İngilizce içindeki toss ne anlama geliyor?

İngilizce'deki toss kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte toss'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki toss kelimesi yavaşça atmak/fırlatmak, yazı tura atmak, salatayı karıştırmak, yazı tura, (yavaşça) atma, atış, fırlatma, zırva, herze, (uykuda) bir o yana bir bu yana dönmek, başını yukarı doğru savurmak, arada söz söylemek, araya laf sokuşturmak, çöpe atmak, (spor) oyundan atılmak, iyice aramak, arayıp taramak, altını üstüne getirmek, bir çırpıda yapmak/yapıvermek, bir çırpıda yapmak/yapıvermek, söyleyivermek, mastürbasyon yapmak, mastürbasyon yaptırmak, atmak, reddetmek, yazı tura atmak, yazı tura, eşit şans anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

toss kelimesinin anlamı

yavaşça atmak/fırlatmak

transitive verb (throw lightly)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

yazı tura atmak

transitive verb (coin, to decide)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

salatayı karıştırmak

transitive verb (mix salad)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

yazı tura

noun (flip of coin)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Ben won the toss, so the group went to see his choice of film.

(yavaşça) atma, atış, fırlatma

noun (light throw)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Linda's toss didn't quite go far enough and the ball fell to the ground.

zırva, herze

noun (UK, vulgar, slang (nonsense) (argo)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Rob says he's got a physics degree, but I reckon that's complete toss.

(uykuda) bir o yana bir bu yana dönmek

intransitive verb (restless sleep)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Robert was tossing all night because he was nervous about his exam in the morning.

başını yukarı doğru savurmak

transitive verb (head: jerk upwards)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

arada söz söylemek, araya laf sokuşturmak

transitive verb (figurative (speech: interject) (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

çöpe atmak

transitive verb (informal (discard, put in trash)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
The T-shirt was looking very tatty, so Amanda tossed it.

(spor) oyundan atılmak

transitive verb (US, colloquial (sports: eject)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)

iyice aramak, arayıp taramak, altını üstüne getirmek

transitive verb (US, slang (search, ransack)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
The police tossed the suspect's apartment.

bir çırpıda yapmak/yapıvermek

phrasal verb, transitive, separable (informal (recite spontaneously)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Polly can toss off any poem after just one reading.

bir çırpıda yapmak/yapıvermek

phrasal verb, transitive, separable (informal (produce quickly)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
John tossed off his essay the night before it was due.

söyleyivermek

phrasal verb, transitive, separable (informal (say casually)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
I don't like the way he tossed off that short apology.

mastürbasyon yapmak

phrasal verb, intransitive (UK, vulgar, slang (masturbate)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Some men toss off using internet porn.

mastürbasyon yaptırmak

phrasal verb, transitive, separable (UK, vulgar, slang (masturbate [sb])

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Fiona undid Mark's trousers and tossed him off.

atmak

phrasal verb, transitive, separable (informal, literal (discard, throw away)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

reddetmek

phrasal verb, transitive, separable (informal, figurative (reject, dismiss)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
The trade union tossed out the employers' offer after only a short discussion.

yazı tura atmak

phrasal verb, intransitive (throw a coin to decide)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

yazı tura

noun (informal (coin throw: decides [sth])

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Before almost every sporting match there's a toss-up between the two teams.

eşit şans

noun (figurative, informal (fifty-fifty chance)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Who is going to win this election is still a toss-up.

İngilizce öğrenelim

Artık toss'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

toss ile ilgili kelimeler

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.