Fransızca içindeki avancée ne anlama geliyor?
Fransızca'deki avancée kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte avancée'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki avancée kelimesi ilerlemek, ilerlemek, öne getirmek, ilerlemek, yol almak, hareket etmek, ilerlemek, gelişmek, hareket ettirmek, yürütmek, ilerlemek, ilerlemek, ilerleme kaydetmek, ileri gitmek, ilerlemek, öne geçmek, ileri gitmek, ileri götürmek, ilerlemek, ilerletmek, öne almak, ilerleme kaydetmek, ilerlemek, ilerlemek, gitmek, öne çıkmak, ilerlemek, gitmek, ileri, ilerlemek, gidişat, sürüklenmek, ileri gitmek, ilerlemek, öne sürmek, yol almak, ilerlemek, gitmek, gitmek, yol almak, (dudaklarını) büzmek, çabuklaştırmak, hızlandırmak, avans vermek, dudaklarını büzmek, ilerlemek, durumda olmak, harekete geçmek, ilerleme kaydetmek, ilerlemek, çıkıntı yapmak, çıkmak, ilerlemek, önermek, önde, ileri, avans, yarışa önde başlama, ileri düzeyde, ileri seviyede, gelişmiş, ilerlemiş, avans, mesafe, avantaj, avantaj, üstün başarı, teklif, öneri, yönelmek, hareket etmek, ilerleme, gelişme, ilerleme, ilerleyiş, ilerleme, sarkan şey, yükseliş, ilerleyiş, harekat, hücum, saldırı, önemli gelişme, büyük buluş, atılım, ileri gitme, yol alma, bir adım öne çıkmak, yavaş yavaş gitmek, tahminde bulunmak, ileri atılmak, ileri fırlamak, zannetmek, sanmak, hızla atılmak, fırlamak, mücadele etmek, (tekerlekli bir şeyle) gitmek/ilerlemek, ağır adımlarla yürümek, pedal çevirmeden gitmek, yavaş gitmek, dudaklarını büzmek, yokuş aşağı sürmek, yavaş ilerlemek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
avancée kelimesinin anlamı
ilerlemekverbe intransitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Passe la première pour avancer. |
ilerlemekverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Les manifestants avançaient vers les lignes de police. |
öne getirmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Pou faire une rotation du stock, avancez les produits moins frais sur l'étagère et rangez les plus récents à l'arrière. |
ilerlemekverbe intransitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yol almakverbe intransitif (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Maintenant que j'ai tout le matériel nécessaire, je peux avancer dans mon projet. // Notre pays a beaucoup avancé depuis l'époque de la discrimination sexuelle et raciale. |
hareket etmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Si tu arrêtes de bouger, la guêpe te laissera tranquille. |
ilerlemek, gelişmekverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le projet progresse (or: avance) en temps et en heure. Proje planlandığı gibi ilerliyor. |
hareket ettirmek, yürütmekverbe transitif (Jeu : un pion,...) (oyunda taşı, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il a avancé son pion de quatre cases. |
ilerlemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Certaines espèces de requins doivent bouger sans cesse pour survivre. |
ilerlemek, ilerleme kaydetmek(projet) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mon projet en histoire avance bien. |
ileri gitmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ilerlemekverbe intransitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
öne geçmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ileri gitmek, ileri götürmek, ilerlemek, ilerletmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Au cours de la partie d'échecs, il a avancé son pion de deux cases. Satranç oyununda, piyonunu iki kare ilerletti. |
öne almakverbe transitif (horaire) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
ilerleme kaydetmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Alors, tu avances ? |
ilerlemek(mesleğinde, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ilerlemek, gitmek(véhicule, personne,...) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le train avançait (or: roulait) à grande vitesse. |
öne çıkmakverbe intransitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le pasteur a dit : « Avancez maintenant si vous ressentez l'esprit ». |
ilerlemekverbe intransitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Pour avancer dans la vie, il faut accepter de travailler dur. |
gitmekverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
ileriverbe intransitif (saat) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Cette horloge avance de cinq minutes. |
ilerlemekverbe intransitif (armée) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Les troupes de l'envahisseur avançaient. |
gidişatverbe intransitif (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Si ça n'avance pas au travail, demande de l'aide. |
sürüklenmekverbe intransitif (avec peine) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le yacht avançait face aux vents violents. |
ileri gitmekverbe transitif (montre) (saat) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La vieille horloge est belle mais, malheureusement, elle avance. |
ilerlemek(dans un véhicule) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nous roulions à environ 45 km/h. |
öne sürmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Darwin a avancé la notion de sélection naturelle comme principe d'évolution. |
yol almak, ilerlemekverbe intransitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les camions progressaient sur la route. Kamyonlar, yol boyunca ilerlediler. |
gitmekverbe intransitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
gitmek, yol almak(gemi) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le navire avance (or: navigue) vers Portsmouth. |
(dudaklarını) büzmek(ses lèvres) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
çabuklaştırmak, hızlandırmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Avançons (or: Anticipons) notre départ car on a annoncé une tornade. |
avans vermek(de l'argent) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Son patron lui a avancé (or: lui a prêté) trois cents dollars. |
