Fransızca içindeki vivement ne anlama geliyor?
Fransızca'deki vivement kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte vivement'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki vivement kelimesi çok, son derece, çabuk, çabucak, şiddetle, yoğun/şiddetli bir şekilde, şiddetle, çok, fazlasıyla, aniden, büyük bir hevesle, şevkle, istekle, şiddetlice, sertçe, enerjik bir şekilde, canlı bir şekilde, çok, pek çok, son derece, şiddetle önerilen/tavsiye edilen, içtenlikle önermek/tavsiye etmek, sabırsızlanıyorum, gelsin, sabırsızlanmak, teşvik etmek, cesaret vermek, uyarmak, sabırsızlanmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
vivement kelimesinin anlamı
çok, son derece(offensé, blessé, ancré) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Les propos tenus la veille par ses collègues avaient profondément blessé Martine. |
çabuk, çabucak
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
şiddetle(eleştiri) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
yoğun/şiddetli bir şekilde, şiddetle
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Nous sommes vivement conscients du besoin de davantage de présence policière là-bas. |
çok, fazlasıyla
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Les villageois se sont vivement opposés au projet de construction d'une nouvelle autoroute à un kilomètre de leurs maisons. |
anidenadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) La mère attrapa le bras de son enfant et le tira vivement (or: brusquement) hors de la route. |
büyük bir hevesle, şevkle, istekle
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
şiddetlice, sertçe
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Louis a parlé vivement (or: sévèrement) au jeune employé de bureau lorsque celui-ci s'est présenté une fois de plus au travail en retard. |
enerjik bir şekilde, canlı bir şekilde
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Karen secoua vigoureusement la tête. |
çok, pek çok, son derece
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les images présentées dans ce reportage peuvent être extrêmement (or: très) bouleversantes. |
şiddetle önerilen/tavsiye edilen
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ce film est vivement recommandé (or: vivement conseillé) par la Société cinématographique de Nouvelle-Zélande. |
içtenlikle önermek/tavsiye etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nous avons apprécié notre séjour et nous recommanderions vivement (or: chaleureusement) cet hôtel. |
sabırsızlanıyorum
(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) – À cette heure-ci la semaine prochaine, nous serons en vacances. – J'ai hâte ! |
gelsin
(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Ça a été une semaine horrible au travail : vivement vendredi soir ! |
sabırsızlanmak(bir şey için) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) J'ai hâte que cette journée soit finie. |
teşvik etmek, cesaret vermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'enseignante d'Helen l'a poussée à s'inscrire à l'université. |
uyarmaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le juge conseilla vivement au témoin de dire la vérité. |
sabırsızlanmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'ai hâte que les vacances d'été commencent ! |
Fransızca öğrenelim
Artık vivement'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
vivement ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.