Fransızca içindeki réduire ne anlama geliyor?

Fransızca'deki réduire kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte réduire'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Fransızca içindeki réduire kelimesi küçültmek, tekrar yerine yerleştirmek, azaltmak, azaltmak, kaynatarak suyunu çektirmek, azalmak, indirgemek, azaltmak, küçültmek, azaltmak, suyunu çekmek, hafifletmek, kısmak, azaltmak, düşürmek, azaltmak, azaltmak, , özetlemek, zarar vermek, indirmek, düşürmek, azaltılmış, (büyüklüğü) ayarlamak, alçaltmak, zayıflatmak, kesip kısaltmak, azaltmak, değerini düşürmek, sınırlandırmak, azaltmak, hafifletmek, kırpmak, (fiyatları) düşürmek, indirmek, azaltmak, (kullanıp) bitirmek, tüketmek, kısıtlamak, sınırlamak, sınırlandırmak, küçültmek, elemek, azaltmak, hafifletmek, en aza indirgemek, hafifletmek, kısıtlamak, kısıtlandırmak, (süreyi) azaltmak, kısaltmak, kısaltmak, azaltmak, eksiltmek, loşlaştırmak, karartmak, zayıflatmak, harcamaları kısmak, azaltmak, indirmek, küçültmek, başvurmak, basite indirgemek, paramparça olmak, indirgemek, mağlup etmek, ezmek, açığı kapamak, uzlaştırmak, (gittikçe) azalmak, (şirket) çalışanları işten çıkarmak suretiyle işgücünü azaltmak, azaltmak, küçülmek, demek olmak, ufalamak, yarıya indirmek, köle haline getirmek, köle yapmak, köleleştirmek, parçalamak, suyunu çektirmek, öğütmek, sayısını azaltmak, -e düşürmek, ile sınırlamak, -i azaltmak, ufalamak, kısmak, işten çıkarmak, hezimete uğratmak, yakıp kül etmek, parçalamak, yavaş yavaş ortadan kaldırmak, susturmak, sesini kestirmek, küçültmek, fakirleştirmek, yoksullaştırmak, püre yapmak, hafifletmek, püre yapmak, püre haline getirmek, hurda etmek, hurdahaş etmek, mahvetmek, kaza yapmak, kazaya uğratmak, kesmek, püre haline getirmek, toz haline getirmek, gittikçe daraltmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

réduire kelimesinin anlamı

küçültmek

(Imprimerie) (boyut)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il faut que je réduise cette affiche en A3 pour la faire tenir sur une feuille A4.

tekrar yerine yerleştirmek

verbe transitif (une fracture) (kemik, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Comme Helen s'était cassé le bras, son médecin a réduit la fracture et a mis son bras dans le plâtre.

azaltmak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Maintenant que Trevor a perdu son emploi, il doit réduire ses dépenses mensuelles.

azaltmak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
L'usine a dû réduire son personnel à cause d'un manque de demande pour son produit.

kaynatarak suyunu çektirmek

verbe transitif (Culinaire)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Faites réduire le vin en le faisant bouillir dans une casserole.

azalmak

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Le nombre de visiteurs dans cette ville a diminué au cours des dernières années.

indirgemek

verbe transitif (Mathématiques) (matematik)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La fraction 5/10 peut être simplifiée (or: réduite) à 1/2.

azaltmak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

küçültmek

verbe transitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

azaltmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

suyunu çekmek

verbe intransitif (Cuisine)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Faites bouillir l'eau jusqu'à ce qu'elle réduise à 10 ml.

hafifletmek

verbe transitif (des problèmes) (yük, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La nouvelle secrétaire de Katya a énormément réduit la masse de travail.

kısmak, azaltmak

verbe transitif (les dépenses) (harcama, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Les coupes budgétaires ont forcé l'entreprise à réduire ses dépenses.

düşürmek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
En ces temps économiquement durs, de nombreuses familles ont réduit leur budget de courses à quelques articles essentiels.

azaltmak

verbe transitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Nous allons devoir réduire nos effectifs.

azaltmak

verbe transitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Quand l'équipe a décidé de réduire le tableau de service, tout le monde s'est inquiété.

verbe transitif (une probabilité)

özetlemek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

zarar vermek

verbe transitif (des chances, une utilisation) (mecazlı)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Les commentaires de Bob sur le chômage ont réduit ses chances d'être réélu.

indirmek, düşürmek

verbe transitif (les prix) (fiyat, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La chaîne de supermarché est en train de réduire ses prix afin d'attirer plus de clients.

azaltılmış

verbe transitif

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
On a réduit nos bagages à une valise chacun.

