Fransızca içindeki hommes ne anlama geliyor?
Fransızca'deki hommes kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte hommes'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki hommes kelimesi adam, erkek, adam, insan, insanoğlu, insan, koca, eş, erkek adam, erkek çalışan, erkek işçi, sevgili, erkek arkadaş, erkek arkadaş, sevgili, erkek, adam, koca, eş, adam, yetişkin erkek, erkek, adam, kibar erkek, centilmen, erkek dalgıç, yaşlı adam, ihtiyar adam, elli yaşındaki, insan ırkı, yaşlı adam, kiralık katil, kadınsı erkek, evlilik, etkili kişi, sakallı erkek, birisinin yerine geçen kimse, insan yapımı, hatırlanan, erkek gibi, denize adam düştü, suya adam düştü, temizlikçi, temizlik işçisi, yapan/harekete geçen kimse, politikacı, siyasetçi, politikacı, siyasetçi, iş adamı, ev hanımı, ev kadını, (yetişkin) erkeklik, insan avı, (suçlu, vb.) arama/peşine düşme, mağara adamı, kâşif, elinden her iş gelen işçi, (kafası traşlı kimse) dazlak, papaz, rahip, zina yapan eş, solcu, Neandertal insanı, sağcı, sağ görüşlü, siyasetçi, berber salonu, ölü adam, az konuşan adam, sözünün eri, yaşlı adam, ihtiyar adam, genç adam, insan hakları, cesur olmak, erkekçesine, yardımcı, sağ kol, tetikçi, siyasi, siyaset adamı, devlet adamı, göstermelik yönetici/lider, gözcü, boyunda, boylu, icat yapan kimse, mucit, gerçek aşk, başkasının pis işlerini yapan kimse, nüktedan kimse, başarılı/iş bitirici kimse, medeniyetsiz kişi, barbar, kıllı, temizlikçi, yaşında, genç adam, insan, mafya adamı, Cennet'ten Kovulma, gerçek aşk anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
hommes kelimesinin anlamı
adam, erkeknom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Chris ? C'est un homme ou une femme ? |
adamnom masculin (individu) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) C'est cet homme là-bas qui a volé mon sac. Şu karşıdaki herif amma da tipsiz, değil mi? |
insan, insanoğlunom masculin (humanité) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'Homme est-il destiné à répéter les erreurs du passé ? İnsanoğlunun kaderinde geçmişteki hataları tekrarlamak mı vardır? |
insannom masculin (être humain) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Certaines personnes refusent d'accepter que l'Homme est le cousin du singe. |
koca, eş(familier) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Son homme a réparé l'ampoule pour elle. |
erkek adamnom masculin (personne virile) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Regarde ses muscles ! Ça c'est un homme ! |
erkek çalışan, erkek işçinom masculin (subordonné) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'ai trois hommes qui travaillent sur le projet. |
sevgili, erkek arkadaş(familier, populaire) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) T'as un homme ou t'es encore seule ? |
erkek arkadaş, sevgili(familier : petit copain) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Grace, tu as un mec (or: chéri) ? |
erkek, adam(personne) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La police a été appelée pour deux hommes qui se battaient. |
koca, eş(populaire : mari, copain) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mon homme est encore au travail. |
adamnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tous les hommes doivent passer par le service militaire. |
yetişkin erkek
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
erkek(animal) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) C'est un mâle ou une femelle ? |
adam(familier) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il y a un mec au coin de la rue qui vend des glaces. |
kibar erkek, centilmen(anglicisme) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Richard s'est conduit en parfait gentleman à son rendez-vous. |
erkek dalgıçnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yaşlı adam, ihtiyar adam(familier) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
elli yaşındaki
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
insan ırkınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'Homme doit protéger l'environnement s'il veut sauvegarder la planète. |
yaşlı adam(familier) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kiralık katil
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les sbires (or: hommes de main) de Baxter ont été envoyés pour tuer Murray. |
kadınsı erkek
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
evlilik(evliliğe ait) Comment se passe ta vie conjugale ? |
etkili kişi(mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La véritable force de ce gouvernement, c'est lui, pas le premier ministre. |
sakallı erkek
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
birisinin yerine geçen kimse
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Dave a dit à l'agent immobilier qu'il achetait cette propriété pour lui, mais en fait, il ne servait que de prête-nom à un homme d'affaires souhaitant rester anonyme. |
insan yapımı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
hatırlanan
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) De mémoire d'homme, c'était la pire tempête de neige que le pays ait connu. |
erkek gibilocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Elle marche comme un homme. |
denize adam düştü, suya adam düştüinterjection Un homme à la mer ! Lancez-lui un gilet de sauvetage avant que les requins ne l'atteignent ! |
temizlikçi, temizlik işçisi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Un homme de ménage se rend au manoir deux fois par semaine pour nettoyer. |
yapan/harekete geçen kimse
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'aime que mon chef soit un homme d'action, plutôt qu'un beau parleur. |
