Portekizce içindeki feito ne anlama geliyor?
Portekizce'deki feito kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte feito'ün Portekizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Portekizce içindeki feito kelimesi davranış, hareket, eylem, toplanmış, başarı, muvaffakiyet, yapmış, yapımı, işi, beceri, ustalık, maharet, kabiliyetli, yapımı, meydana gelen, işler, mafyaya kabul edilmiş, şekillendirilmiş, şekil verilmiş, üretilmiş, insan yapımı, yapılmış, başarı, muvaffakiyet, hüner, aceleyle yapılmış, dayanıklı, kötü yapmak, baştan savma yapmak, derme çatma, el yapımı, el işi, düzensiz, sipariş üzerine yapılmış, ısmarlama, ısmarlama, ısmarlama, olmaz, olamaz, olmayacak, iyi iş, özel olarak yaptırmak, uygun, doğru yapmak, -den yapılmış, tam uygun, yaptığını beğendin mi, arabadan ateş açma, , basmakalıp, öfkeyle çıkıp gitmek, arabadan açılan ateş, el işi, özel ihtiyaçlara göre geliştirilmiş, biçilmiş kaftan olmak, acıklı film, bitmiş, elle yapmak, gerekli olmak, çengellenmiş, iyi icra edilmiş, olsun anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
feito kelimesinin anlamı
davranış, hareket, eylem
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Os atos de Adam naquele dia salvaram a vida do irmão dele. |
toplanmış(malas) (bavul, çanta) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) As malas de Archie estão feitas e ele está pronto para partir. |
başarı, muvaffakiyet
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) O novo prédio era um feito da engenharia. |
yapmış(particípio passado de fazer) (yapmak fiilinin miş'li geçmişi) (miş'li geçmiş zaman: İş, oluş, hareket, konuşan tarafından görülmemiş, sonradan duyulmuş yahut öğrenilmiştir. Fiillere "-mış, -miş, -muş, -müş" ekleri getirilerek yapılır.) Ele fez o que tinha que ser feito. Yapması gerekeni yapmıştı. |
yapımı, işi(el, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Todas essas peças de roupa eram feitas à mão. |
beceri, ustalık, maharet
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) O acrobata impressionou o público com seus feitos. |
kabiliyetliparticípio passado (figurado, informal.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) No exército, homens jovens descobrem do que realmente são feitos. Uma crise é uma oportunidade para mostrar do que você é feito. |
yapımı(Türk, İngiliz, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Lair dirige um carro feito na Grã Bretanha. |
meydana gelen
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Um computador é feito de muitos componentes de alta tecnologia. |
işlersubstantivo masculino (çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.) Ele está sempre falando a respeito dos feitos dos vizinhos. |
mafyaya kabul edilmişadjetivo (oficialmente iniciado na máfia) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ele foi feito por uma das famílias poderosas no dia seguinte em que atirou em seis de seus rivais. |
şekillendirilmiş, şekil verilmişadjetivo (cabelo) (saç) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) As unhas de Madeleine estavam pintadas, o cabelo feito, então ela estava pronta para ir ao baile. |
üretilmişadjetivo (artificialmente) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) O rótulo nesse boneco diz, "Feito em Taiwan." |
insan yapımıadjetivo (artificial, fabricado) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
yapılmışadjetivo (qualidade) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Essa chave de fenda é bem feita e não vai quebrar. |
başarı, muvaffakiyet, hüner(realização) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) O posto de Jay no topo da classe na escola foi uma conquista (or: façanha) e tanto. Jale'nin sınıf birincisi olması çok büyük bir başarıydı. |
aceleyle yapılmış
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Foi obviamente um trabalho apressado, contendo muitos erros. |
dayanıklı(resistente, feito para durar) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
kötü yapmak, baştan savma yapmak(trabalho mal feito) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
derme çatma
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
el yapımı, el işilocução adjetiva (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
düzensiz
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
sipariş üzerine yapılmış, ısmarlama
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
ısmarlamaadjetivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) O milionário só usava ternos feitos sob medida. Até a mobília do seu consultório era customizada. |
ısmarlama(feito sob encomenda, alfaiataria) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
olmaz, olamaz, olmayacak(argo) |
iyi işexpressão (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
özel olarak yaptırmak
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
uygunlocução verbal (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Quando ele foi pego pela segunda vez, decidiu que não servia para (or: era feito para) uma vida de crimes. |
doğru yapmaklocução verbal (bir şeyi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Se você não consegue fazer certo, nem tente fazer! |
-den yapılmış
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Esses armários são feitos de carvalho enquanto esses armários aqui são feitos de pinho. |
tam uygun(perfeitamente ajustado) (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
yaptığını beğendin mi(bem feito) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) |
arabadan ateş açmaexpressão (hareket halindeki) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
expressão |
basmakalıpexpressão (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) A voz única dela garantia que não fosse vista apenas como outra dessas cantoras pop feitas em massa. |
öfkeyle çıkıp gitmek(informal) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ela ficou tão brava com o marido depois da discussão deles que saiu de casa pisando duro. |
arabadan açılan ateşexpressão (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
el işilocução adjetiva |
özel ihtiyaçlara göre geliştirilmiş
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) O programa de estudos no exterior é personalizado para cada necessidade do estudante. |
biçilmiş kaftan olmakexpressão (birisi/bir şey için) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
acıklı film
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
bitmişlocução adjetiva (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Assim que suas tarefas estiverem feitas você poderá jogar no Playstation. |
elle yapmakexpressão (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
gerekli olmaklocução verbal (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) As fronhas precisam ser lavadas. |
çengellenmişexpressão (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
iyi icra edilmişadjetivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
olsun
(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Bem feito! Você aprenderá a viver com isso. |
Portekizce öğrenelim
Artık feito'ün Portekizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Portekizce içinde arayabilirsiniz.
feito ile ilgili kelimeler
Portekizce sözcükleri güncellendi
Portekizce hakkında bilginiz var mı
Portekizce (português), Avrupa'nın İber yarımadasına özgü bir Roma dilidir. Portekiz, Brezilya, Angola, Mozambik, Gine-Bissau, Cape Verde'nin tek resmi dilidir. Portekizce, 215 ila 220 milyon anadili ve 50 milyon ikinci dil konuşanı olmak üzere toplamda yaklaşık 270 milyona sahiptir. Portekizce genellikle dünyada en çok konuşulan altıncı dil, Avrupa'da üçüncü sırada yer alır. 1997'de kapsamlı bir akademik çalışma, Portekizce'yi dünyadaki en etkili 10 dilden biri olarak sıraladı. UNESCO istatistiklerine göre, Portekizce ve İspanyolca, İngilizce'den sonra en hızlı büyüyen Avrupa dilleridir.