Fransızca içindeki envoyer ne anlama geliyor?

Fransızca'deki envoyer kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte envoyer'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Fransızca içindeki envoyer kelimesi göndermek, göndermek, yollamak, göndermek, göndermek, yollamak, bahşetmek, yollamak, göndermek, göndermek, iletmek, göndermek, mesaj atmak, tahsis etmek, eklemek, ilave etmek, yerine çalıştırmak, şut atmak, göndermek, göndermek, yollamak, sevketmek, yollamak, göndermek, postalamak, postaya vermek, göndermek, atmak, nakletmek, transfer etmek, göndermek, göndermek, yollamak, göndermek, göndermek, yollamak, konuşmak, konuşmaya başlamak, göndermek, yollamak, -e göndermek, fakslamak, faksla göndermek, teleks çekmek, istenmeyen e-posta göndermek, sevişmek, seks yapmak, spam göndermek, yere yıkmak, yere sermek, malı götürme, uzman doktora yollama/havale etme, sevk, göndermek, yollamak, mesaj atmak, seks yapmak, cinsel ilişkiye girmek, hapse atmak, içeri tıkmak, hapis cezasına çarptırmak, hastanelik etmek, göndermek, yuvarlamak, devirmek, almaya göndermek, sirküler göndermek, göndermek, topu tümseğe sokmak, -e sürgün etmek, göndermek, göndermek, fakslamak, seks yapmak, sevişmek, e-posta göndermek, e-posta yollamak, düzmek, işaret vermek, işaretle bildirmek, telgraf çekmek, kurye ile göndermek, yere sermek, sikişmek, mail atmak, hapse atmak, e-posta ile göndermek, e-posta ile yollamak, özelden yazmak, cinsel ilişki, sevişme, postalamak, göndermek, başvurmak, başvuruda bulunmak, e-postayla göndermek, maille göndermek, e-postayla haberleşmek, mesajlaşma, faks çekmek, faks göndermek, mesajlaşmak, başvurmak, yönlendirmek, mesaj göndermek, mesaj atmak, mesaj atmak, hapse atmak, sürgün etmek, göreve göndermek, -e doğru atmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

envoyer kelimesinin anlamı

göndermek

verbe transitif (Télécommunications) (sinyal, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La station de radio envoie un signal.
İstasyon radyo sinyali gönderiyor.

göndermek

verbe transitif (internet)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Cliquez pour envoyer votre e-mail.

yollamak, göndermek

verbe transitif (markete, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La femme de John l'a envoyé à l'épicerie chercher du lait.

göndermek, yollamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Merci d'envoyer le colis par avion.

bahşetmek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Seigneur, envoyez-nous un signe !

yollamak, göndermek

verbe transitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

göndermek

verbe transitif (postayla)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Les équipes de campagne politique ont envoyé des lettres de remerciement aux donateurs.

iletmek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Donnez-moi votre adresse e-mail et je vous enverrai le rapport.

göndermek

verbe transitif (birisini bir yere)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

mesaj atmak

verbe transitif (mecazlı)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Tom a envoyé un e-mail au chef des ventes.

tahsis etmek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le gouvernement enverra 10 000 troupes au pays ravagé par la guerre.

eklemek, ilave etmek

verbe transitif (du personnel)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ils envoient du personnel supplémentaire quand les compagnies sont plus occupées que d'habitude.

yerine çalıştırmak

verbe transitif (des effectifs)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ils envoient des remplaçants quand le personnel permanent est en vacances.

şut atmak

verbe transitif (un ballon)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Le footballeur a envoyé le ballon entre les poteaux.

göndermek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

göndermek, yollamak, sevketmek

verbe transitif (hızlı olarak)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La société a accepté d'envoyer le paiement.

yollamak, göndermek

verbe transitif (posta ile)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Je suis allé à la Poste et j'ai envoyé un paquet à mon ami.

postalamak, postaya vermek, göndermek, atmak

(courrier postal)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Je vais poster une lettre aujourd'hui.
Bugün bir mektup postalayacağım.

nakletmek, transfer etmek, göndermek

verbe transitif (un objet, de l'argent)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le directeur a transféré (or: envoyé) la boîte de chaussures dans l'autre entrepôt.
Müdür ayakkabı kutularını diğer mağazaya nakletti.

göndermek, yollamak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

göndermek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le vendeur devrait envoyer la commande aujourd'hui.

göndermek, yollamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Je vous ferai parvenir les informations que vous avez demandées.

konuşmak, konuşmaya başlamak

verbe intransitif (familier)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Je veux connaître ton avis. Quand tu es prêt, balance (or: envoie).

göndermek, yollamak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il a envoyé le message à son ami.
Mesajı arkadaşına gönderdi.

