him as a lost soul.

hiç kimse, kimsecikler

noun (nobody)

It was two o'clock in the morning and not a soul was on the streets. They got married and not a soul knew until a year later.

ruh eşi

noun (informal ([sb] with whom you have deep affinity)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Some people believe that each and everyone of us has a soul mate.

İngilizce öğrenelim

Artık soul'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.