İngilizce içindeki casing ne anlama geliyor?
İngilizce'deki casing kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte casing'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki casing kelimesi dış kaplama, kasa, (su kuyusu) iç kaplama, kutu, kap, kutu dolusu, kutu, durum, örnek, misal, vaka, mesele, durum, vaziyet, dava, delil, kanıt, hal, durum, tuhaf kişi, acayip tip, tepsi, kasa, bavul, gözetlemek, kutuya koymak, kutulamak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
casing kelimesinin anlamı
dış kaplamanoun (outer shell) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The casing on my laptop cracked when I dropped it. |
kasanoun (around window, door) (kapı, pencere) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The carpenter repaired the casing around the window. |
(su kuyusu) iç kaplamanoun (well lining) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Jessica repaired the well's casing. |
kutunoun (box) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) My new earrings came in a beautiful case. Yeni küpelerim çok güzel bir kutunun içinde geldi. |
kapnoun (container) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Artists often carry around a small case full of pens, pencils, and other supplies. |
kutu dolusu, kutunoun (contents of a case) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) This wine is so good that I could drink the whole case! |
durumnoun (instance) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The opposite is true, in this case. Bu durumda söylediklerinizin tersi geçerlidir. |
örnek, misalnoun (example) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) This is a clear case of political interference. Bu açık bir siyasi müdahale örneğidir. |
vakanoun (instance of disease) (hastalık) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Our mother has a case of pneumonia. |
meselenoun (question) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) This is a case of integrity. |
durum, vaziyetnoun (situation, state) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) We thought it would rain, but that was not the case. |
davanoun (law: lawsuit) (hukuk) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The case was brought before a judge. Dava hakim karşısına çıkartıldı. |
delil, kanıtnoun (support for an argument) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The committee is looking at the scientist's case for more testing. |
hal, durumnoun (grammar: category) (dilbilgisi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) There is a different form in the accusative case. |
tuhaf kişi, acayip tipnoun (slang (strange person) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) He's an odd case. |
tepsinoun (tray) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The printer found the case he needed. |
kasanoun (wine: 12 bottles) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) You can't buy a single bottle of wine here - we only sell it by the case. |
bavulnoun (suitcase) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) We had a long wait for our cases at the carousel. |
gözetlemektransitive verb (US, slang (survey) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The bank robbers cased the building. |
kutuya koymak, kutulamaktransitive verb (put in a case) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The butcher cased the ground beef. |
İngilizce öğrenelim
Artık casing'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
casing ile ilgili kelimeler
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.