Fransızca içindeki voyage ne anlama geliyor?
Fransızca'deki voyage kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte voyage'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki voyage kelimesi seyahat, yolculuk, gezi, seyahat, yolculuk, gezi, yolculuk süresi, gezi, yolculuk, seyahat, seyahat, gezi, deniz yolculuğu, gemi seyahati, yolculuk, gezi, uzun yolculuk, uzun seyahat, taşıma mesafesi, eğlence gezisi, keşif, keşif gezisi, tatil, tatil beldesi, yolculuk etmek, yolculuk yapmak, seyahat etmek, seyahat etmek, yolculuk etmek, çok gezmek, seyahat etmek, pek çok yeri gezmek, yolculuk etmek, yolculuk etmek, seyahat etmek, yolculuk etme, yolculuk, seyahat, yolculuk etmek, seyahat etmek, seyahat danışmanı, iyi yolculuklar, hayırlı yolculuklar, iyi tatiller, iyi tatiller, tur, balayı, gezgin, gezgin kimse, iyi talih, uçak yolculuğu, hava yolculuğu, hava seyahati, uçak yolculuğu/seyahati, (gemi) ilk sefer, ilk yolculuk, geçiş zamanı, geçiş süresi, tur paketi, iş gezisi, iş seyahati, tatil paketi, karayolu yolculuğu, okul gezisi, zamanda yolculuk, iyi yolculuklar, seyahat ayarlamaları, seyahat kısıtlamaları, -e yolculuk etmek, -e seyahat etmek, turizm, iyi yolculuklar, devlet gezisi, seyahat rehberi, geziye çıkmak, balayını geçirmek, balayına çıkmak, devam eden, alem yapmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
voyage kelimesinin anlamı
seyahat, yolculuk, gezinom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je me suis amusé durant mon voyage. Seyahatim sırasında çok eğlendim. |
seyahat, yolculuk, gezinom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nous avons fait un voyage en Amérique du sud. Güney Amerika civarına bir seyahat (or: yolculuk) yaptık. |
yolculuk süresi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Pour se rendre à ce village, c'est un trajet de trois jours à cheval. |
gezi, yolculuk, seyahatnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le groupe est parti en voyage vers une terre lointaine. |
seyahat, gezi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nous avons fait un voyage en Europe l'année dernière. Geçen yaz Avrupa seyahatine çıktık. |
deniz yolculuğu, gemi seyahati
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le capitaine a informé les passagers que le voyage (or: la traversée) prendrait à peu près huit heures. |
yolculuk, gezinom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) C'était un agréable voyage à travers les montagnes de l'Ouest de la Virginie. |
uzun yolculuk, uzun seyahatnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Conduire de New York jusqu'à l'Iowa était un sacré voyage. |
taşıma mesafesi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
eğlence gezisinom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
keşif, keşif gezisi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les explorateurs ont prévu une expédition pour cartographier le fleuve. |
tatil(court) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Kate a remporté une escapade sur une île. |
tatil beldesi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yolculuk etmek, yolculuk yapmak, seyahat etmekverbe transitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il voyagea à travers la forêt jusqu'aux ruines mayas. |
seyahat etmek, yolculuk etmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) J'adore voyager. |
çok gezmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
seyahat etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
pek çok yeri gezmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yolculuk etmekverbe intransitif (uzak diyarlara) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Sinbad était un marin qui avait voyagé à travers le monde. |
yolculuk etmek, seyahat etmekverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Nous avons voyagé à travers les montagnes de la Virginie Occidentale. |
yolculuk etme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ils disent que les voyages ouvrent l'esprit. |
yolculuk, seyahat
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mon frère aime les voyages. |
yolculuk etmek, seyahat etmeklocution verbale (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Mes cousins vont faire un voyage sur la côte. |
seyahat danışmanı(personne) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
iyi yolculuklar, hayırlı yolculuklarinterjection (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Andrew nous a souhaité "bon voyage" avant d'embarquer sur le bateau. |
iyi tatillerinterjection (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Voici vos billets, Monsieur. Bon voyage ! |
iyi tatillerinterjection (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) |
turnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le voyage organisé de deux semaines comprenait un guide et un autocar. İki haftalık turun hem rehberi hem de özel otobüsü vardı. |
balayı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Après leur mariage, le couple est parti en lune de miel. |
gezgin, gezgin kimse
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
iyi talih
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
uçak yolculuğu, hava yolculuğu, hava seyahatinom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le voyage aérien n'est plus un voyage émerveillant comme c'était le cas il y a cinquante ans. |
uçak yolculuğu/seyahati
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Depuis les événements du 11 septembre 2001, le transport aérien a changé de façon significative. |
(gemi) ilk sefer, ilk yolculuknom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le Titanic a coulé lors de son voyage inaugural. |
geçiş zamanı, geçiş süresinom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La durée du voyage d'ici à la ville la plus proche est d'une heure. |
tur paketinom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
iş gezisi, iş seyahati
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ma secrétaire a réservé l'hôtel pour mon prochain voyage d'affaires (or: déplacement professionnel) |
tatil paketi(destination unique) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
karayolu yolculuğu(assez court) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
okul gezisi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je n'oublierai jamais que nous avons visité les Nations unies pendant notre voyage scolaire à New York. |
zamanda yolculuknom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'aimerais pouvoir faire un voyage dans le temps et effacer toutes mes erreurs. |
iyi yolculuklarnom masculin Mes parents m'ont souhaité un voyage sans encombre quand je suis parti pour la première fois en Asie. |
seyahat ayarlamalarınom masculin pluriel (çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.) |
seyahat kısıtlamalarınom féminin pluriel (çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.) |
-e yolculuk etmek, -e seyahat etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) À l'automne prochaine, mon mari et moi allons faire en voyage en Nouvelle-Zélande. |
turizmlocution adjectivale (agence) (acente, şirket) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il est possible de dénicher des vacances à l'étranger à prix cassés en effectuant la réservation auprès d'une agence de voyage. |
iyi yolculuklar
(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) |
devlet gezisinom masculin (familier) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
seyahat rehberinom masculin (livre) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
geziye çıkmak(long) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'été dernier, j'ai fait un voyage à Rome pour voir le Colisée. |
balayını geçirmek, balayına çıkmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ken et Tina ont fait leur voyage de noces dans les Caraïbes. |
devam eden
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
alem yapmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
Fransızca öğrenelim
Artık voyage'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
voyage ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.