Fransızca içindeki sacré ne anlama geliyor?
Fransızca'deki sacré kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte sacré'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki sacré kelimesi kutsal, mübarek, kutsi, dokunulamaz/değiştirilemez olan, taç giyme töreni, kahrolası, lanet olası, Allah'ın cezası, lanet olası, kahrolası, acayip, acayip, zorluk, yaşlı, kötü, kötü, fevkalade, harika, kutsal, mukaddes, tanrısal, oldukça, etkili, tesirli, hatırı sayılır, müstehcenlik, açık saçıklık, küfür, dini, dinsel, epey, epeyce, amma da, kör olası, -cik, -cık, kahrolası, lanet olası, seçmek, tahta çıkarmak, ödüllendirmek, sevilmeyen kişi, köftehor, garip kimse, kutsal kitap/yazı, önde gelen kimse, önde gelen kişisi anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
sacré kelimesinin anlamı
kutsal, mübarek, kutsiadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Cette église est un lieu sacré. |
dokunulamaz/değiştirilemez olanadjectif (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Anne ne permettait à personne d'autre de toucher à sa collection sacrée de timbres. |
taç giyme töreni(cérémonie) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les dames ont pris grand soin d'habiller la reine pour son couronnement. |
kahrolası, lanet olası, Allah'ın cezası(familier) (argo) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
lanet olası, kahrolasıadjectif (familier) (argo) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
acayipadjectif (familier) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) C'est un sacré paquet d'argent pour un jeans ! |
acayipadjectif (vurgu) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) C'est un sacré orage. |
zorluk(figuré, familier : bazar, problème,...) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ma famille a passé une sacrée année. |
yaşlı(familier) (vurgu) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) C'est un sacré grand chien qu'ils ont pour garder le portail. |
kötüadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) On a vraiment eu un sacré manque de bol ! |
kötüadjectif (figuré, familier : blessure,...) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Eh bien, tu t'es fait un sacré bleu : qu'est-ce qui s'est passé ? |
fevkalade, harikaadjectif (familier) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) C'était un sacré (or: super) repas. J'espère revenir bientôt dans ce restaurant. |
kutsal, mukaddes, tanrısal
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
oldukça
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le feu d'artifice du 4 juillet était vraiment impressionnant. |
etkili, tesirli(familier) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le barman fait un super martini. |
hatırı sayılır
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
müstehcenlik, açık saçıklık
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les étudiants de l'université n'étaient pas autorisés à dire des grossièretés (or: obscénités) sur le campus. |
küfür
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
dini, dinsel
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il n'y a pas d'institution pour satisfaire les besoins spirituels des gens. |
epey, epeyce, amma da
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) T'as un drôle de toupet de venir ici pour demander de l'argent. |
kör olası(un peu familier) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Mais où est-ce que j'ai mis ce maudit livre ? |
-cik, -cık(preuve d'affection) (sevgi ifadesi) Bon vieux Tony ! Il est toujours là quand on a besoin de lui. |
kahrolası, lanet olası(un peu familier) (argo) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Mais où sont donc mes maudites clés ? |
seçmek(önemli bir göreve) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
tahta çıkarmakverbe transitif (un roi, un évêque) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
ödüllendirmekverbe transitif (figuré) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Anna a épelé le dernier mot compliqué et le professeur l'a couronnée "Championne d'orthographe". |
sevilmeyen kişi(familier) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
köftehor(familier) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Kyle avait étonné Ben ; le petit veinard venait de se trouver un emploi à Google. |
garip kimse(plutôt négatif) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) T'es un cas, toi ! |
kutsal kitap/yazınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le Coran est le texte sacré le plus saint de l'Islam. |
önde gelen kimsenom masculin (Arts) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Hemingway fut l'un des monstres sacrés de son temps. |
önde gelen kişisinom masculin (Arts) (bir şeyin) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Jean Renoir fut un monstre sacré du cinéma français du XXe siècle. |
Fransızca öğrenelim
Artık sacré'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
sacré ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.