İspanyolca içindeki encuentro ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki encuentro kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte encuentro'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki encuentro kelimesi bulmak, bulmak, keşfetmek, ortaya çıkarmak, bulmak, bulmak, bulmak, bulmak, arayıp bulmak, anlamak, bulmak, tesadüfen bulmak, aramak/peşine düşmek, izlemek, takip etmek, açığa vurmak, ifşa etmek, bulmak, -e rastlamak, ile karşılaşmak, bulmak, yerini saptamak, keşfetmek, arayıp bulmak, bulmak, karşılaşmak, belirlemek, bulmak, -e rastlamak, müsabaka, toplantı, randevu, buluşma, (aşıklar) buluşma, rastlaşma, karşılaşma, müsabaka, buluşma, karşılaşma, parti, çarpışma, çatışma, sosyal toplantı/etkinlik/eğlence, boks maçı, (müzik grubu, vb.) yeniden bir araya gelme, kongre, çatı oluğu, rastlamak, karşılaşmak, ortasını bulmak, birbirine benzetmek, bir yolunu bulmak, işe girmek, kendine bir yer edinmek, vakit ayırmak, zaman ayırmak, vakit bulmak, zaman bulmak, zaman bulmak, vakit bulmak, -den zevk almak, salıvermek, yalnız kalp, arıza bulmak, ortada anlaşmak, ortada buluşmak, kokusunu almak, anlamını kavramak, iş üstünde yakalamak, enselemek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
encuentro kelimesinin anlamı
bulmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ayer encontré diez dólares en la calle. Dün sokakta on lira buldum. |
bulmak, keşfetmek, ortaya çıkarmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Los chicos encontraron un cofre del tesoro en la isla. Çocuklar adada bir hazine buldular. |
bulmakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Encuentro la música moderna bastante repetitiva. Modern müziği tekrarlardan ibaret buluyorum. |
bulmakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Deja todo exactamente como lo encontraste. |
bulmak(çare, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Es un problema y debemos encontrar una solución. |
bulmak, arayıp bulmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Perdí mi teléfono la semana pasada, pero lo encontré esta mañana. |
anlamak(conclusión) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Encontramos que los dos autos funcionaban igual de bien. Her iki otomobilin de performanslarının aynı olduğunu anladık. |
bulmak(derecho) (karara varmak) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El jurado halló al acusado culpable de todos los cargos. Jüri davalıyı suçlu buldu. |
tesadüfen bulmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La otra noche encontré un álbum de fotos antiguas. |
aramak/peşine düşmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El policía juró que encontraría al asesino. |
izlemek, takip etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La policía está tratando de encontrar a los testigos del accidente. |
açığa vurmak, ifşa etmekverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Veré si puedo encontrar alguna idea para mi próximo artículo. |
bulmak(maden, petrol, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El pueblo creció después de que alguien encontrara oro en ese lugar. |
-e rastlamak, ile karşılaşmakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Encontraron tres cadáveres en la vieja casa. Eski evde üç cesetle karşılaştılar. |
bulmak, yerini saptamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
keşfetmek(figurado) (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ayer descubrí verdaderos tesoros en la librería de segunda mano. |
arayıp bulmak(figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Desenterré uno de mis antiguos informes escolares. |
bulmak(kaynağını, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La compañía de gas está tratando de rastrear la fuente de la pérdida. |
karşılaşmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tuvo un accidente camino al juzgado. |
belirlemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Hay un ruido raro saliendo de alguna parte de la habitación pero no soy capaz de localizar su ubicación exacta. |
bulmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Me encontré con un artículo interesante sobre Cuba en el diario. |
-e rastlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Dimos con estas viejas monedas en nuestro jardín cuando excavábamos la huerta. |
müsabaka(sporda) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mi equipo de atletismo participará en un encuentro este fin de semana. Atletizm takımımın bu haftasonu müsabakası var. |
toplantı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Habrá una convención de motociclistas en el parque el sábado. |
randevu, buluşma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El encuentro duró más de lo que esperaba. |
(aşıklar) buluşma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La pareja planeó un encuentro durante el almuerzo. |
rastlaşma, karşılaşmanombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El encuentro casual entre su nueva esposa y su ex novia lo puso nervioso. |
müsabakanombre masculino (spor) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El equipo contrincante no se presentó al encuentro así que automáticamente perdió y tuvo que pagar una multa. |
buluşmanombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los amantes arreglaron un encuentro detrás la capilla. |
karşılaşma(spor) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los fanáticos del rugby están ansiosos por el encuentro del sábado entre Francia e Inglaterra. |
parti
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
çarpışma, çatışma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Se informó de otro enfrentamiento en Oriente Medio. |
sosyal toplantı/etkinlik/eğlence
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Anoche fuimos a una reunión en casa de nuestros vecinos, y la pasamos regio. |
boks maçı(boxeo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) De 200 peleas, el boxeador solo perdió diez. |
(müzik grubu, vb.) yeniden bir araya gelme(músicos) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Cuando la banda anunció su reunión, los fanáticos estuvieron encantados. |
kongre(siyasi parti, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Muchas personas llegaron a la convención de ciencia ficción usando disfraces. |
çatı oluğu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Había una junta entre los tejados de los dos aleros de la casa. |
rastlamak, karşılaşmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Encontré a Juan en la estación esperando un taxi. Teoman'a durakta taksi beklerken rastladım. |
ortasını bulmaklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Debes encontrar el equilibrio entre el tiempo que dedicas a los videojuegos y a hacer la tarea. |
birbirine benzetmeklocución verbal (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Podemos encontrar similitudes entre las restricciones de los poderes legislativos de los primeros Parlamentos británicos y las del Parlamento Europeo moderno. |
bir yolunu bulmaklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) No sé cómo pero voy a encontrar la manera. |
işe girmeklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tengo que encontrar un trabajo donde me paguen bien. |
kendine bir yer edinmek(figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
vakit ayırmak, zaman ayırmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) No pude hacer tiempo para terminar ninguna de las tareas de mi lista de hoy. |
vakit bulmak, zaman bulmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Estoy muy ocupado, pero trataré de encontrar un tiempo para verte. |
zaman bulmak, vakit bulmak(bir şey için) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Al fin Bill sacó tiempo para lavar los platos. |
-den zevk almaklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
salıvermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Acusaron al hombre de robo, pero el juez lo dejó ir porque no había evidencia suficiente. |
yalnız kalp
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Carol respondió un aviso para encontrar pareja. |
arıza bulmaklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La compañía emplea a Adam para que identifique un problema y encuentre la solución. |
ortada anlaşmak, ortada buluşmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Vos querés ir a un restaurante chino, yo a uno mexicano. Encontremos un punto medio y vayamos a una pizzería. |
kokusunu almak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Después de la avalancha, los perros detectaron con el olfato a los deportistas enterrados. |
anlamını kavramaklocución verbal (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El egiptólogo intentó encontrar sentido a los jeroglíficos. |
iş üstünde yakalamak(persona, haciendo algo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) No entendía por qué perdía siempre, luego encontré a mi compañero haciendo trampas. |
enselemek(coloquial) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Alice pilló a su novio comiendo galletas en mitad de la noche. |
İspanyolca öğrenelim
Artık encuentro'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
encuentro ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.