İspanyolca içindeki aislado ne anlama geliyor?

İspanyolca'deki aislado kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte aislado'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İspanyolca içindeki aislado kelimesi ücra, sapa, yalnız, tek başına, nadir, ender, yalnız, dış etkilere kapalı, aralıklı, ara sıra olan, seyrek, münzevi (hayat, vb.), (yağmur, vb.) aralıklı, parçalı (bulutlu, vb.), (kişi) gözlerden uzak, inzivaya çekilmiş, yalnız, ıssız, tenha, yalnızlık çeken, yalnız, bir başına, izole etmek, yalıtmak, ısı yalıtımı yapmak, tecrit etmek, ayırmak, ayrı tutmak, tecrit etmek, ses yalıtımı yapmak, karantinaya almak, ısıyı korumak, ayırmak, yalıtım yapmak, toplum dışına itmek, toplumdan uzaklaştırmak, dışlamak, ayrılmış şey anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

aislado kelimesinin anlamı

ücra, sapa

(yer)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
La casita está bastante aislada, los vecinos más cercanos están a 2 kilómetros de distancia.

yalnız, tek başına

(kişi)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Es fácil sentirse aislado viviendo en una ciudad grande.

nadir, ender

adjetivo (olay)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Unos pocos robos aislados han puesto a los residentes muy nerviosos.

yalnız

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
La isla era hermosa pero allí me sentía aislado.
Ada çok güzeldi ama orada kendimi yalnız hissettim.

dış etkilere kapalı

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Las comunidades de inmigrantes suelen estar aisladas.

aralıklı, ara sıra olan, seyrek

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Los resultados de la encuesta eran aislados; no había patrones claros.

münzevi (hayat, vb.)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
El hombre aislado pedía todo por internet para no tener que salir de su casa.

(yağmur, vb.) aralıklı

adjetivo

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Para esta tarde, se espera sol y chubascos aislados.

parçalı (bulutlu, vb.)

(lluvia) (hava)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Los vuelos fueron retrasados por la neblina aislada.

(kişi) gözlerden uzak, inzivaya çekilmiş

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Jack lleva una vida aislada: apenas ve a nadie.

yalnız

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Es normal sentirse alienado cuando eres un adolescente.

ıssız, tenha

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Había una casa incomunicada en la cima de la montaña.

yalnızlık çeken, yalnız

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Es una persona solitaria, y no puede hacer amigos.

bir başına

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Jane se puso a coger los juguetes que su hija había dejado sueltos por todo el salón y se puso a meterlos en la caja de los juguetes.

izole etmek, yalıtmak, ısı yalıtımı yapmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Debes aislar las paredes de tu casa con fibra de vidrio o espuma.

tecrit etmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

ayırmak, ayrı tutmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Laura se esforzó por aislar los hechos de todas las disparatadas historias de manera que pudiera escribir su reportaje.

tecrit etmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Los investigadores han aislado la enzima en ranas.

ses yalıtımı yapmak

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Hemos aislado el estudio para prevenir la contaminación sonora.

karantinaya almak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Los agentes de aduanas aislaron al viajero en cuarentena médica durante dos días porque temían que estuviese infectado.

ısıyı korumak

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Puedes aislar tu colchón con un almohadón de lana.

ayırmak

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
El doctor aisló la cepa de la viruela que estaba causando la epidemia.

yalıtım yapmak

verbo transitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
La electricista tuvo que asegurarse de aislar los circuitos apropiadamente para evitar un cortocircuito.

toplum dışına itmek, toplumdan uzaklaştırmak, dışlamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Los fieles excluyeron a Jennifer cuando se enteraron de que era atea.

ayrılmış şey

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
El vasco es un caso aislado y no encaja en ningún otro grupo de lenguas.

İspanyolca öğrenelim

Artık aislado'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.

İspanyolca hakkında bilginiz var mı

İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.