İspanyolca içindeki caza ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki caza kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte caza'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki caza kelimesi avcılık, avlanma, av hayvanı, savaş uçağı, avcı uçağı, av, av, atış, atıcılık, insan avı, (suçlu, vb.) arama/peşine düşme, kovalama, av kuşu, yabani kuş, arayıcı, araştıran kişi, avcılık yapmak, avlanmak, izini sürmek, avlamak, avlamak, silahla ava çıkmak, avlamak, (birşeyi) elde etmek, ele geçirmek, (spor) kapmak, tutmak, yakalamak, kavramak, anlamak, kovalamak, aramak/peşine düşmek, tuzakla avlamak/yakalamak, anlamaya başlamak, vurmak, anlamak, idrak etmek, av köpeği, tazı, av partisi, kaçak avcılık, yasadışı/ruhsatsız avlanma, balina avcılığı, büyük av hayvanı, av kuşu, av köpeği, avcılık, av alanı, av bölgesi, avlanma alanı, cadı avı, av, arama, gösteri atı, avlatmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
caza kelimesinin anlamı
avcılık, avlanmanombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ken se llevó a su hijo de caza en su décimo cumpleaños. |
av hayvanı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Las presas abundan en la hacienda del barón. Cazamos presas como el pavo silvestre. |
savaş uçağı, avcı uçağınombre masculino (avión) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Peter piloteó un caza en la guerra. |
avnombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El granjero siempre lleva a su perro a la caza. |
av
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El cazador tuvo su primera caza a los 17 años. |
atış, atıcılık(la actividad) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Paul practica tiro todos los fines de semana en un campo de tiro. |
insan avı, (suçlu, vb.) arama/peşine düşme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La policía inició la cacería del prisionero fugitivo. |
kovalama
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La persecución de la policía terminó con la captura del sospechoso. |
av kuşu, yabani kuş
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los cazadores vienen a esta zona por venados y aves de caza. |
arayıcı, araştıran kişi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Después de dejar la escuela John consiguió trabajo de cazador de fantasmas. |
avcılık yapmak, avlanmakverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Susan siempre quiso cazar pero nunca tuvo tiempo, hasta ahora. |
izini sürmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mi gato caza ratones todas las noches. |
avlamakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Juan iba a las montañas todos los años a cazar osos. |
avlamakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Los lobos cazan a sus presas en manada. |
silahla ava çıkmakverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Los hombres fueron a cazar al bosque aunque era ilegal. |
avlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Cazamos un faisán en nuestra partida de caza. |
(birşeyi) elde etmek, ele geçirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Neil está intentado cazar a una mujer con dinero. |
(spor) kapmak, tutmak, yakalamak(deporte) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
kavramak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Las obras de filosofía hay que leerlas varias veces para captarlas. |
anlamak(MX, AR, CL, coloquial) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le comenté que él había envenenado a su esposa con arsénico, pero ella no lo cachó. |
kovalamak(correr tras) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Los perros persiguieron el conejo. Köpekler tavşanı kovalıyordu. |
aramak/peşine düşmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El policía juró que encontraría al asesino. |
tuzakla avlamak/yakalamak(animal) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El cazador intentaba atrapar palomas. |
anlamaya başlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Me encantaría entender algo de física. |
vurmak(silahla) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) ¿Dónde le tiraste a ese ciervo? |
anlamak, idrak etmek(figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
av köpeği, tazı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Peter educó a un sabueso para que fuese a cazar con él. |
av partisi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La cacería cruzó el arroyo persiguiendo a su presa. |
kaçak avcılık, yasadışı/ruhsatsız avlanma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La caza furtiva de elefantes es un problema serio en la reserva. |
balina avcılığılocución nominal femenina (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
büyük av hayvanı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La reserva ofrece la oportunidad de ver caza mayor, como leones y elefantes. |
av kuşu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) A Henry le gustaba cazar aves de caza como perdices y faisanes. |
av köpeğilocución nominal masculina (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tengo dos perros de caza. |
avcılık
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Highland Perthshire ofrece grandes oportunidades para la caza deportiva. |
av alanı, av bölgesi, avlanma alanı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los oficiales están tratando de equilibrar la conservación con el acceso a cotos de caza. |
cadı avınombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La investigación pronto se convirtió en una caza de brujas. |
av
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Las focas dedican la mayor parte de su día a la caza de pescado. |
arama
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La búsqueda del asesino llevó varios años. |
gösteri atı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Jaime normalmente montaba caballos de caza, y se sorprendió de lo rápido que éste caballo se cansó. |
avlatmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El noble usó a sus sabuesos para cacería. |
İspanyolca öğrenelim
Artık caza'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
caza ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.