Fransızca içindeki se présenter ne anlama geliyor?
Fransızca'deki se présenter kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte se présenter'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki se présenter kelimesi tanıştırmak, sahneye koymak, sahnelemek, sergilemek, açıklamak, bildirmek, vermek, anlatmak, sergilemek, tanıştırmak, yer vermek, ön plana çıkarmak, buluşturmak, ifade etmek, açıklamak, sunmak, göstermek, aday göstermek, sunmak, himaye etmek, korumak, teklif etmek, teklifte bulunmak, sunmak, özel gösterimini yapmak, ileri sürmek, öne sürmek, teklif etmek, teşrifatçılık yapmak, içermek, tanıtmak, göstermek, sunmak, teslim etmek, göstermek, yayınlamak, çıkarıp göstermek, ibraz etmek, açıklamak, ifade etmek, teklif etmek, önermek, sunmak, sunmak, tanıtmak, tanıştırmak, aday olmak, adaylığını koymak, sunmak, kötü göstermek, gelmek, girişim, cereyan etmek, ortaya çıkmak, gerçekleşmek, vuku bulmak, özür dilemek, af dilemek, giriş yapmak, polise gitmek, gündeme gelmek, giriş yapmak, check-in yapmak, tanıştırmak, kötü temsil etmek, yeniden sunmak, tekrar sunmak, adaylığını koymak, özür dilemek, af dilemek, çıkmak, ortaya çıkmak, tanıştırmak, yanlış tanıtmak, ziyarette bulunmak, açığa çıkmak, meydana çıkmak, özür dilemek, af dilemek, gibi görünmek, af dilemek, özür dilemek, gelmek, konuk sunuculuk yapmak, ayarlamak, hazır bulunmak, aday olmak, hazır bulunmak, -de hazır bulunmak, taraflı olarak sunmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
se présenter kelimesinin anlamı
tanıştırmakverbe transitif (kişi) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Papa, permets-moi de te présenter mon patron, M. Smith. |
sahneye koymak, sahnelemekverbe transitif (une pièce de théâtre) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
sergilemekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le musée prévoit de présenter la nouvelle statue dans le cadre d'une prochaine exposition. |
açıklamakverbe transitif (plan, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il a présenté son plan pour augmenter les ventes à ses collègues. |
bildirmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Permettez-moi de vous présenter ce que j'ai trouvé. |
vermekverbe transitif (une facture) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le vendeur présente sa facture chaque semaine. |
anlatmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Dans son autobiographie, il présente l'histoire de sa vie. |
sergilemekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'exposition présentera le travail d'artistes locaux. |
tanıştırmakverbe transitif (changement de sujet) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) J'aimerais te présenter mon ami James. |
yer vermekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le magazine la présentait en première page (or: Elle était en première page du journal). Dergi ona birinci sayfada yer verdi. |
ön plana çıkarmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le magazine présente le top 10 des restaurants britanniques dans son numéro de juillet. |
buluşturmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) George et Lisa se sont rencontrés quand des amis communs les ont présentés. |
ifade etmek, açıklamakverbe transitif (officiellement) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le président a présenté clairement sa politique. |
sunmak, göstermekverbe transitif (ses respects) (saygı, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il présenta ses respects au Roi. |
aday göstermekverbe transitif (élections : soutenir un candidat) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le parti voulait la présenter pour un siège au sénat. |
sunmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Elle présenta une offre pour l'achat du commerce. |
himaye etmek, korumakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le sénateur présente le projet de loi. |
teklif etmek, teklifte bulunmak(resmi dil) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le jeune homme a présenté ses remerciements à la famille pour leur gentillesse. |
sunmakverbe transitif (haber programı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Della présente les informations du soir sur cette station. |
özel gösterimini yapmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ileri sürmek, öne sürmekverbe transitif (des preuves) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
teklif etmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
teşrifatçılık yapmakverbe transitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
içermekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le nouveau modèle de cet ordinateur a plus de mémoire et un processeur plus rapide. |
tanıtmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le groupe était annoncé comme étant les nouveaux Beatles. |
göstermekverbe transitif (belirti, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il présentait (or: manifestait) tous les symptômes de la dépression. |
sunmak, teslim etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il soumit le formulaire d'inscription au docteur. Kayıt formunu doktora teslim etti. |
göstermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yayınlamak(dans un magazine,...) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Yanlış anlaşılan sözleri için bir özür mektubu yayınladı. |
çıkarıp göstermek, ibraz etmek(soutenu : montrer) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Après avoir caché son travail pendant des mois, il l'a finalement produit en public. |
