İngilizce içindeki tired ne anlama geliyor?
İngilizce'deki tired kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte tired'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki tired kelimesi yorgun, uykulu, bitkin, yorgun, bayağı, harap, yormak, yorgunluk vermek, sıkılmak, (otomobil, bisiklet) lastik, sıkmak, canını sıkmak, yorulmak, bıkmak, usanmak, bezmek, bıkmak, bıkmaya başlamak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
tired kelimesinin anlamı
yorgun, uykuluadjective (needing sleep) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The tired child fell asleep on the way home. Yorgun çocuk, eve dönerken yolda uyuyakaldı. |
bitkin, yorgunadjective (needing rest) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) I was tired from working all day, and didn't want to cook dinner. Bütün gün çalıştığım için bitkindim, yemek pişirmek istemedim. |
bayağıadjective (figurative (argument, idea: unoriginal) (fikir, vb. mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) That tired old argument failed to convince the voters. |
harapadjective (figurative (run-down) (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) That sofa looks really tired. We need a new one. |
yormak, yorgunluk vermektransitive verb ([sth]: make tired) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
sıkılmakintransitive verb (become tired) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Towards the end of the day, the workers began to tire and output slowed. |
(otomobil, bisiklet) lastiknoun (US (rubber around wheel) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I need to buy two new tyres for my car. |
sıkmak, canını sıkmaktransitive verb ([sth]: bore) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
yorulmakverbal expression (become fatigued) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
bıkmak, usanmakverbal expression (informal (have had enough of) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I'm sick and tired of living in this freezing cold house. |
bezmekverbal expression (informal (start to be weary, exasperated) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I'm getting sick and tired of that child's whining! |
bıkmakverbal expression (have had enough of) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I'm tired of his constant complaining. I'm tired of seeing hyphens used incorrectly. |
bıkmaya başlamakverbal expression (start to be weary of) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) The teacher was getting tired of having to tell her students to stop chatting. |
İngilizce öğrenelim
Artık tired'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
tired ile ilgili kelimeler
Eş anlamlılar
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.