Portekizce içindeki difícil ne anlama geliyor?
Portekizce'deki difícil kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte difícil'ün Portekizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Portekizce içindeki difícil kelimesi zor, güç, geçimsiz, huysuz, müşkülpesent, inatçı, rahatsız edici, zor, güç, zor, zorlu, müşkül, zorlu, zor/hassas (durum, vb.), zor, güç, zor, güç, zorlu, çetin, sakar, beceriksiz, zor, sıkıntılı, zor, güç, zor, güç, ağır, külfetli, kabul ettirmesi zor şey, zor karar, zorlu, çılgınca, delice, zorluk, çok zor, çok zor, çok güç, güç, zor, zor, güç, sert, zor, zorlu, zor, zorlu, zahmetli, zorlu, çetin, zor, güç, zor şey, zor, güç, zor, güç, zahmetli, zor, güç, beyni zorlayan, güç, çetin, müşkül, az farkla, zor, güç, zor, güç, zor şey, müşkül şey, vurdumduymaz, inanması güç, inanılması zor, güç beğenen, zor beğenen, müşkülpesent, geri kalmış, anlaşılması zor, tarifi zor, daha zor, daha güç, şaşırtıcı soru, kötü deneyim anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
difícil kelimesinin anlamı
zor, güçadjetivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) É difícil equilibrar uma bola na cabeça. Başın üzerine bir top koyarak dengelemeye çalışmak çok zordur (or: güçtür). |
geçimsiz, huysuz, müşkülpesent, inatçı(kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Bob está tornando o problema difícil e recusa-se a mudar de ideia. ⓘEsta frase não é uma tradução da frase em inglês Son derece geçimsiz bir insandır. |
rahatsız edici
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Tive uma conversa difícil com a minha ex-namorada. |
zor, güçadjetivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Aquele exame foi muito difícil! Sınav gerçekten de çok zordu. |
zor, zorlu, müşkül
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Nunca sei o que fazer nestas situações sociais difíceis. |
zorluadjetivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Este projeto é difícil. |
zor/hassas (durum, vb.)adjetivo (processo, trabalho) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Fazer pão de fermentação natural é difícil a princípio, mas fácil quando você pega o jeito. |
zor, güçadjetivo (situação) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) As coisas estão difíceis no trabalho no momento. Os lucros estão baixos e pode haver algumas demissões. |
zor, güçadjetivo (pessoa) (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) O chefe pode ser difícil, mas ele é legal quando você o conhece. |
zorlu, çetinadjetivo (yol, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Esta trilha é acidentada, com pedras e rochedos. |
sakar, beceriksiz
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) O garoto era tão desajeitado, que vivia derrubando as coisas. Öyle sakar bir çocuktu ki, önüne gelen herşeyi kırıyordu. |
zor, sıkıntılı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Meu sobrinho está entrando naquele estágio complicado (or: difícil) da adolescência. |
zor, güç
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) É uma época difícil para um time que acabou de perder seu treinador e seus melhores jogadores. As pessoas se preocupam com a habilidade do novo governo em lidar com situações difíceis. |
zor, güç, ağır, külfetliadjetivo (difícil, complicado) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Conseguir uma permissão de construção é um processo difícil às vezes. |
kabul ettirmesi zor şeyadjetivo (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
zor karar(informal: difícil decidir) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
zorlu
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) A equipe local enfrentou competições difíceis quando jogou a liga dos campeões. |
çılgınca, deliceadjetivo (inanması güç) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) É loucura pensar que em dois dias, estaremos do outro lado do mundo! |
zorluk
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Minha família passou por um período difícil ano passado. |
çok zor(complicado) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
çok zor, çok güçadjetivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
güç, zoradjetivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
zor, güçadjetivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Eu tive uma época difícil na faculdade. |
sert(tempo) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) O Reino Unido tem tido um clima difícil este mês, com ventos e chuva fortes. |
zor, zorlu(situação) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Foi uma situação tensa com os dois clientes de Dan lá ao mesmo tempo. |
zor, zorluadjetivo (condições) (durum) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) O mercado de trabalho está apertado no momento. Você terá sorte em encontrar algo. |
zahmetli
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ser líder de um país é um trabalho exigente. |
zorlu, çetin
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Alan leva uma vida dura no campo. |
zor, güç(gündelik dil) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Karen acabou de passar por um término complicado, por isso ela foi morar com a mãe dela. |
zor şey(mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Evite fazer economia com o Professor Smith, a aula dele é osso. Esse formulário de impostos é osso. |
zor, güç
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Esta trilha de caminhada é desafiadora (or: desafiante); talvez devêssemos tentar uma mais fácil primeiro. |
zor, güç, zahmetli
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
zor, güçadjetivo (figurativo, difícil) (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) A esposa de Andrew o deixou; foi um período muito difícil em sua vida. Entendo que seja muito penoso para você, mas você irá superar. |
beyni zorlayan
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Cálculo avançado é um curso desafiador (or: desafiante). |
güç, çetin, müşküladjetivo (figurado) (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
az farklaadjetivo (yarış, vb.) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Alan venceu uma corrida apertada. Altan yarışı az bir farkla kazandı. |
zor, güçadjetivo (pessoa não amistosa) (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ele é uma pessoa difícil de trabalhar. |
zor, güçadjetivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
zor şey, müşkül şey(difícil) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Eu odiei fazer isso. Foi de matar! |
vurdumduymaz(insensível às críticas) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
inanması güç, inanılması zorexpressão verbal (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
güç beğenen, zor beğenen, müşkülpesent
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
geri kalmış(BR, figurado, informal) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
anlaşılması zor, tarifi zor(coisa, ideia) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) O estudante lutou para entender os conceitos difíceis de entender da poesia. |
daha zor, daha güçlocução adjetiva (comparativo: difícil) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Acho matemática mais difícil que idiomas. |
şaşırtıcı soru
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kötü deneyimsubstantivo feminino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Harry teve uma experiência difícil no cassino quando ele perdeu muito dinheiro. |
Portekizce öğrenelim
Artık difícil'ün Portekizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Portekizce içinde arayabilirsiniz.
difícil ile ilgili kelimeler
Portekizce sözcükleri güncellendi
Portekizce hakkında bilginiz var mı
Portekizce (português), Avrupa'nın İber yarımadasına özgü bir Roma dilidir. Portekiz, Brezilya, Angola, Mozambik, Gine-Bissau, Cape Verde'nin tek resmi dilidir. Portekizce, 215 ila 220 milyon anadili ve 50 milyon ikinci dil konuşanı olmak üzere toplamda yaklaşık 270 milyona sahiptir. Portekizce genellikle dünyada en çok konuşulan altıncı dil, Avrupa'da üçüncü sırada yer alır. 1997'de kapsamlı bir akademik çalışma, Portekizce'yi dünyadaki en etkili 10 dilden biri olarak sıraladı. UNESCO istatistiklerine göre, Portekizce ve İspanyolca, İngilizce'den sonra en hızlı büyüyen Avrupa dilleridir.