Fransızca içindeki rouge ne anlama geliyor?
Fransızca'deki rouge kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte rouge'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki rouge kelimesi kırmızı, kırmızı renk, kırmızı, al, kırmızı, kızarmış, Kızıl, kırmızı, komünist, komünist, kırmızı şarap, kırmızı şarap, kırmızı ışık, iltihaplı, iltihaplanmış, yanakları/yüzü kızarmış/kızarık, allık, kızarmış, kanlanmış, kan çanağına dönmüş (göz), kırmızı ışık, dur ışığı, ruj, dudak boyası, (çilek, dut, ağaç çileği, vb.) küçük ve yumuşak meyve, dutsu meyve, narbülbülü, kızılgerdan, geride/arkada kalan kimse, kırmızı şimşek, kızıl cin, borçlu, havuz balığı, kırmızı balık, allık, (kırmızı) bordo şarabı, kumtaşı, kırmızı alarm, kırmızı halı, kızıl bayrak, (sığır/koyun eti) kırmızı et, trafik ışığı, trafik lambası, Kızıl Haç, kırmızı biber, kırlangıç balığı, Kırmızı Başlıklı Kız, çok öfkelenmek, öfkeden kudurmak/deliye dönmek, pancar renkli, pancar kırmızısı, kumtaşı ev, trafik ışığı, ayrıcalıklı/özel karşılama, kızarmak, kiraz rengi, kiraz kırmızısı, parlak kırmızı, koyu kırmızı, ciğer rengi, kırmızı hat, parlatma tozu, durmadan, doğruca, kızdırmak, öfkelendirmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
rouge kelimesinin anlamı
kırmızıadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La voiture rouge est passée rapidement. Kırmızı araba hızla yanımızdan geçti. |
kırmızı renk, kırmızınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ma couleur préférée est le rouge. |
al, kırmızı, kızarmışadjectif (joues) (yanak) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Nous avions les joues rouges à cause de l'air froid. |
Kızıladjectif (soviétique) (Rus ordusu) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Boris a combattu dans l'Armée Rouge. |
kırmızınom masculin (vêtements) (giysi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La femme porte du rouge. |
komünistnom masculin (figuré : communiste) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Trotski était un rouge. |
komünistadjectif (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) L'Ouest s'est battu contre la "menace communiste". |
kırmızı şarap
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le vin rouge est censé être bon pour le cœur quand il est bu avec modération. |
kırmızı şarap
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je préfère du vin rouge avec les pâtes. |
kırmızı ışıknom masculin (trafik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Arrêtez-vous au feu rouge (or: rouge) s'il vous plaît. |
iltihaplı, iltihaplanmışadjectif (plaie) (yara, mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il y avait une plaie rouge sur le bras droit d'Anthony. |
yanakları/yüzü kızarmış/kızarıkadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Tu es tout rouge d'avoir couru. |
allık(anglicisme) (makyaj malzemesi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kızarmış, kanlanmış, kan çanağına dönmüş (göz)(haine, fatigue) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
kırmızı ışık, dur ışığı(trafik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il faut toujours s'arrêter au feu rouge (or: au rouge). |
ruj, dudak boyasınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
(çilek, dut, ağaç çileği, vb.) küçük ve yumuşak meyve, dutsu meyve(fruit) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) En été, les enfants partaient souvent cueillir des baies. |
narbülbülü, kızılgerdannom masculin (kuş) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Parfois, les rouges-gorges chantent même les matins froids d'hiver. |
geride/arkada kalan kimse
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) « Courez plus vite ! » lança l'entraîneur aux retardataires. |
kırmızı şimşek, kızıl cin(Météorologie : phénomène) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
borçlulocution adverbiale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) L'entreprise est dans le rouge depuis des années, mais avec le nouveau président, elle s'est complètement rétablie. |
havuz balığı, kırmızı balıknom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le chat regardait les poissons rouges dans l'aquarium. |
allık(kozmetik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La pose du maquillage n'est pas complète avant que tu n'appliques du rouge à joues. |
(kırmızı) bordo şarabı(vin) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Après le dîner, les invités ont dégusté quelques verres de rouge de Bordeaux. |
kumtaşınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les immeubles d'habitation ici sont faits en grès rouge. |
kırmızı alarmnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kırmızı halınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) On a déroulé le tapis rouge pour la visite de la Reine. |
kızıl bayraknom masculin (drapeau communiste) (komünizm sembolü) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le drapeau rouge ne flotte plus sur le Kremlin. |
(sığır/koyun eti) kırmızı etnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je ne mange pas beaucoup de viande rouge, je préfère le poulet. |
trafik ışığı, trafik lambası
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Quand le feu (de signalisation) passe au rouge, vous devez vous arrêter. |
Kızıl Haçnom propre féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La Croix-Rouge est bien souvent le premier organisme de secours à intervenir dans les zones déchirées par la guerre. |
kırmızı bibernom masculin (sebze) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Techniquement, le poivron rouge est un fruit, pas un légume. Ma femme trouve que je mets trop de poivron rouge dans mon chili. |
kırlangıç balığınom masculin (poisson) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le vivaneau rouge est un poisson tellement plébiscité qu'il est en danger dans de nombreuses parties du monde. |
Kırmızı Başlıklı Kıznom propre masculin (personnage) (masal kahramanı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le loup se déguisa en la grand-mère du Petit Chaperon rouge. |
çok öfkelenmek, öfkeden kudurmak/deliye dönmeklocution verbale (figuré) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quand il a parlé de mon amie de façon irrespectueuse, j'ai vu rouge. |
pancar renkli, pancar kırmızısı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Elle virait complètement rouge tomate chaque fois que je la regardais. |
kumtaşı evnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La famille de Maria habite dans une maison de ville à New York. |
trafik ışığınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
ayrıcalıklı/özel karşılamanom masculin (figuré) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les fournisseurs nous ont déroulé le tapis rouge lorsque nous avons visité leur usine. |
kızarmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kiraz rengi, kiraz kırmızısınom masculin invariable (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La décoration au niveau du porche d'entrée est rouge cerise. |
parlak kırmızıadjectif invariable (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Dorothy portait des tennis rouge cerise. |
koyu kırmızıadjectif invariable (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
ciğer rengiadjectif invariable (couleur) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le sac à main en cuir était d'une couleur rouge brun. |
kırmızı hat(Politique) (devlet başkanları arasında) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
parlatma tozunom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
durmadan, doğrucalocution verbale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Tu viens de griller un feu ! |
kızdırmak, öfkelendirmek(familier : mettre en colère) (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'idée que John puisse donner un rancard à son ex lui a fait voir rouge. |
Fransızca öğrenelim
Artık rouge'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
rouge ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.