Fransızca içindeki pincer ne anlama geliyor?

Fransızca'deki pincer kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte pincer'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Fransızca içindeki pincer kelimesi çimdiklemek, çimdik atmak, çimdik hareketi yapmak, yakalamak, çimdiklemek, parmakla çalmak, (hamurun, vb.) kenarlarını katlamak, kenarlarını katlayıp birleştirmek, çalmak, çok ciddi bir görünüm vermek, baskın yapmak, çimdiklemek, çimdik, (soğuk hava) kesmek, dondurmak, yakalamak, ele geçirmek, sızlatmak, acıtmak, yakalamak, enselemek, enselemek, çimdik, sıkıştırmak, aşık olmak, tutulmak, vurulmak, büzülmek, aşık olmak, sevdalanmak, tıngırdatmak, aşık olmak, hoşlanmak, pandik atmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

pincer kelimesinin anlamı

çimdiklemek, çimdik atmak

verbe transitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Nancy pinça les joues du bébé.

çimdik hareketi yapmak

verbe intransitif (geste sur smartphone) (dokunmatik ekran üzerinde)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Il faut pincer pour zoomer ou dézoomer.

yakalamak

verbe transitif (familier : arrêter)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
La police a pincé Ben en train de voler du vin dans le supermarché du coin.

çimdiklemek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Michael a pincé sa petite sœur et l'a fait pleurer.

parmakla çalmak

verbe transitif (Musique : une corde) (telli çalgı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Wendy pince les cordes de la guitare.

(hamurun, vb.) kenarlarını katlamak, kenarlarını katlayıp birleştirmek

verbe transitif (une pâtisserie) (aşçılık)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Pincez ensemble les bords de la pâte.

çalmak

verbe transitif (çalgı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Mon oncle pince un banjo.

çok ciddi bir görünüm vermek

verbe transitif (les lèvres)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Victor pinça les lèvres.

baskın yapmak

(familier : un criminel) (polis)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Arrête de vendre de l'herbe. Tu vas finir par te faire choper (or: pincer).

çimdiklemek

(les oreilles)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

çimdik

(les oreilles)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Billy a senti sa mère lui tirer les oreilles et a su qu'il avait des ennuis.

(soğuk hava) kesmek, dondurmak

verbe transitif (froid)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Le gel mordait les fleurs.

yakalamak, ele geçirmek

verbe transitif (familier)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Les kidnappeurs ont coincé la victime alors qu'elle montait dans sa voiture.

sızlatmak, acıtmak

verbe transitif (froid) (soğuk)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
L'air froid piqua (or: mordit) le visage des femmes.

yakalamak, enselemek

verbe transitif (familier)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Les flics ont coincé le suspect.

enselemek

verbe transitif (familier) (argo)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La police a coincé le suspect en début de matinée.

çimdik

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Le pincement de Paul était un avertissement pour que Daniel se taise.

sıkıştırmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il s'est pincé (or: coincé) les doigts dans la portière en la fermant.

aşık olmak, tutulmak, vurulmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Wendy avait un faible pour un garçon de sa classe.

büzülmek

verbe pronominal (lèvres) (dudak)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Les lèvres de David se sont pincées quand il a croqué dans le bonbon acide.

aşık olmak, sevdalanmak

(familier)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Il est si beau et si charmant... toutes les filles craquent pour lui. Audrey a craqué sur (or: pour) une paire de chaussures qu'elle a vue dans une vitrine.

tıngırdatmak

(Musique)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

aşık olmak

(birisine)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

hoşlanmak

(changement de sujet) (birisinden)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Mick a avoué que Laura lui plaisait.

pandik atmak

locution verbale (argo)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Le méchant garçon pinça les fesses du garçon qui n'avait rien vu venir.

Fransızca öğrenelim

Artık pincer'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.

Fransızca hakkında bilginiz var mı

Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.