Fransızca içindeki quelque part ne anlama geliyor?

Fransızca'deki quelque part kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte quelque part'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Fransızca içindeki quelque part kelimesi bir yerde, orası, oralar, geçmişe ait/çağdışı, yürüyerek gitmek, geri dönmek, binmek, tekrar ziyaret etmek, yeniden ziyaret etmek, yaya gitmek, yürümek, çürütmek, morartmak, yürümek, giden, yeni, ileri geri, gidip gelmek, (bir yerde) yaşayan/oturan kimse, sakin, beraber gitmek, birlikte gitmek, haneye tecavüz etmek, ima etmek, kovmak, giden, girip çıkmak, yol göstermek, dışarısında bırakmak, gitmek, balayını geçirmek, balayına çıkmak, kayığa binmek, aranan niteliklere sahip olmak, -e yürümek, -e geri dönmek, yaralamak, zedelemek, incitmek, otostop yapmak, birinden birşey otlanmak, kovmak, gizlice/sinsice hareket etme, bisiklete binmek, otostop yapmak, bozulmak, tahliye etmek, ikna etmek, başlatmak, gizlemek, sığmak, bir günlüğüne ayrılmak, dilenmek, bisiklete binmek, alem yapmak, gezinti, jet ile uçmak, jet ile yolculuk etmek, tatil yapmak, arabayla götürmek, kaplamak, itmek, harekete geçirmek, gizli dinleme aygıtı yerleştirmek, dağınık, götürme, varmak, gelmek, karavanla gitmek, bisiklete binmek, yürüyerek geri dönmek, koşturmak, atmak, çimle kaplamak, çimen parçalarıyla kaplamak, gitmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

quelque part kelimesinin anlamı

bir yerde

locution adverbiale

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)
Robert se cachait quelque part dans la maison. // J'ai posé mon passeport quelque part mais je ne sais plus où. // Pourquoi est-ce que tu mets ton manteau ? Tu vas quelque part ?

orası, oralar

(zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").)
Est-ce que tu as quelque part où dormir ce soir ?

geçmişe ait/çağdışı

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Ce film rappelle les westerns des années 50.

yürüyerek gitmek

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)

geri dönmek

(à son point de départ)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
C'est gentil de nous inviter, mais nous devons rentrer.

binmek

(du vélo, de la moto) (bisiklete)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Je fais du vélo tous les jours.
ⓘCette phrase n'est pas une traduction de la phrase originale. Okula hergün bisikletle gidiyor.

tekrar ziyaret etmek, yeniden ziyaret etmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

yaya gitmek, yürümek

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)

çürütmek, morartmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Je me suis contusionné le genou après être rentré dans une bouche d'incendie.

yürümek

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
La voiture est tombée en panne, on va devoir marcher.

giden

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

yeni

(compétences) (işte, vb.)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

ileri geri

locution verbale

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)
J'ai passé la journée à aller et venir.

gidip gelmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

(bir yerde) yaşayan/oturan kimse, sakin

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Sophia habite un appartement, mais voudrait acheter une maison.

beraber gitmek, birlikte gitmek

locution verbale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Et si je laissais ma voiture ici histoire d'aller à la soirée ensemble ?

haneye tecavüz etmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Les voleurs sont entrés (or: se sont introduits) dans la maison par effraction et ont volé plusieurs bijoux.

ima etmek

locution verbale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Je ne vois pas où tu veux en venir.

kovmak

(d'un cours,...)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
La prof m'a exclu de cours parce que je ne voulais pas éteindre mon iPod.

giden

(train, bateau)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

girip çıkmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Il faisait des allées et venues incessantes à la réunion si bien que personne n'a remarqué qu'il était parti pour de bon.

yol göstermek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

dışarısında bırakmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

gitmek

(personne) (uçakla)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Nous avons pris l'avion jusqu'à San Francisco l'été dernier.
Geçen yaz San Fransisko'ya uçtuk.

balayını geçirmek, balayına çıkmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ken et Tina ont fait leur voyage de noces dans les Caraïbes.

kayığa binmek

locution verbale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Kim est allée sur l'île en kayak.

aranan niteliklere sahip olmak

(à de l'argent, une subvention,...)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
La famille a reçu une lettre l'informant qu'elle avait le droit à des allocations.