açıklamak, ifade etmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Quand je le lui dirai, je le présenterai de manière à ne pas la perturber. Bu konuyu onu üzmeyecek bir şekilde kendisine açıklayacağım. |
teklif etmek, önermek(un avis, une proposition) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il y a un projet que j'aimerais vous proposer (or: présenter). |
sunmakverbe transitif (Droit) (hukuk) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'accusation souhaite produire (or: présenter) la demande de rançon à titre de preuve. |
sunmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Jess a soumis (or: présenté) son idée lors de la réunion hebdomadaire du personnel et son patron l'a adorée. |
tanıtmak, tanıştırmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Monsieur le Gouverneur, permettez-moi de vous présenter M. Johnson. |
aday olmak, adaylığını koymakverbe pronominal (élections, concours) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Lorraine se présente aux prochaines élections municipales. |
sunmak(gösteriyi, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Nous sommes fiers de vous présenter la pièce « Hamlet » ce soir. |
kötü göstermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
gelmek(zaman, mevsim, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
girişim
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
cereyan etmek, ortaya çıkmak, gerçekleşmek, vuku bulmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le problème ne s'est produit qu'une seule fois. Bu sorun sadece bir kez ortaya çıktı. |
özür dilemek, af dilemek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Si tu fais de la peine à quelqu'un, tu dois faire tes excuses. Birini üzdüğünüzde ondan özür dilemelisiniz. |
giriş yapmak(dans un hôtel) (otel) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) À quelle heure pouvons-nous nous enregistrer dans notre chambre d'hôtel ? |
polise gitmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les enquêteurs ont demandé à toute personne ayant vu quelque chose de se présenter. |
gündeme gelmek(question) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le sénateur savait que des questions sur sa campagne allaient être posées. |
giriş yapmak, check-in yapmakverbe pronominal (dans un hôtel) (otel) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
tanıştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) J'aimerais vous présenter mon ami Stephen. |
kötü temsil etmek(des faits) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
yeniden sunmak, tekrar sunmaklocution verbale (reproposer) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
adaylığını koymak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) M. Beauvais présente sa candidature aux élections régionales. |
özür dilemek, af dilemek(birisinden) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'ai présenté mes excuses à Brenda pour l'incident et elle m'a pardonné. |
çıkmak, ortaya çıkmakverbe pronominal (problème) (sorun) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
tanıştırmak(birisini) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) C'est moi qui ai présenté Maria à Ali. |
yanlış tanıtmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le politicien a donné une image fausse (or: fausse image) de lui-même en tant qu'humanitaire, alors qu'il était en fait belliciste. |
ziyarette bulunmaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
açığa çıkmak, meydana çıkmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Comment est-ce que la maladie se manifeste ? |
özür dilemek, af dilemek(birisine bir şey için) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tu devrais présenter tes excuses à Stephen pour la façon dont tu l'as traité hier. |
gibi görünmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) On nous a servi un plat de mouton, présenté comme étant de l'agneau. |
af dilemek, özür dilemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Jane m'a présenté ses excuses pour m'avoir traité de menteur. |
gelmek(produit) (satışa sunulmak) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La mousse à raser se présente en boîte. Traş kremi, teneke kutu içinde gelmektedir (or: satışa sunulmaktadır). |
konuk sunuculuk yapmak(TV, Radio) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Comme Fred Jones est en vacances cette semaine, c'est l'humoriste Jack Burton qui présentera l'émission de ce soir (à sa place). |
ayarlamak(birisini birisine) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
hazır bulunmakverbe pronominal (devoir militaire) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Vous devez vous présenter à la caserne avant trois heures vendredi. |
aday olmakverbe pronominal (élections) (seçimlerde) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il se présente aux élections présidentielles. |
hazır bulunmakverbe pronominal (arriver) (bir yerde) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Oui, il se présente sans retard tous les jours à sept heures. |
-de hazır bulunmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Vous devez vous présenter à l'heure au travail. Tam zamanında işinde hazır bulunman gerekli. |
taraflı olarak sunmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le rapport ne présentait pas les données objectivement pour les faire paraître plus favorables aux vues du parti. |
Fransızca öğrenelim
Artık se présenter'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
se présenter ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.