politikacı, siyasetçinom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Trois grands hommes d'État ont été envoyés pour négocier une trêve. |
politikacı, siyasetçi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les hommes politiques (or: politiciens) prétendent avoir des solutions à tous les problèmes. |
iş adamı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les hommes d'affaires du coin ont été invités à inspecter les nouveaux bureaux. |
ev hanımı, ev kadını
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ellen est femme au foyer et fait parfois du bénévolat au refuge pour animaux. |
(yetişkin) erkeklik
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
insan avı, (suçlu, vb.) arama/peşine düşmenom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
mağara adamı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Contrairement à de nombreuses représentations dans la culture populaire, les hommes des cavernes (or: hommes préhistoriques) n'ont pas existé en même temps que les dinosaures. |
kâşif
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
elinden her iş gelen işçi(professionnel) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mme Winters a engagé un homme à tout faire pour nettoyer ses gouttières. |
(kafası traşlı kimse) dazlak(argo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
papaz, rahip
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Un homme d'Église a ouvert la porte de l'église et trouvé un bébé dans un panier sur les marches. |
zina yapan eş
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Bazı ülkelerde zina yapan eşler halkın önünde cezalandırılır. |
solcu(siyaset) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
Neandertal insanınom masculin (tarih öncesi insan) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sağcı, sağ görüşlü(siyaset) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
siyasetçi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
berber salonunom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
ölü adamnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Si tu me touches encore, tu es un homme mort ! |
az konuşan adamnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) C'est peut-être un homme peu loquace mais quand il parle, il ne dit que des choses intéressantes. |
sözünün erinom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'ai travaillé avec lui et je sais que c'est un homme de parole. |
yaşlı adam, ihtiyar adam
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'homme âgé a mis du temps à traverser la route. |
genç adamnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) À 70 ans passés, il garde une allure de jeune homme. |
insan haklarınom masculin pluriel (çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.) Amnesty International est une organisation mondiale qui défend les droits de l'homme. |
cesur olmakverbe intransitif (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Sois un homme et admets que tu t'es trompé. |
erkekçesinelocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Ben a serré les dents et s'est préparé à recevoir sa punition comme un homme. |
yardımcı, sağ kol
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) C'est la première fois que je te vois sans tous tes hommes de main. |
tetikçi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
siyasi, siyaset adamı, devlet adamı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le maire n'a pas été un homme politique adroit en s'opposant au conseil. |
göstermelik yönetici/lider(péjoratif) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
gözcü
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Après le cambriolage, le comité de surveillance du quartier s'est assuré qu'il ait toujours quelqu'un qui agisse comme guetteur. |
boyunda, boylu
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Elle est si petite, c'est étonnant que tous ses fils fassent plus d'1,80 m ! |
icat yapan kimse, mucit
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
gerçek aşk(kişi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
başkasının pis işlerini yapan kimsenom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
nüktedan kimse
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
başarılı/iş bitirici kimse
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Si tu veux promouvoir ton commerce, parle aux hommes et femmes d'action du quartier. |
medeniyetsiz kişi, barbar(familier) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kıllı(erkek) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
temizlikçi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Maria travaille comme femme de ménage au manoir. |
yaşında
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
genç adam(familier) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Paul appela : « Hé ! mon garçon, viens ici et donne-moi un coup de main. » |
insan
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'être humain se distingue d'un animal ou d'un objet par sa capacité à réfléchir. |
mafya adamınom masculin (mafia) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le chef de la mafia a envoyé un de ses hommes de main pour régler le problème. |
Cennet'ten Kovulmanom féminin (Bible) (İncil, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Selon la Bible, le serpent a causé la chute. |
gerçek aşk(familier) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Christine croyait que Richard était le bon (or: l'homme de sa vie), mais il a fini par la larguer. |
Fransızca öğrenelim
Artık hommes'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
hommes ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.