Fransızca içindeki publique ne anlama geliyor?
Fransızca'deki publique kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte publique'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki publique kelimesi halk, kamu, genel, umumi, kamu, kamusal, halka açık, kamu, kamusal, devlet, halka ait, halk, seyirci, dinleyici, izleyici, izleyici, seyirci, seyirci, izleyici, seyirci, kamu, okurlar, okuyucular, herkesin içinde, park, yeşil alan, giriş, fuaye, iddia makamı, revaçta, popüler, park, yayılmak, kabul oranı, ortada, açık, kapanış saatinden sonra, ahlaksızlık, zoraki dinleyiciler, kamu düzenini bozan davranış, halk tarafından beğenilme/takdir görme, halka açık şirket, kamu şirketi, kamu zararına olan davranış, kamu için zararlı olan davranış, dikkatsiz sürücü, , devlet okulu, halkın gözünün önü, satış fiyatı, kitle piyasa, kamu hizmeti, bilinçlendirmek, kitle pazar, kitle piyasa, baş belası kimse, nüfus istatistikleri, demografi, çığırtkan, devlet okulu, halka hizmet, halka/umuma ilan etmek, duyurmak, bildirmek, canlı, herkes, asayiş, yasaklama emri, resmi duyuru anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
publique kelimesinin anlamı
halk, kamunom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le public a le droit de savoir. Kamunun bilgi edinme hakkı vardır. |
genel, umumiadjectif (ouvert à tous) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Une réunion publique est en train de se tenir. Genel toplantı düzenleniyor. |
kamu, kamusaladjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Keith est entré dans le service public. Ahmet kamu sektöründe işe girdi. |
halka açık
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le mariage du chanteur sera public (or: ouvert au public). |
kamu, kamusaladjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ce travail est dans le domaine public. |
devletadjectif (école) (okul) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La plupart des Américains vont dans des écoles publiques. |
halka ait, halkadjectif (qui appartient au public) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il y a de nombreux jardins publics dans ma ville. |
seyirci, dinleyici, izleyicinom masculin (spectacle) (konser, tiyatro, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le public a applaudi à la fin du spectacle. Konser bitince seyirciler alkışlamaya başladı. |
izleyici, seyirci(télévision, radio) (TV) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nous espérons que cette nouvelle émission attirera un large public. |
seyirci, izleyicinom masculin (groupe de spectateurs) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Cet artiste attirait un petit public. |
seyirci
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le producteur était heureux de voir qu'il y avait beaucoup de public à la première de la pièce. |
kamunom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le jardin est fermé au public. |
okurlar, okuyucularnom masculin Le magazine a principalement un lectorat (or: public) féminin. |
herkesin içinde
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Poursuivre leur dispute publiquement était de très mauvais goût. |
park, yeşil alan(dans une ville) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il y a un parc avec quelques balançoires et un terrain de sport à quelques rues d'ici. ⓘCette phrase n'est pas une traduction de la phrase originale. Belediye, şehirdeki parkların bakımına çok önem veriyor. |
giriş, fuaye(d'un hôtel, d'une maison,...) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Kate attendit ses amies dans le vestibule de l'hôtel. |
iddia makamı(Droit) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
revaçta, popüler(müzik, kültür, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
park
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le Jardin de Kensington est une oasis de fraicheur dans la ville. |
yayılmak(nouvelle) (haber) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Si cette affaire sort, il sera ruiné. |
kabul oranı(d'un poste, médicament...) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
ortada, açık
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Son homosexualité a été exposée au grand jour (or: étalée en public). |
kapanış saatinden sonra
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
ahlaksızlık
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
zoraki dinleyicilernom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kamu düzenini bozan davranışnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La police lui a donné un avertissement pour trouble à l'ordre public. |
halk tarafından beğenilme/takdir görme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
halka açık şirket, kamu şirketi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kamu zararına olan davranış, kamu için zararlı olan davranışnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Un homme a été arrêté plus tôt dans la soirée car il était suspecté de porter atteinte à l'ordre public. |
dikkatsiz sürücünom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
Ma plus grande phobie, c'est de parler en public. |
devlet okulunom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'institut National des Jeunes Sourds est un établissement d'enseignement public spécialisé dans l'accueil des jeunes sourds de la maternelle au baccalauréat. |
halkın gözünün önünom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Cette affaire privée a éclaté au grand jour. |
satış fiyatınom masculin (mağazada) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je ne paie jamais le prix de vente plein tarif parce que je sais marchander. |
kitle piyasanom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La conception de la voiture a été revue pour attirer le grand public. |
kamu hizmetinom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
bilinçlendirmek(toplum) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kitle pazar, kitle piyasaadjectif invariable (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'âge où les journaux sont considérés comme des biens bon marché et grand public arrive à son terme. |
baş belası kimse(personne) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le pitre de la classe est pénible et devrait être exclus. |
nüfus istatistikleri, demografi(technique) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
çığırtkannom masculin (Histoire) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
devlet okulu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Leurs enfants vont au collège public de leur quartier. |
halka hizmetnom masculin (surtout au pluriel) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
halka/umuma ilan etmek, duyurmak, bildirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Elle a insisté sur le fait qu'elle ne voulait pas parler de ses engagements caritatifs. |
canlılocution adverbiale (seyirci) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) L'humoriste aimait jouer devant un public. |
herkes(mecazlı) (zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").) Il y aura un scandale quand les gens en entendront parler. |
asayişnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il a été condamné pour troubles de l'ordre public. |
yasaklama emrinom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
resmi duyurunom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
Fransızca öğrenelim
Artık publique'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
publique ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.