İzlandaca içindeki móðurmál ne anlama geliyor?

İzlandaca'deki móðurmál kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte móðurmál'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İzlandaca içindeki móðurmál kelimesi ana dili, anadili, anadili anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

móðurmál kelimesinin anlamı

ana dili

noun

anadili

noun

Útlendingurinn talaði japönsku eins og það væri hennar móðurmál.
Yabancı, anadili gibi Japonca konuştu.

anadili

Útlendingurinn talaði japönsku eins og það væri hennar móðurmál.
Yabancı, anadili gibi Japonca konuştu.

Daha fazla örneğe bakın

Þegar ég var níu ára heimsótti hana vottur sem talaði ungversku en það var móðurmál mömmu. Það varð til þess að hún fékk áhuga á að kynna sér boðskap Biblíunnar.
Ben dokuz yaşındayken Macarca konuşan bir Şahit annemi ziyaret ettiğinde annem kendi anadilinde konuşan Şahidin Kutsal Kitap hakkında söylediklerini can kulağıyla dinledi.
Hvaða gagn geta börnin haft af því að læra móðurmál ykkar?
Çocuklarınız sizin dilinizi öğrenmekten nasıl yarar görür?
5 Hvað felur það í sér að Guð ‚gefi nýtt tungumál‘ þeim sem tala þessi ólíku tungumál? Útheimtir það að þeir hætti að tala móðurmál sitt og læri hið upprunalega tungumál sem Guð gaf Adam?
5 Acaba bu dilleri konuşan insanların ‘temiz dili’ konuşmaları, onların anadillerini bırakıp Tanrı’nın başlangıçta Âdem’e verdiği dili öğrenmelerini mi gerektirir?
11 milljón manns tala hana sem móðurmál.
41 milyon kişi anadili olarak konuşmaktadır.
Annar vinnufélagi, sem var frá Filippseyjum, var forviða að rekast á móðurmál sitt í bæklingnum og vildi í framhaldinu fá að vita meira um Votta Jehóva.
Filipinler’den bir iş arkadaşı da kitapçıkta anadilini gördüğünde çok şaşırdı ve Yehova’nın Şahitleri hakkında daha fazla bilgi almak istedi.
Þegar þú þroskast ferðu þó kannski að koma auga á kosti þess að geta talað móðurmál þitt reiprennandi.
Biraz daha büyüdükçe anadilini iyi şekilde konuşmanın yararlarını görmeye başlayabilirsin.
Árið 1980 var þetta hlutfall orðið um tveir af fimm en núna er enska móðurmál aðeins eins af hverjum fimm vottum.
Günümüzde ise Şahitlerin yaklaşık 5’te 1’inin anadili İngilizcedir.
(Sálmur 143:10) Við náum ef til vill að hafa áhrif á huga fólks ef við prédikum og kennum á máli sem er ekki móðurmál þess.
İnsanlara iyi bilmedikleri bir dilde Mukaddes Kitabın mesajını duyurmak veya öğretmekle belki onların zihinlerine erişebiliriz.
En til að ná til hjartans hjá áheyrendum okkar er oft betra að nota móðurmál þeirra, málið sem hreyfir við innstu löngunum þeirra, hvötum og vonum. — Lúkas 24:32.
Fakat bizi dinleyenlerin yüreğini etkilemek için çoğu zaman en iyi yol, onların anadilini, yani en derin arzularına, niyetlerine ve ümitlerine hitap eden dili kullanmaktır (Luka 24:32).
Hefur einhver sem er að læra móðurmál þitt spurt þig hvað ákveðið orð merki?
Dilinizi öğrenen birinin size bir kelimenin anlamını sorduğu hiç oldu mu?
Ef þú fluttist til annars lands með fjölskyldu þinni þegar þú varst barn hefurðu kannski ekki gert þér ljóst að móðurmál þitt gæti nýst þér seinna á ævinni.
Eğer ailen sen çok küçükken göç etmişse, anadilinin sana sonradan yararlı olabileceğini fark etmemiş olabilirsin.
Spænska er móðurmál hans.
İspanyolca onun ana dilidir.
Aklilu svaraði um hæl að hann vonaðist til þess að fá einhvern tíma að tilheyra amharískumælandi söfnuði, en amharíska er móðurmál hans.
