Fransızca içindeki nez ne anlama geliyor?
Fransızca'deki nez kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte nez'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki nez kelimesi burun, burun, burun, burun, koku alma duyusu, koku alma yeteneği, (şarap) koku/aroma, burun, burnuyla itmek, rastlamak, kötü birşeyle bilinmek, ani çekiş, uyuklamak, çok başarılı olmak, herşeye burnunu sokan, meraklı, şahin gibi, atmaca gibi, sümüğü akan, sümüklü, karışan, açık, apaçık, gün gibi ortada, kaşkol, atkı, her işe burnunu sokma, burun kanaması, burun akıntısı, yüzüne karşı gülmek, kolaylıkla kazanmak, kolayca galip gelmek, tartışmak, münakaşa etmek, başkalarının işine karışmak/burnunu sokmak, sümük, dürterek sokmak, (kişisel sorular sorarak) başkasının özel hayatına burnunu sokmak, uyuklamak, araştırmak, baş vermek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
nez kelimesinin anlamı
burunnom masculin (d'une personne) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Une mouche s'est posée sur mon nez. Burnuma sinek kondu. |
burunnom masculin (d'un d'avion) (uçak) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'avion vira à droite et piqua du nez. |
burunnom masculin (figuré : curiosité) (merak anlamında) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Arrête de fourrer ton nez dans mes affaires ! İşlerime burnunu sokma. |
burunnom masculin (d'un animal) (hayvan) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le fourmilier introduit son long nez dans la fourmilière. |
koku alma duyusu, koku alma yeteneği(sens) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mon chien de chasse a un odorat formidable. |
(şarap) koku/aromanom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ce vin a un bouquet très fruité. |
burun(familier) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
burnuyla itmekverbe transitif (bir şeyi) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le chien poussa la porte du nez et entra dans la pièce. |
rastlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il a rencontré son ex-petite amie au bar. |
kötü birşeyle bilinmek(figuré) (mecazlı) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) L'immeuble de luxe puait le mauvais goût. |
ani çekişnom masculin invariable (instrument pour cheval) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
uyuklamak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Les étudiants ont commencé à s'assoupir pendant le cours qui était long. |
çok başarılı olmak(familier) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Malgré la difficulté de l'examen de maths, Mary a cartonné. |
herşeye burnunu sokan, meraklı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
şahin gibi, atmaca gibi
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) L'oiseau avait une silhouette de faucon mais était en fait un aigle. |
sümüğü akan, sümüklü(resmi olmayan dil) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Plusieurs des élèves de la classe de maternelle avaient le nez qui coulait quand le temps a soudainement changé. |
karışan
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
açık, apaçık, gün gibi ortada
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Après sa chute, les bosses sur sa tête étaient bien visibles. |
kaşkol, atkınom masculin invariable (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Dan portait un cache-col parce qu'il faisait très froid dehors. |
her işe burnunu sokma(familier) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Maria a la mauvaise habitude de fourrer son nez partout ; ne laissez pas de documents privés où elle peut les voir ! |
burun kanaması
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
burun akıntısı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'ai le nez qui coule et je n'arrête pas de tousser : je pense que je devrais aller voir le médecin demain. |
yüzüne karşı gülmeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quand il m'a proposé 10 000 $ pour sa camelote, je lui ai ri au nez. |
kolaylıkla kazanmak, kolayca galip gelmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nous savions que notre équipe gagnerait haut la main. |
tartışmak, münakaşa etmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Les jeunes mariés aussi se disputent de temps en temps. Aranızda atışmayı bırakın da gelip bize yardım edin. |
başkalarının işine karışmak/burnunu sokmakverbe intransitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je furetais dans sa chambre quand j'ai trouvé cette photo. |
sümüknom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) « N'essuie pas tes crottes de nez sur ta manche », a dit la mère de Léo. |
dürterek sokmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Elle se mêle toujours des affaires privées de ses voisins. |
(kişisel sorular sorarak) başkasının özel hayatına burnunu sokmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Wendy n'aimait pas que sa mère se mêle de sa vie sentimentale. |
uyuklamaklocution verbale (figuré, familier) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) J'ai piqué du nez et j'ai planté la voiture. |
araştırmak(familier) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le détective commença à fouiner dans le passé du suspect. |
baş vermeklocution verbale (courant, figuré) (bitki, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Cette variété de laitue pointe le bout de son nez en avance. |
Fransızca öğrenelim
Artık nez'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
nez ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.