Fransızca içindeki moyen ne anlama geliyor?
Fransızca'deki moyen kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte moyen'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki moyen kelimesi ortalama, orta, orta, sıradan, vasat, sıradan, normal, araç, herhangi bir yol, orta, vasat, orta karar, ortalama, ortaçağ, normal, olağan, tavır, davranış şekli, mazeret, (birşeyi ifade etmekte kullanılan) araç, vasıta, yol, Ortaçağ'a ait, Ortaçağ, elverişli/uygun vasıta/çare, doğum kontrol yöntemi, Ortadoğu, ilkel, primitif, Orta Doğu, ne olursa olsun, böyle yaparak, olmaz, olamaz, olmayacak, caydırıcı/yıldırıcı şey, orta siklet, kısa çizgi, sonuca götüren araç/vasıta, dördüncü sınıf, ulaşım aracı, iletişim araçları, hatırlatıcı ipucu, Ortadoğu ile ilgili, Ortaçağ, yoluyla, becermek, bir yolunu bulmak, dönem ortası, sömestr ortası, taşıt, araç, geçici/eğreti çözüm/çare, yoldan sapma/ayrılma, ulaşım, yoluyla, vasıtasıyla, aracılığıyla, ölçmek, Doğu Akdeniz, onun vasıtasıyla, onunla, orta kısım, yol, Ortaçağ İngilizcesi, yoluyla anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
moyen kelimesinin anlamı
ortalamaadjectif (Maths) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Au golf, mon score moyen était de 2 sous le par. |
ortaadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il est de taille moyenne. Sınavdan averaj not aldı. |
orta
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Quelle portion voulez-vous : la petite, la moyenne ou la grande ? Hangi boy içecek istiyorsunuz? Küçük, orta, büyük? |
sıradan, vasat
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ce restaurant sert de nourriture moyenne. |
sıradan, normal
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Joe se voyait comme un type normal. Kendisini sıradan bir adam olarak görüyordu. |
araç
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Par l'intermédiaire de la télévision, les enfants découvrent le monde. |
herhangi bir yolnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Y aurait-il moyen que tu rendes ta dissertation plus intéressante ? |
ortaadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
vasat
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le déjeuner était moyen. Peut-être que le dîner sera meilleur. |
orta kararadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) L'entreprise d'Aaron a connu un succès moyen. |
ortalamaadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le résultat moyen au test a été de 70 %. |
ortaçağadjectif (Linguistique) (lisan) Beaucoup ne réalisent pas que les œuvres de Chaucer sont écrites en moyen anglais. |
normal, olağan
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
tavır, davranış şekli
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il a son propre mode de vie et n'accepte pas les compromis. |
mazeret(figuré) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nous devons trouver une issue pour le cas où le plan échouerait. |
(birşeyi ifade etmekte kullanılan) araç, vasıta(figuré) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le rédacteur en chef se servait du journal comme véhicule de ses opinions personnelles. |
yol
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le seul moyen de faire avancer le projet est d'embaucher du personnel. |
Ortaçağ'a ait, Ortaçağ
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ils ont découvert le site d'un village médiéval près d'ici. |
elverişli/uygun vasıta/çare
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Diffamer l'adversaire était juste un expédient politique. |
doğum kontrol yöntemi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
Ortadoğunom propre masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le Yémen est le pays le plus pauvre du Moyen-Orient. |
ilkel, primitif(figuré) (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il a des idées vraiment médiévales sur la façon d'élever les enfants. |
Orta Doğulocution adjectivale La cuisine du Moyen-Orient est l'une des plus saines au monde. |
ne olursa olsun
Nous devons trouver cet argent, peu importe le moyen. |
böyle yaparakadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
olmaz, olamaz, olmayacak(argo) Pas question, Joe, tu ne peux pas emprunter ma voiture. |
caydırıcı/yıldırıcı şey
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les armes nucléaires sont utilisées comme moyen de dissuasion contre les attaques nucléaires des autres pays. |
orta sikletnom masculin (boksör, güreşçi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kısa çizginom masculin (Imprimerie) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sonuca götüren araç/vasıtanom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Peu importe qu'il ait menti, c'était un moyen pour atteindre un but. La junte a promis de nouvelles élections civiles ; le coup d'État n'était qu'un moyen pour atteindre un but. |
dördüncü sınıf(France : 9-10 ans) (ilkokul) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'ai commencé le violon en CM1. |
ulaşım aracınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Selon le moyen de transport que tu utilises, le voyage n'aura pas la même durée. |
iletişim araçlarınom masculin (çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.) En tant que chercheur scientifique, il a passé la plupart de son temps en Antarctique, où son seul moyen de communication était l'e-mail. |
hatırlatıcı ipucunom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
Ortadoğu ile ilgili
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ils se disputaient au sujet de la politique du pays menée au Moyen-Orient |
Ortaçağnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La plupart des sociétés européennes étaient basées sur un système féodal au Moyen Âge. |
yoluyla
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
becermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ils ont finalement trouvé un moyen d'arriver plusieurs heures avant nous. |
bir yolunu bulmaklocution verbale (plus familier) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je ne sais pas comment on fera, mais on trouvera bien un moyen. |
dönem ortası, sömestr ortası
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
taşıt, araç
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Quel moyen de transport utilises-tu pour te rendre au travail ? |
geçici/eğreti çözüm/çare
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yoldan sapma/ayrılmanom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il a dû utiliser des moyens détournés, mais il est finalement devenu médecin. |
ulaşım
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yoluyla, vasıtasıyla, aracılığıyla
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Elle avait déjà appris la nouvelle grâce à ses camarades de classe. |
ölçmeklocution verbale (sayaç, saat, vb. ile) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Notre consommation d'eau est mesurée au moyen d'un compteur, nous payons donc pour la quantité que nous utilisons. |
Doğu Akdenizadjectif Le sumac est une épice moyen-orientale faite à partir de fruits broyés. |
onun vasıtasıyla, onunla
La théorie selon laquelle il est toujours mieux de planter ses fleurs en hiver est fausse. |
orta kısımnom masculin (syllogisme) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Dans un syllogisme, le moyen terme est exclu de la conclusion. |
yol(figuré) (başarıya giden, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La route vers le succès est difficile. |
Ortaçağ İngilizcesinom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le manuscrit est écrit en moyen anglais. |
yoluylapréposition (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) L'engrais arrive dans la bais par le biais des précipitations. |
Fransızca öğrenelim
Artık moyen'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
moyen ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.