Bir gün, birlikte vaaz ettiği kişi Aklilu’ya yaşamla ilgili hedeflerini sorduğunda, Aklilu hemen, bir gün kendi dilini, yani Amhara dilini konuşan bir cemaatte hizmet etmek istediğini söyledi.
Ef móðurmál þitt er spænska þá „¡Buen fin de semana!“
Diliniz İspanyolca ise o zaman “¡Buen fin de semana!”
Nú á dögum er spænska móðurmál um það bil 540 milljóna manna.
İspanyolca günümüzde yaklaşık 540 milyon insanın ilk konuştuğu dildir.
Þó að innfæddir eigi önnur móðurmál og tali þau dagsdaglega nota trúsystkini okkar yfirleitt ensku á samkomum og í boðunarstarfinu.
Bu ülkelerde kardeşlerimiz yerel dilleri konuşsalar da, günlük konuşmalarında, ibadetlerde ve tarla hizmetinde genellikle İngilizce kullanıyorlar.
Útlendingurinn talaði japönsku eins og það væri hennar móðurmál.
Yabancı, anadili gibi Japonca konuştu.
Noor, sem vitnað var í áður, segir: „Faðir minn reyndi að fara fram á að við töluðum móðurmál hans á heimilinu en við vildum ekki tala arabísku.
Daha önceden sözleri alıntılanan Noor şunları diyor: “Babam evde onun dilini konuşmamız için ısrar ederdi, fakat biz Arapça konuşmak istemezdik.
Móðurmál þeirra, fatastíll, siðir og matarmenning er ef til vill ólík því sem þú hefur alist upp við.
Onların anadilleri, giyim kuşamları, davranış tarzları ve yemekleri size yabancı gelebilir.
Margir tjá sams konar þakklæti þegar þeir fá Biblíuna og önnur rit þýdd á móðurmál sitt, þegar þeir njóta góðs af hjálparstarfi eða þegar þeir sjá árangurinn af boðuninni við ritatrillur.
Birçok kişi kendi dilinde Kutsal Kitap ve yayınlar aldığında, bir felaketin ardından kardeşlerden yardım gördüğünde veya kendi sahalarındaki büyük şehir merkezlerinde ya da halka açık yerlerde şahitliğin güzel sonuçlarına tanık olduğunda benzer takdir duygularını dile getiriyor.
Þar sem Arabar og evrópskir íbúar umgengust hver annan lærðum við systkinin að tala arabísku, ensku, frönsku og ítölsku auk þess að læra grísku, móðurmál foreldra minna.
Avrupalılar Araplarla iç içe yaşadığından çocukken Arapça, Fransızca, İngilizce ve İtalyancanın yanı sıra ailemizin konuştuğu dil olan Yunancayı öğrendik.
Þeir þurfa að nota biblíu sem þýdd hefur verið yfir á móðurmál þeirra.
Bu yüzden Kutsal Kitabın kendi dillerinde bir çevirisini kullanmaları gerekiyor.
Sá sem er óviss um framburð einstakra orða og þeir sem eiga annað móðurmál en talað er á staðnum geta lært mikið af því að hlusta vandlega á þá sem tala heimamálið vel og reyna að líkja sem best eftir framburði þess.
Kişi, özellikle okul eğitimi görmek üzere fazla fırsatı olmamışsa ya da anadili dışında bir dil konuşuyorsa, yöresinde dili iyi konuşanları dikkatle dinlemekten, sonra da onların telaffuzunu örnek almaktan çok yarar görür.
Árið 2007 var áætlað að 150 milljónir Afríkubúa í 31 landi hafa frönsku annaðhvort sem móðurmál eða annað mál.
Uluslararası Fransızca konuşan Ülkeler Topluluğunun (Organisation internationale de la Francophonie) 2007 raporuna göre 31 farklı Afrika ülkesinde yaşayan 115 milyon Afrikalı Fransızcayı anadili ya da ikinci dili olarak konuşabilmektedir.
Þó að 97% Íslendinga telji íslensku móðurmál sitt er tungumálið nokkuð í rénun utan Íslands.
İzlanda nüfusunun %97'sinin anadili İzlandaca'dır; ama İzlanda dışındaki toplumlarda İzlandaca'nın konuşulması gerilemektedir.

İzlandaca öğrenelim

Artık móðurmál'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.

İzlandaca hakkında bilginiz var mı

İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.