dudaklarını büzmek(ses lèvres) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il a avancé ses lèvres comme s'il s'apprêtait à embrasser quelqu'un. |
ilerlemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Dans ma profession, on ne progresse pas sans l'aide et le soutien de personnes plus expérimentées. |
durumda olmak(état) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
harekete geçmek(familier) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ils se sont réveillés à 10 h mais ils n'ont pas démarré (or: bougé) avant midi. |
ilerleme kaydetmek, ilerlemekverbe intransitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) C'est dur d'avancer quand on fait du vélo face au vent. |
çıkıntı yapmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
çıkmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'armée s'est mise en marche et a combattu les Romains. |
ilerlemek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) L'armée d'Hannibal se fraya un chemin dans les Alpes. |
önermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
önde, ileriadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Jenna est une lectrice avancée pour son âge. |
avansnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'auteur a reçu une avance avant de finir son nouveau livre. |
yarışa önde başlamanom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ma petite sœur court lentement, alors je lui laisse de l'avance. |
ileri düzeyde, ileri seviyedeadjectif (plus développé) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les facultés de lecture de George sont avancées pour son âge. |
gelişmiş, ilerlemiş
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Alice a réussi son examen de biologie avancée facilement. |
avansnom féminin (argent) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Son patron lui a donné une avance sur salaire de trois cents dollars. |
mesafenom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il avait une avance de trois minutes sur le coureur suivant. Gerisindeki koşucuyla aralarında üç dakikalık bir mesafe vardı. |
avantajnom féminin (önde başlama) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le chasseur a laissé une avance à la cible d'environ un mètre. |
avantaj
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le numéro douze a pris un bon départ. |
üstün başarı(Éducation : sujet) |
teklif, öneri(mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yönelmek, hareket etmek(bir şeye doğru) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le chérif bloqua la progression du hors-la-loi vers la porte. |
ilerleme, gelişmenom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les récentes avancées dans le traitement du cancer vont bénéficier à des milliers de patients. |
ilerleme, ilerleyişnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Notre avancée a été freinée par plusieurs éboulements. |
ilerlemenom féminin (figuré) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les avancées technologiques sont inévitables. |
sarkan şey
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yükseliş(mevki) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
ilerleyiş, harekatnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'avancée (or: La progression) des abeilles tueuses à travers le pays ne peut être stoppée. Çalışanların avansları gelecek hafta içinde ödenecektir. |
hücum, saldırınom féminin (Militaire) (askeri) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'avancée (or: L'offensive) pour prendre l'île a été ordonnée par le général. |
önemli gelişmenom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le médecin d'Evan a dit qu'il avait fait une percée dans sa thérapie. |
büyük buluş, atılım
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'article de Lydia a été une véritable percée dans ce domaine de recherches. |
ileri gitme, yol alma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
bir adım öne çıkmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Veuillez vous avancer à l'appel de votre nom. |
yavaş yavaş gitmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'alpiniste avançait doucement le long de la corniche sur la paroi rocheuse. |
tahminde bulunmaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quiconque émettra une hypothèse recevra un prix. |
ileri atılmak, ileri fırlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Elle s'est soudain jetée en avant, cherchant à m'étrangler. |
zannetmek, sanmaklocution verbale (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Je n'ai pas de solution précise, mais je peux émettre une hypothèse. |
hızla atılmak, fırlamak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
mücadele etmek(mouvement) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Au prix d'un grand effort, les prisonniers avançaient le conduit d'aération. |
(tekerlekli bir şeyle) gitmek/ilerlemek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le garçon roulait lentement dans le couloir sur sa trotinette. |
ağır adımlarla yürümek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le vieux cheval marchait dans la rue d'un pas lourd et lent. |
pedal çevirmeden gitmek(bisiklet) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
yavaş gitmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
dudaklarını büzmek(souvent péjoratif) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yokuş aşağı sürmek(bisiklet, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Elle descendit la côte en roue libre sur son vélo. Kontağı kapatıp durana kadar vites boşta gittik. |
yavaş ilerlemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Petros travaille sur un nouveau projet mais ça avance doucement en ce moment. |
Fransızca öğrenelim
Artık avancée'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
avancée ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.