-e yürümek

locution verbale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Les enfants vont toujours à l'école à pied.

-e geri dönmek

verbe intransitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
J'aimerais retourner à Paris un jour.

yaralamak, zedelemek, incitmek

verbe pronominal (personne) (uzuv)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Mike s'est blessé à la jambe en tombant dans l'escalier.

otostop yapmak

verbe intransitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Kate est allée du Colorado jusqu'au Kansas en stop.

birinden birşey otlanmak

(familier : de l'argent, une cigarette) (argo)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
ⓘCette phrase n'est pas une traduction de la phrase originale. Hiç sigara paketi taşımazdı, hergün arkadaşlarından sigara otlanarak idare ederdi.

kovmak

(evden, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ma mère m'a mis dehors.

gizlice/sinsice hareket etme

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Adrian voyait bien qu'il lui faudrait marcher discrètement s'il voulait se rapprocher assez près pour entendre ce qu'ils disaient.

bisiklete binmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

otostop yapmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Anne a fait du stop tout du long, de London à Manchester.

bozulmak

verbe intransitif

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Est-ce que notre relation en est vraiment arrivée là : crier l'un sur l'autre dans la rue ?

tahliye etmek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La police a évacué tout le monde de l'immeuble de bureaux en raison de l'alerte à la bombe.

ikna etmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

başlatmak

verbe transitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

gizlemek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

sığmak

verbe intransitif (bir yere)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Cette table ne rentre pas dans la petite pièce.

bir günlüğüne ayrılmak

(bir yerden)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Nous avons rencontré à Oxford un couple qui y passé la journée depuis Londres.

dilenmek

(familier)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Je peux te taper une clope ?

bisiklete binmek

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Sidonie a envie de faire du vélo.

alem yapmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

gezinti

(araba, otobüs, vb. ile)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

jet ile uçmak, jet ile yolculuk etmek

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Le président a voyagé en avion à réaction jusqu'à New York pour la conférence de presse.

tatil yapmak

locution verbale

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Nous passons nos vacances en Espagne chaque année.

arabayla götürmek

verbe transitif (birisini bir yere)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Helen a embauché un chauffeur pour qu'il la conduise au travail.

kaplamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Irene a recouvert tous les panneaux d'affichage d'affiches pour faire la publicité de son café.

itmek, harekete geçirmek

(figuré) (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

gizli dinleme aygıtı yerleştirmek

locution verbale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le FBI avait placé des micros dans le bureau pour attraper le suspect.

dağınık

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

götürme

(arabayla)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

varmak, gelmek

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Nous essayions d'aller à Brighton, mais nous nous sommes retrouvés à Hastings.

karavanla gitmek

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Allons au concert en caravane pour que personne ne se perde.

bisiklete binmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Jane aime faire du vélo jusqu'au marché les jours de beau temps.

yürüyerek geri dönmek

(à pied)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Quand il a réalisé qu'il avait oublié d'acheter des œufs, Ray est retourné au magasin.

koşturmak

(bir yere/şeye)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)

atmak

verbe transitif (dans une situation) (tehlikeye, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Son acte l'a mise en danger.

çimle kaplamak, çimen parçalarıyla kaplamak

locution verbale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Nous avons décidé de mettre du gazon dans ce coin de terre là-bas.

gitmek

verbe intransitif (bar, alışveriş merkezi, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

Fransızca öğrenelim

Artık quelque part'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.

quelque part ile ilgili kelimeler

Fransızca hakkında bilginiz var mı

Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.