Fransızca içindeki queue ne anlama geliyor?
Fransızca'deki queue kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte queue'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki queue kelimesi kuyruk, kuyruk, bilardo sopası, kuyruk, uçurtma kuyruğu, kuyruk, sıra, arkasındaki, gerisindeki, penis, sap, gövde, sap, bitki sapı, çanak yaprak, penis, çük, kamış, çük, yarak, alet, sik, yarak, sik, erkeklik organı, penis, sıra, kuyruk, sik, yarak, nota kuyruğu, bileği taşı, bileği, frak, anlamsız, manasız, yalvaran/dilenen, kaynak yapmak, tetik, (saç) at kuyruğu, sığır kuyruğu, sığır kuyruğu çorbası, en arka vagon, küçük/kısa kuyruklu (piyano), kuyruklu küçük piyano, kuyruklu piyano, (smokinle beraber takılan) beyaz papyon, paradoks, sırada beklemek, önüne kırmak, sıraya girmek, tava sapı, makas atmak, sallanmak, domuz kuyruğu, aniden önüne çıkmak, kırlangıç kuyruğu geçme, sıraya girmek, tavşan kız, sapını koparmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
queue kelimesinin anlamı
kuyruknom féminin (d'un animal) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le chien aboya quand l'homme marcha sur sa queue. Adam kuyruğuna basınca köpek de havladı. |
kuyruknom féminin (Aéronautique) (uçak) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le logo de la compagnie aérienne se trouvait sur la queue de l'avion. |
bilardo sopasınom féminin (Billard) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ray apporte sa propre queue pour jouer au billard. |
kuyruknom féminin (Astronomie) (kuyruklu yıldız) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) On voit la queue de cette comète à l'œil nu. |
uçurtma kuyruğunom féminin (d'un cerf-volant) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le cerf-volant avait une longue et magnifique queue. |
kuyruk, sıra(personnes) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il y avait de longues files d'attente aux caisses du supermarché. |
arkasındaki, gerisindekinom féminin (avion : partie arrière) (uçak) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Une balle a fait un trou dans la queue de l'avion. |
penisnom féminin (vulgaire : pénis) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sap, gövde(d'une fleur) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Cette fleur a une longue tige. Çiçeğin uzun sapı var. |
sap, bitki sapı(d'une plante) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les tiges des fleurs étaient longues et minces. |
çanak yaprak(Botanique) (çilek, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
penis, çük, kamışnom féminin (vulgaire : pénis) (biraz kaba) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il pense avec sa bite et pas avec son cerveau. |
çük, yarak, aletnom féminin (vulgaire) (argo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sik, yaraknom féminin (vulgaire : pénis) (kaba, argo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Sa bite se durcit sous les caresses. |
siknom féminin (vulgaire) (kaba, argo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
erkeklik organı, penis(vulgaire) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) James était inquiet à cause d'une rougeur sur sa queue. |
sıra, kuyruk(personnes) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La file d'attente pour les tickets était trop longue et nous sommes allés à un autre guichet. |
sik, yarak(vulgaire) (argo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Steve se vante souvent de la taille de sa bite. |
nota kuyruğunom féminin (d'une note de musique) (müzik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
bileği taşı, bileği
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mon grand-père aiguise encore ses rasoirs sur sa vieille pierre à aiguiser. |
fraknom féminin (costume) (kuyruklu ceket) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il portait un chapeau haut de forme et une queue-de-pie. |
anlamsız, manasız
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le fou marchait dans la rue en marmonnant des mots et des expressions incompréhensibles. |
yalvaran/dilenen(figuré) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les déficits du budget veulent dire que nous devons aller mendier quelques milliards à des pays comme la Chine. |
kaynak yapmak(familier) (sıraya, kuyruğa) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je déteste les gens qui essaient de resquiller, quel manque de savoir-vivre ! |
tetik(impropre mais courant) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le policier avait son doigt sur la gâchette (or: détente). Polis memurunun parmağı silahın tetiğinin üzerindeydi. |
(saç) at kuyruğunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les cuisiniers avec de longs cheveux devaient porter une queue de cheval pour travailler. |
sığır kuyruğunom féminin (yiyecek) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sığır kuyruğu çorbasınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
en arka vagonnom masculin (yük treni) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
küçük/kısa kuyruklu (piyano)
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Elle jouait des valses sur le piano quart de queue dans le salon. |
kuyruklu küçük piyano
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il y avait un piano quart de queue dans le salon. |
kuyruklu piyanonom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Elle rêve de s'offrir un piano à queue mais se demande si elle aurait assez de place dans son salon. |
(smokinle beraber takılan) beyaz papyon
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'irai au bal de la mairie en tenue de soirée. |
paradoks(figuré) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) C'est un véritable cercle vicieux : pour avoir du travail, il faut de l'expérience mais pour avoir de l'expérience, il faut avoir trouvé du travail ! |
sırada beklemeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le groupe a dû faire la queue pour être servi. |
önüne kırmaklocution verbale (figuré, familier) (öndeki aracın) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La voiture m'a fait une queue de poisson. |
sıraya girmeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Vous devrez faire la queue et attendre votre tour comme tout le monde. |
tava sapınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
makas atmaklocution verbale (trafikte) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
sallanmaklocution verbale (chien) (kuyruk) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) On voit que le chiot est content parce qu'il frétille de la queue. |
domuz kuyruğunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
aniden önüne çıkmak(başka bir aracın) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kırlangıç kuyruğu geçmenom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le meuble ancien a de belles queues d'aronde. |
sıraya girmeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Des gens faisaient la queue au guichet pour acheter des billets de spectacle. |
tavşan kıznom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Si Kelly est désormais avocate, elle travaillait comme hôtesse de boîte de nuit avec oreilles et queue de lapin durant ses études. |
sapını koparmak(d'une plante) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Luke a retiré la queue des fraises avant de les couper. |
Fransızca öğrenelim
Artık queue'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
queue ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.