İtalyan içindeki distruggere ne anlama geliyor?
İtalyan'deki distruggere kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte distruggere'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki distruggere kelimesi harap etmek, sarsmak, altüst etmek, suya düşürmek, yerle bir etmek, engellemek, engel olmak, harap etmek, yıkmak, imha etmek, yok etmek, öldürmek, katletmek, yıkmak, harap etmek, imha etmek, tahrip etmek, yıkmak, harap etmek, ortadan kaldırmak, söndürmek, (ününü, vb.) zedelemek, sertçe eleştirmek, kullanıp tüketmek, yok etmek, yıkmak, helak etmek, -e baskın çıkmak, zedelemek, makinede parçalamak, mahvetmek, helak etmek, imha etmek, bastırmak, enkaz haline getirmek, bozmak, benzetmek, haklamak, kaza yapmak, kazaya uğratmak, tahrip etmek, harap etmek, mahvetmek, büyük zarar vermek, yerle bir etmek, yıkmak, yormak, hayal kırıklığına uğratmak, düş kırıklığına uğratmak, yenmek, açık arayla yenmek, harap etmek, tahrip etmek, felâkete sürüklemek, mahvına sebep olmak, yenmek, morali çok bozulmak, yıkılmak, perişan olmak, tamamen yok etmek, ortadan kaldırmak, eleştirmek, tenkit etmek, kırarak paramparça etmek, tuzla buz etmek, kötü söylemek, sertçe eleştirmek, yıkmak, mahvetmek, haşat etmek, sertçe eleştirmek, hurda etmek, hurdahaş etmek, tahrip etmek, sertçe eleştirmek, ününü zedelemek, şöhretini/ismini lekelemek, şiddetle eleştirmek, yakıp yıkmak, sertçe eleştirmek, şiddetle eleştirmek, yerin dibine batırmak, yerden yere vurmak, yenmek, mağlup etmek, bozmak, yiyip bitirmek, nükleer silahla yok etmek/imha etmek, zarar vermek, tahrip etmek, hezimete uğratmak, gebertmek, işini bitirmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
distruggere kelimesinin anlamı
harap etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Dopo dieci anni di guerra la città è distrutta. |
sarsmakverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato) (duygusal anlamda) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Avere diagnosticato un cancro può distruggerti. |
altüst etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato) (mecazlı) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Quest'operazione urbanistica distruggerà la comunità locale. |
suya düşürmekverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato) (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il non aver passato l'esame distrusse ogni speranza di Adrian di entrare all'università. |
yerle bir etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le recensioni sferzanti dei critici distrussero l'autostima dell'autore e lui non scrisse mai più. |
engellemek, engel olmak(figurato: piano, progetto) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
harap etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il terremoto ha devastato il territorio che già era martoriato. |
yıkmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il terremoto ha distrutto tutti gli edifici di questo isolato. |
imha etmek, yok etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il tornado distrusse buona parte del paese. |
öldürmek, katletmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il ragazzo temeva che Dio lo avrebbe distrutto per aver mentito. |
yıkmak, harap etmek, imha etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le dure critiche di mia madre hanno distrutto la mia autostima. |
tahrip etmek, yıkmak, harap etmek, ortadan kaldırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Distrusse tutti i suoi sogni di andare all'università. |
söndürmek(figurato) (fikir, duygu) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il suo rendimento nel test distrusse i suoi piani per una carriera in campo legale. |
(ününü, vb.) zedelemekverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato: reputazione, ecc.) (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La reputazione di Andrew fu distrutta da pettegolezzi feroci. |
sertçe eleştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato: criticare) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
kullanıp tüketmekverbo transitivo o transitivo pronominale (dopo lungo logoramento) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Usare il 4G annienta la durata della batteria del telefono. |
yok etmek, yıkmak, helak etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Purtroppo l'incendio ha completamente distrutto il museo. |
-e baskın çıkmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'esercito ha distrutto le basi del nemico. |
zedelemekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Lo scandalo ha distrutto la reputazione del politico. |
makinede parçalamakverbo transitivo o transitivo pronominale (kağıt) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Philip distrugge sempre i suoi vecchi estratti conto. |
mahvetmek, helak etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato: emotivamente) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Non possiamo dirgli cosa è successo. Lo distruggerebbe. |
imha etmekverbo intransitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La missione dei soldati era di cercare e distruggere. |
bastırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il nostro esercito ha annientato il nemico. |
enkaz haline getirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Harry distrusse l'auto andando contro un albero. |
bozmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La pioggia ha rovinato il programma di Melanie di fare un pic nic. |
benzetmek, haklamakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il pugile ha minacciato di distruggere il suo avversario. |
kaza yapmak, kazaya uğratmakverbo transitivo o transitivo pronominale (araba) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ho sfasciato la mia macchina. |
