İspanyolca içindeki ordenada ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki ordenada kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte ordenada'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki ordenada kelimesi tertipli, düzenli, düzenli, sıralı, titiz, sıralı, sıraya dizilmiş, (hareket) sorunsuz, problemsiz, düzenli, derli toplu, tertipli, düzenli, sıraya, düzenli, sistemli, düzgün, talep edilen, istenilen, emredilmiş, etrafı toplama, ortalığı toplama, emretmek, buyurmak, ortalığı toplamak, emretmek, sıralamak, sıraya dizmek, düzeltmek, toplamak, toparlamak, yerine koymak, emretmek, derleyip toplamak, papazlığa/kilise görevine atamak, toplamak, sıraya koymak, sıralamak, sağmak, dizmek, sıraya koymak, sıralamak, emir vermek, emretmek, süt sağmak, emretmek, düzenlemek, tembih etmek, sıralamak, sıraya koymak, boya/büyüklüğe göre sıralamak, söylemek, emir vermek, buyruk vermek, düzene koymak, emretmek, emir vermek, düzenlemek, sıraya koymak, tanzim etmek, yeniden düzenlemek, düzenlemek, temizlemek, düzenlemek, intizama koymak, temizlemek, konuşlandırmak, etrafı toplamak, emir vermek, emretmek, kaldırmak, düzenlemek, emretmek, buyurmak, emretmek, sıraya koymak, sıraya sokmak, ayırmak, düzene sokmak, derecelendirmek, emretmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
ordenada kelimesinin anlamı
tertipli, düzenli(persona) (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Es muy organizada, yo creo que sería una buena directora. |
düzenli, sıralı(nesne) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Nunca nada estuvo organizado en su estudio. |
titiz(kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Tania es muy ordenada; su casa está siempre impecable. |
sıralı, sıraya dizilmiş
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Los libros de Jeremy estaban cuidadosamente ordenados. |
(hareket) sorunsuz, problemsiz
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) El funcionamiento ordenado del reloj garantiza que dé las campanadas a su hora. |
düzenli, derli toplu, tertipli
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Una colocación organizada de los libros en las estanterías facilita que encuentres lo que buscas. |
düzenli
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
sıraya
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Por favor, dejen organizadas las cartas. |
düzenli, sistemli(kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
düzgün
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
talep edilen, istenilen
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La tienda llamó para decir que ya había llegado el CD que Angela había ordenado. |
emredilmişadjetivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
etrafı toplama, ortalığı toplamaverbo transitivo (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) ¿Esta es tu idea de ordenar? ¡Está peor que antes! |
emretmek, buyurmak(algo a alguien) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El decreto ordenó que todos los hombres mayores de 16 se alistasen en el ejército. |
ortalığı toplamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quiero ordenar antes de que lleguen los invitados. |
emretmekverbo transitivo (birisine bir şey yapmasını) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Te estoy ordenando que devuelvas el dinero y te disculpes. O parayı yerine koyup özür dilemeni emrediyorum. |
sıralamak, sıraya dizmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) ¿Has terminado de ordenar esas cartas por orden alfabético? ⓘEsta oración no es una traducción de la original. Kartları alfabetik olarak sıraya dizmeyi bitirdin mi? |
düzeltmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
toplamak, toparlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) María le dijo a sus hijos de ordenaran los juguetes una vez que hubieran terminado de jugar con ellos. |
yerine koymak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mi padre me pidió que ordenara mi ropa. |
emretmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El rey ordenó una nueva ley aumentando los impuestos. |
derleyip toplamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Me llevó tres horas ordenar la habitación. |
papazlığa/kilise görevine atamakverbo transitivo (como sacerdote) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La iglesia ordenó un nuevo cura. |
toplamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) ¡Ordena tu cuarto en este instante! |
sıraya koymak, sıralamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Denise ordenó y archivó los documentos. |
sağmakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El granjero ordeñaba las vacas cada mañana. |
dizmek, sıraya koymak, sıralamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Por favor, ordene estos diarios por orden de fecha. |
emir vermek, emretmekverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El Presidente ordenó un ataque sobre el enemigo. |
süt sağmakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Los trabajadores agrícolas labran, siembran, ordeñar y hacen otras labores. |
emretmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El juez ordenó que se mantuviese lejos de la víctima. |
düzenlemekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ordenó los ficheros por fecha. |
tembih etmek(prescribir) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El médico le ordenó una semana de reposo. |
sıralamak, sıraya koymakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Deberías ordenar los especímenes desde los más pequeños hasta los más grandes. |
boya/büyüklüğe göre sıralamakverbo transitivo (por la talla) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El profesor los ordenó del más alto al más bajo. |
söylemekverbo transitivo (yapmasını) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Si tu madre te ordena que arregles tu cuarto, debes obedecerle. |
emir vermek, buyruk vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El pueblo ordenó la reestructuración del gobierno. |
düzene koymak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Wendy ordenó los archivos en orden alfabético. |
emretmek, emir vermekverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El carcelero le ordenó que limpiase las letrinas. |
düzenlemek, sıraya koymak, tanzim etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Colocó los libros en orden alfabético. Kitaplarını alfabetik sıraya göre düzenledi. |
yeniden düzenlemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Puedes cambiar los íconos en tu computadora de modo que te resulten más cómodos. El entrenador cambió a los jugadores para equilibrar los equipos. |
düzenlemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Antes de empacar sus maletas, compuso con cuidado los trajes que quería llevar. |
temizlemek(lugar) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Jack limpió el establo y le dio de comer a los caballos. |
düzenlemek, intizama koymak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Lucas está organizando sus libros. |
temizlemek(oda, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Limpia tu cuarto y guarda toda tu ropa. |
konuşlandırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El comandante alineó a las tropas antes de la batalla. |
etrafı toplamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Rosa todavía estaba limpiando cuando llegaron los invitados. |
emir vermek, emretmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) ¿Qué te da autoridad para dictar aquí? |
kaldırmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El camarero limpió la mesa y se llevó los platos. |
düzenlemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Coloca los libros en orden cronológico. |
emretmek, buyurmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La ley prescribe una pena de cárcel para este delito. |
emretmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La reina ordenó que todos debían inclinarse ante ella. |
sıraya koymak, sıraya sokmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Las páginas del manuscrito estaban todas desordenadas así que tuve que ponerlas en orden. |
ayırmakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Clasifiqué mis facturas en varios montones, uno para cada empresa. Faturalarımı, her bir şirket için ayrı bir öbek olacak şekilde ayırdım. |
düzene sokmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mi hijo necesita poner en orden la ropa en el clóset. |
derecelendirmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Lydia pone a Johny Depp por sobre Brad Pitt. |
emretmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Te encargo que cuides de la casa mientras estoy fuera. |
İspanyolca öğrenelim
Artık ordenada'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
ordenada ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.