(büyüklüğü) ayarlamak

verbe transitif (taille : dessin, carte, ...)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il a réduit la maquette pour qu'elle fasse un dixième de sa dimension réelle.
ⓘCette phrase n'est pas une traduction de la phrase originale. Maketin büyüklüğünü gerçek boyutun onda biri olacak şekilde ayarladı.

alçaltmak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le météorologue a réduit les prévisions d'orage à des vents violents.

zayıflatmak

verbe transitif (figuré) (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Tu devrais réduire la charge émotionnelle dans ce passage du texte.

kesip kısaltmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ce service devra réduire son budget l'année prochaine.

azaltmak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Maintenant que je suis au chômage, il va falloir réduire nos dépenses.

değerini düşürmek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Une éraflure de la peinture diminuait fortement la valeur du tableau.

sınırlandırmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Vous réduirez le champ de recherche de la police si vous lui donnez une description aussi détaillée que possible de l'agresseur.

azaltmak, hafifletmek

(tension)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il a relâché la corde pour en réduire (or: diminuer) la tension.

kırpmak

verbe transitif (figuré) (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
L'entreprise connaît des difficultés ; nous allons devoir réduire les effectifs.

(fiyatları) düşürmek, indirmek

verbe transitif (les prix) (mecazlı, gündelik dil)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La boutique a réduit tous ses prix de 20 %.

azaltmak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Les profits sont à la baisse donc nous allons devoir réduire le budget cette année.

(kullanıp) bitirmek, tüketmek

(utiliser complètement)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le dur travail physique commençait à épuiser la force de Martin.

kısıtlamak, sınırlamak, sınırlandırmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Les tribunaux aux États-Unis sont censés limiter le pouvoir du président et du Congrès.

küçültmek

(en taille)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La machine à laver a rétréci mon pull.

elemek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

azaltmak, hafifletmek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Dan a tenté d'atténuer les dommages de l'inondation en posant des sacs de sable.

en aza indirgemek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Comment réduire au maximum les risques de ce placement ?

hafifletmek

(couleur, contraste) (tonunu, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
J'ai adouci les photos parce que les couleurs étaient trop vives..

kısıtlamak, kısıtlandırmak

(faire obstacle)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La liberté des étudiants a été limitée à cause du bruit.

(süreyi) azaltmak, kısaltmak

verbe transitif (en temps)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Nous devons réduire le temps que nous consacrons à traiter les factures.

kısaltmak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
En raison des délais à respecter, nous vous prions de réduire votre discours.

azaltmak, eksiltmek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le temps ne pourra amoindrir notre amitié.

loşlaştırmak, karartmak

verbe transitif (la lumière)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Dans l'espoir de passer une soirée romantique, Helen baissa les lumières.

zayıflatmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La lumière puissante du soleil altérait la vision de Frank.

harcamaları kısmak

locution verbale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Nous avons trop dépensé. Nous devons réduire nos dépenses.

azaltmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
En allongeant l'échéance de son prêt immobilier, Jane a réduit ses remboursements mensuels à 400$.

indirmek

(miktar)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ian essaie d'arrêter de fumer et a réduit le nombre de cigarettes qu'il fume à trois par jour.

küçültmek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Autrefois aisée, elle était désormais réduite à mendier dans la rue.

başvurmak

(son çare olarak)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

basite indirgemek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
On ne peut réduire ce conflit à la vision simpliste d'une lutte entre le bien et le mal.

paramparça olmak

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Le bâtiment a été réduit en pièces par la force de l'explosion

indirgemek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ils ont réduit l'éducation à l'apprentissage par cœur. Elle a été réduite à la pauvreté.

mağlup etmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

ezmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

açığı kapamak

locution verbale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Nous l'avons inscrite à des cours particuliers pour tenter de réduire l'écart entre son niveau de lecture et celui qu'elle devrait avoir.

uzlaştırmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Le sénateur a essayé de réduire l'écart entre les deux versions de la proposition de loi.

