Fransızca içindeki pot ne anlama geliyor?
Fransızca'deki pot kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte pot'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki pot kelimesi kavanoz, ortaya konan para, oynanan para, saksı, dondurma kovası, kavanoz, testi, sürahi, iyi şans, açık talih/baht, bir sürahi, plastik kap, kap dolusu, hokka, ortaya konan para, kap, çömlek, saksı, bir kavanoz, (bitki) saksıya dikmek, lazımlık, rüşvet, yahni, potpuri, dermece, kapaklı maşrapa, rüşvet, çeşitli ulusların kaynaşma yeri, yapışkan, karışım, rüşvet, yolsuzluk, rüşvet, saksılanmış, saksıya dikilmiş (bitki), ne kötü, rüşvet, oturak, lazımlık, şanslı/talihli olay, saksı, çiçek saksısı, saksı, egzoz borusu, şanssızlık, talihsizlik, egzoz borusu, ne çıkarsa bahtına, lafı dolandırmak, dikkatli davranmak, ihtiyatlı/tedbirli davranmak/hareket etmek, konservelemek, tencereye/kaba konmuş (yiyecek), aksiliğe bak, içki içmek, ekvator bölgeleri, egzos, birleştirmek, kaba koymak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
pot kelimesinin anlamı
kavanoznom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Martin versa les lentilles dans un pot, ferma le couvercle et le rangea dans le placard. |
ortaya konan paranom masculin (familier : collecte d'argent) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ils ont tous mis dix dollars dans le pot pour acheter le cadeau de départ de Dan. |
oynanan paranom masculin (familier : d'argent) (kumar) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Victoria a gagné la partie et réclamé le pot. |
saksınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je dois acheter des pots plus grands pour y repiquer mes jeunes plants. |
dondurma kovasınom masculin (de crème glacée) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kavanoz(en verre) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Kate conservait ses biscuits dans une boîte posée sur l'étagère. |
testi, sürahi(d'eau, de vin) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
iyi şans, açık talih/baht
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'ai eu la chance d'être la première de la file au guichet. |
bir sürahi(contenu) (sürahi muhteviyatı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Kate a versé un pichet de bière dans la soupe. |
plastik kap(rectangulaire : margarine, glace) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La crème glacée et la margarine sont normalement vendues en barquette. |
kap dolusu(rectangulaire) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
hokka(mürekkep) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'encre était conservée dans un récipient. |
ortaya konan para(iskambil) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Rodney mit son argent dans la cagnotte. |
kap(en verre) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Dan a porté un bocal plein de pièces à la banque pour obtenir la somme en billets. |
çömlek
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'archéologue a trouvé une jarre en argile contenant du miel. |
saksınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La plante est devenue trop grande pour son pot. |
bir kavanoznom masculin (contenu) (kavanoz muhteviyatı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Peter ajouta un pot de tomates à sa sauce. |
(bitki) saksıya dikmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Josh a empoté l'azalée. |
lazımlık
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La bonne prit le pot de chambre sous le lit et le vida par la fenêtre. |
rüşvet
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le maire est suspecté d'avoir offert un pot-de-vin à son assistante pour que ses actes répréhensibles ne soient pas divulgués. |
yahni
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tom prépare un ragoût pour le dîner. |
potpuri, dermece(anglicisme) (müzik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le DJ a passé un medley de chansons des années 80. |
kapaklı maşrapa
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
rüşvet
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le contrat de fournisseur pour Tornado a été obtenu par Smith Inc grâce aux pots-de-vin offerts au ministre chargé de l'approvisionnement de la Défense. |
çeşitli ulusların kaynaşma yerinom masculin (anglicisme) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) New York était un véritable melting pot au dix-neuvième siècle, alors que des immigrants affluaient de toute l'Europe. |
yapışkan(figuré) (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Elle devient toujours collante juste avant mon départ. |
karışım
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le smoothie contenait un mélange de fruits et de légumes. |
rüşvet(resmi olmayan dil) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le pot-de-vin (or: dessous-de-table) était d'un millier de dollars supplémentaires. |
yolsuzluk, rüşvetnom masculin (familier) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'État accusa l'homme politique de pot-de-vin. |
saksılanmış, saksıya dikilmiş (bitki)locution adjectivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
ne kötü
(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) |
rüşvetnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le vendeur de drogue offrit un pot-de-vin à l'agent pour qu'il ferme les yeux. |
oturak, lazımlıknom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il commence tout juste à aller sur le pot. |
şanslı/talihli olay
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Par un coup de chance extraordinaire, j'ai eu un vol plus tôt. |
saksınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Comme Judy n'a pas de jardin, elle utilise des pots de fleurs pour faire pousser des fines herbes. |
çiçek saksısı, saksınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
egzoz borusunom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
şanssızlık, talihsizliknom masculin (familier) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
egzoz borusunom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Est-ce que tu sais que ton pot d'échappement est tombé ? |
ne çıkarsa bahtınanom féminin (figuré) Parfois on peut choisir, mais la plupart du temps il faut se contenter de la fortune du pot. |
lafı dolandırmaklocution verbale (figuré, familier) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Arrête de tourner autour du pot et donne-moi la vraie raison ! |
dikkatli davranmak, ihtiyatlı/tedbirli davranmak/hareket etmek(familier) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
konservelemeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
tencereye/kaba konmuş (yiyecek)locution adjectivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
aksiliğe bak
(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) |
içki içmek(barda, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ekvator bölgeleri
(çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.) De violentes tempêtes peuvent apparaître sans préavis dans les zones de calmes équatoriaux. |
egzosnom masculin (tuyau, système) (otomobil, kamyon, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La voiture d'Harry a besoin d'un nouveau pot d'échappement. Du coup, il l'emmène au garage. |
birleştirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mettons notre argent en commun pour acheter une voiture. |
kaba koymak(liquides) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
Fransızca öğrenelim
Artık pot'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
pot ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.