tahrip etmek, harap etmek, mahvetmek, büyük zarar vermekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le rock star hanno fatto a pezzi la loro camera d'albergo. |
yerle bir etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Linda disse a Nancy che cantava malissimo e distrusse i suoi sogni di diventare una pop star. |
yıkmakverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato) (birisini) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Nancy era distrutta dalla rivelazione di suo padre che non era il padre biologico. Lo shock basta a distruggere i nervi di chiunque. |
yormakverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato) (birisini) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La lunga camminata distrusse Brian. |
hayal kırıklığına uğratmak, düş kırıklığına uğratmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il fallimento dell'azienda ha distrutto ogni speranza di Sally in una vita migliore. |
yenmekverbo transitivo o transitivo pronominale (anche figurato) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le truppe erano pronte ad annientare il nemico. |
açık arayla yenmekverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato: sconfiggere) (spor) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La squadra di casa ha umiliato la squadra ospite per 6 a 0. |
harap etmek, tahrip etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La violenta tempesta ha devastato la costa. |
felâkete sürüklemek, mahvına sebep olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il ministro fece uno sbaglio stupido, che però lo rovinò. |
yenmek(figurato: sconfitta) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La nostra squadra ha asfaltato gli avversari vincendo con venti punti di vantaggio. |
morali çok bozulmak, yıkılmak, perişan olmak(figurato) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
tamamen yok etmek, ortadan kaldırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Un bombardamento notturno annientò la città. |
eleştirmek, tenkit etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato: criticare) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Nancy era in collera con Jane e la distrusse. |
kırarak paramparça etmek, tuzla buz etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Oliver spaccò la bottiglia contro il muro. |
kötü söylemek(una canzone, ecc.) (şarkı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Abbiamo smesso di invitare Bob al karaoke perché rovina ogni canzone. |
sertçe eleştirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
yıkmak(figurato) (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Anni di abusi hanno distrutto lo stato mentale di Callie. |
mahvetmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il cancro aggressivo annientò Alex. |
haşat etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Quella volta che ho investito un alce ho completamente sfasciato la macchina. |
sertçe eleştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato: criticare) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le critiche hanno fatto a pezzi il nuovo film del regista. |
hurda etmek, hurdahaş etmek(araç) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Brian ha avuto un incidente e ha rottamato la macchina. |
tahrip etmek(bina içi) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
sertçe eleştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato: criticare) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) I critici fecero a pezzi il nuovo film del regista. |
ününü zedelemek, şöhretini/ismini lekelemekverbo transitivo o transitivo pronominale (reputazione) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Lo scandalo rovinò la reputazione del politico, che non lavorò mai più. |
şiddetle eleştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato, criticare) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) I critici stroncarono l'ultimo romanzo dell'autore. |
yakıp yıkmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) I soldati hanno devastato il villaggio nemico. |
sertçe eleştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato: criticare) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I critici stroncarono il regista per l'ultimo film. |
şiddetle eleştirmek, yerin dibine batırmak, yerden yere vurmakverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato: criticare) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) I critici distrussero l'ultimo film del regista. |
yenmek, mağlup etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (sconfiggere) (spor) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'altra squadra ci ha davvero stracciato oggi! |
bozmak(bir şeyi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yiyip bitirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La ossessionava la paura di essere coinvolta in un incidente aereo. |
nükleer silahla yok etmek/imha etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Hanno distrutto un'isola del Pacifico in un test con armi nucleari. |
zarar vermek, tahrip etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La polizia ha arrestato due giovani che hanno danneggiato una statua. |
hezimete uğratmakverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato) (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La nostra squadra ha annientato gli avversati durante il campionato. |
gebertmek, işini bitirmek(figurato) (argo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
İtalyan öğrenelim
Artık distruggere'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
distruggere ile ilgili kelimeler
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.