(gittikçe) azalmak

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Nos chances d'arriver avant qu'il ne se mette à pleuvoir diminuent.

(şirket) çalışanları işten çıkarmak suretiyle işgücünü azaltmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

azaltmak

locution verbale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Si vous n'arrivez pas à vous arrêter complètement de fumer, vous pouvez au moins essayer de réduire votre consommation (de cigarettes).

küçülmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
L'entreprise doit réduire ses dépenses pour pouvoir poursuivre son activité.

demek olmak

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Tout cela se résume à une perte de temps.

ufalamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le vieux moulin servait à moudre le blé au 19e siècle.

yarıya indirmek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Nous devons réduire de moitié la somme que nous dépensons pour la nourriture.

köle haline getirmek, köle yapmak, köleleştirmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Des agents ont été envoyés en Afrique dans les années 1700 pour réduire les populations en esclavage.

parçalamak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

suyunu çektirmek

verbe transitif (Cuisine)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le cuisinier a fait réduire la sauce pour l'épaissir.

öğütmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

sayısını azaltmak

verbe transitif (askeri birlik)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
L'armée réduira graduellement le nombre de troupes dans les régions en guerre cette année.

-e düşürmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

ile sınırlamak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Quand l'on choisit une université, il est important de réduire (or: limiter) ses options à seulement trois ou quatre universités.

-i azaltmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
J'ai du mal à réduire ma consommation d'alcool quand mes amis n'arrêtent pas de m'inviter à boire des coups.

ufalamak

(écraser)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le cuisinier a réduit les bâtons de cannelle en poudre.

kısmak

(bütçe, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le budget de l'année prochaine va devoir être réduit de manière drastique.

işten çıkarmak

(çalışanları)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
L'entreprise a été contrainte de réduire les effectifs sur de nombreux postes autrefois considérés vitaux.

hezimete uğratmak

(figuré) (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

yakıp kül etmek

(feu)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Un incendie a ravagé (or: détruire) l'hôtel.

parçalamak

(du papier,...)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

yavaş yavaş ortadan kaldırmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le harcèlement qu'il a subi pendant toute son enfance lui a sapé (or: miné) toute son assurance.

susturmak, sesini kestirmek

(mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Robert était sur le point de parler, mais Tom l'a fait taire d'un geste.

küçültmek

verbe transitif (ürün boyutu)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
L'entreprise de céréales a réduit la taille de l'emballage.

fakirleştirmek, yoksullaştırmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

püre yapmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Tu dois réduire en purée les légumes avant de les ajouter à la recette.

hafifletmek

verbe transitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

püre yapmak, püre haline getirmek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Karen a écrasé les pommes de terre dans la casserole.

hurda etmek, hurdahaş etmek

(araç)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

mahvetmek

(figuré) (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Tout l'amour qu'elle avait à donner avait été réduit à néant par tant de cruauté et de mauvais traitements.

kaza yapmak, kazaya uğratmak

(araba)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

kesmek

(un prix, les effectifs,...) (harcama, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La direction a considérablement réduit le budget de ce service l'année dernière, et de ce fait, certains projets ont dû être abandonnés.

püre haline getirmek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Pour faire un smoothie, réduisez tous les fruits en pulpe et mélangez-les.

toz haline getirmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
J'ai réduit l'aspirine en poudre et l'ai mélangée avec de l'eau.

gittikçe daraltmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

Fransızca öğrenelim

Artık réduire'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.

réduire ile ilgili kelimeler

Fransızca hakkında bilginiz var mı

Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.