Fransızca içindeki chemin ne anlama geliyor?
Fransızca'deki chemin kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte chemin'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki chemin kelimesi yol, yön, yol, yol, yol, patika, keçiyolu, patika, bahçe yolu, yön, yol, yol, dar yol, dar sokak, yol, yol, yol, patika, keçiyolu, mesafe, uzaklık, gidiş yolu, -e kadar, yol tarifi, memleket yolunda, yarı yolda, yarı yolda, kenara, yolda, tüm yolculuk boyunca, ray, demiryolu rayı, yedek yol, yedekçi yolu, eşkiyalık, toprak yol, ray, kestirme yol, yol üzerinde, geçmek, geçip ilerlemek, doğru yolu göstermek/işaret etmek, engel oluşturmak, yön vermek, geri dönmek, ortada, yol boyunca, demiryolu, tren yolu, yol üzerinde, yol göstermek, yoldan çıkmak, aklına takılmaya başlamak, geri dönüş yolunu göstermek, yolunda, kazarak ilerlemek, zahmet, yolunu bulmak, demiryolu şirketi, ilerlemek, zorlukla geçmek, ormanda ilerlemek, yolu tarif etmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
chemin kelimesinin anlamı
yol(figuré) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tous les chemins mènent à Rome. ⓘCette phrase n'est pas une traduction de la phrase originale. Başarıya giden yol pek çok zorluklarla doludur. |
yön(itinéraire) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Quel chemin as-tu pris ? Oraya hangi yoldan gittiniz? |
yol(adresse) (cadde) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La rue où je vis s'appelle chemin d'Artren. |
yol
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il y a un chemin qui traverse les montagnes à dix kilomètres au sud d'ici. Buranın on kilometre güneyinde dağlarda bir yol (or: geçit) bulunmakta. |
yol
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Suis le chemin à travers les bois. |
patika, keçiyolu(bois, forêt) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ce sentier qui traverse les bois est quelquefois boueux. Orman içindeki bu patika zaman zaman çamurla kaplanmaktadır. |
patika
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il y a beaucoup de chemins qui relient le parking au centre commercial. |
bahçe yolunom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le chemin tortueux relie les jardins à la rivière. |
yönnom masculin (figuré) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il est difficile de savoir quel chemin choisir dans la vie. |
yolnom masculin (route étroite) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tu verras des roses un petit peu plus loin sur le chemin. |
yol
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
dar yol, dar sokak(en ville) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yol(du progrès,...) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tu n'as pas à suivre la même voie toute ta vie. |
yol(itinéraire) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) N'emprunte pas la mauvaise route ou tu seras perdu. |
yol(figuré) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Elle est en route vers le bonheur. |
patika, keçiyolunom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il existe un sentier (or: chemin) à travers les bois pour aller jusqu'au lac. |
mesafe, uzaklık
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Chicago, c'est loin d'ici. İstanbul buradan uzak mesafededir. |
gidiş yolunom masculin (bir yere) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je ne connais pas le chemin pour aller à la pharmacie. |
-e kadar(yol) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Tu veux que je porte ça jusqu'à la maison ? |
yol tarifi(très précis, écrit) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
memleket yolundalocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Après douze mois en mer, Connor était de nouveau sur le chemin du retour. |
yarı yoldalocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Nous avons fait demi-tour à mi-chemin à cause de la neige. |
yarı yoldalocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
kenara(position) (çekmek, vb.) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Hé ! Pousse-toi ! Je ne vois pas la télé ! |
yoldaadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Je te les livrerai sur le chemin, d'accord ? |
tüm yolculuk boyunca
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Nous avons dû l'écouter ronfler pendant tout le chemin jusqu'à Rome. |
ray, demiryolu rayı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les voies ferrées du pays étaient en mauvais état. |
yedek yol, yedekçi yolunom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
eşkiyalıknom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le carjacking est l'équivalent moderne du vol de grand chemin. |
toprak yol
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La grand-rue est pavée mais les autres rues sont juste des chemins de terre. |
raynom masculin pluriel (tren) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kestirme yolnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yol üzerinde
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Nous étions en route pour Manchester quand nous avons entendu la nouvelle à la radio. |
geçmek, geçip ilerlemekverbe pronominal (kalabalığın arasından, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) On s'est frayé un chemin à travers la foule. |
doğru yolu göstermek/işaret etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tu n'as pas besoin de me donner une carte routière, montre-moi juste le chemin. |
engel oluşturmak(figuré) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Si c'est ce que tu as décidé de faire, vas-y. Je ne me mettrai pas en travers de ton chemin. |
yön vermekverbe intransitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je conduis et tu nous guides. |
geri dönmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'alpiniste était épuisé mais il refusait de faire demi-tour. |
ortadalocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Nous sommes à mi-chemin de la somme de dons escomptée. |
yol boyunca
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Il a dansé et chanté durant tout le chemin jusqu'à l'école. |
demiryolu, tren yolunom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les chemins de fer ont ouvert l'ouest au commerce et aux colonies. |
yol üzerinde
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
yol göstermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yoldan çıkmaklocution verbale (figuré) (kişi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Marcia est devenue conseillère d'orientation pour aider les adolescents qui s'écartent du droit chemin. |
aklına takılmaya başlamaklocution verbale (figuré : idée) (düşünce, şüphe, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Même s'il n'en parlait pas, l'idée faisait petit à petit son chemin dans son esprit. |
geri dönüş yolunu göstermeklocution verbale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Je dois retourner à l'hôtel. Quelqu'un pourrait-il m'indiquer le chemin du retour ? |
yolundalocution adverbiale (figuré) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Manger moins et me dépenser plus m'a mis sur la voie de la perte de poids. |
kazarak ilerlemekverbe pronominal (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Les blaireaux se frayent un chemin sous terre avec leurs griffes. |
zahmet
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Cela vaut-il le coup de se donner du mal à faire une demande de permis ? |
yolunu bulmakverbe pronominal (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Vous avez réussi à vous frayer un chemin dans la procédure de candidature ? |
demiryolu şirketinom féminin (entreprise) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les sociétés de chemin de fer semblent souvent plus intéressés par les profits que par le confort de leurs passagers. |
ilerlemeklocution verbale (kalabalığı yararak, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Elle s'est frayé un chemin (or: s'est ouvert un chemin) à travers la foule. |
zorlukla geçmeklocution verbale (bir yerden) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Roger s'est frayé un chemin à travers la foule. |
ormanda ilerlemeklocution verbale (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) On s'est taillé un chemin à travers la jungle pendant des heures. |
yolu tarif etmeklocution verbale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il lui a indiqué le chemin du supermarché le plus proche. |
Fransızca öğrenelim
Artık chemin'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
chemin ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.