-e göndermek

locution verbale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

fakslamak, faksla göndermek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Kyle a demandé à son assistant de faxer la lettre.

teleks çekmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

istenmeyen e-posta göndermek

(Informatique)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Plusieurs sociétés sont tentées de spammer puisque cela ne coûte rien.

sevişmek, seks yapmak

(familier, vulgaire) (birisiyle)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ses potes crèvent tous d'envie de savoir s'il la saute.

spam göndermek

(Informatique)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ils se sont mis à me spammer après l'achat d'un livre.

yere yıkmak, yere sermek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il terrassa son adversaire en voulant rattraper la balle.

malı götürme

(très familier : sexe) (argo)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

uzman doktora yollama/havale etme, sevk

verbe transitif (hastayı)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Mon médecin m'a envoyé vers (or: m'a adressé à) un spécialiste.

göndermek, yollamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Rose a envoyé son assistante s'occuper de la livraison.

mesaj atmak

(gayri resmi)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Je devrais envoyer un mot à mon frère parce que ça fait longtemps que je ne lui ai pas écrit.

seks yapmak, cinsel ilişkiye girmek

(familier)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Je me suis envoyé en l'air pour la première cette année.

hapse atmak, içeri tıkmak

(gayri resmi)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

hapis cezasına çarptırmak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Johnno a été de nouveau arrêté ; il va être envoyé en prison (or: va être condamné) cette fois c'est sûr !

hastanelik etmek

locution verbale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

göndermek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le paquet a été expédié par la poste à Mary.

yuvarlamak, devirmek

verbe pronominal (populaire : une boisson) (içki)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Il s'est envoyé trois pastis d'affilée.

almaya göndermek

locution verbale (birisini bir şey)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Le médecin a envoyé son assistant chercher de l'eau chaude.

sirküler göndermek

locution verbale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

göndermek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Notre client avait besoin des croquis sur-le-champ alors nous les lui avons envoyés par coursier.

topu tümseğe sokmak

(Golf : sa balle) (golf)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

-e sürgün etmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
L'ancien empereur a été envoyé vivre sur une île reculée.

göndermek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
J'ai demandé à l'entreprise d'envoyer ma commande à mon adresse personnelle.

göndermek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Nous vous expédierons vos achats demain.

fakslamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Eric a faxé le document au bureau gouvernemental.

seks yapmak, sevişmek

locution verbale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Nous pouvions les entendre s'envoyer en l'air dans la chambre d'à côté.

e-posta göndermek, e-posta yollamak

(anglicisme, courant)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Je t'enverrai un e-mail demain avec l'itinéraire.

düzmek

(familier) (cinsel ilişkide bulunmak, argo)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Apparemment, Linda s'envoie en l'air avec Rick.

işaret vermek, işaretle bildirmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Harry a fait signe à Jasmin qu'il était temps de partir.

telgraf çekmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Brian a télégraphié un message à sa mère.

kurye ile göndermek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Si vous désirez un exemplaire signé tout de suite, notre société vous l'enverra par coursier.

yere sermek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

sikişmek

(familier) (argo)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
La mère de Tim est tombée sur lui et sa copine qui s'envoyaient en l'air (or: qui baisaient).

mail atmak

(anglicisme, courant) (gündelik dil)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Je t'enverrai l'itinéraire par e-mail.

hapse atmak

(familier)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

e-posta ile göndermek, e-posta ile yollamak

(anglicisme, courant)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
J'enverrai les factures à tous nos clients.
Tüm müşterilerimize faturalarını e-posta ile göndereceğiz (or: yollayacağız).

özelden yazmak

locution verbale (Internet)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

cinsel ilişki, sevişme

(familier)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Si tu as envie d'une partie de jambes en l'air, on peut aller chez moi.

postalamak, göndermek

(courrier électronique) (elektronik olarak)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Envoie-moi le fichier par email, s'il te plaît.
Lütfen dosyayı bana gönder (or: postala).

başvurmak, başvuruda bulunmak

(emploi critiqué)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Cathy a postulé à trois universités mais aucune ne l'a acceptée.

e-postayla göndermek, maille göndermek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Est-ce que vous pouvez m'envoyer les détails par e-mail ?

e-postayla haberleşmek

(courrier électronique)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Je préfère parler au téléphone mais beaucoup de gens préfèrent envoyer des e-mails.

mesajlaşma

(cep telefonu)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

faks çekmek, faks göndermek

locution verbale

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Richard a dit que le seul moyen de le joindre était de l'appeler ou de lui envoyer un fax.

mesajlaşmak

(cepten)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
L'enseignant avait du mal à empêcher ses élèves d'envoyer des SMS en classe.

başvurmak

(emploi critiqué : à un poste, emploi) (işe, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Mon frère a postulé à Microsoft et a obtenu le poste.

yönlendirmek

(Informatique) (bilgisayar)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Le serveur a envoyé (or: a transféré) les informations vers l'ordinateur central.

mesaj göndermek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Je lui ai envoyé un message, et devrais recevoir une réponse dans quelques jours.

mesaj atmak

(Internet)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
J'ai mon ordinateur ici. Laisse-moi lui envoyer un message et attendons de voir ce qu'elle répond.

mesaj atmak

(birisine)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Je vais t'envoyer un SMS plus tard pour te confirmer l'heure de notre rencontre.

hapse atmak

verbe transitif (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Hank a été envoyé derrière les barreaux pour les quinze prochaines années.

sürgün etmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Au dix-neuvième siècle, on exilait (or: expatriait) les criminels britanniques en Australie.

göreve göndermek

locution verbale (Militaire) (askeri)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le commandant a envoyé un avion en détachement à la recherche de survivants.

-e doğru atmak

(la balle,...) (spor)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Elle a envoyé la balle dans le filet.

Fransızca öğrenelim

Artık envoyer'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.

envoyer ile ilgili kelimeler

Fransızca hakkında bilginiz var mı

Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.