Portekizce içindeki pegar ne anlama geliyor?

Portekizce'deki pegar kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte pegar'ün Portekizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Portekizce içindeki pegar kelimesi kapmak, yetişmek, almak, sormadan almak, (hastalığa) yakalanmak, (hasta) olmak, erişmek, ulaşmak, tutmak, kavramak, tutmak, yakalamak, ele geçirmek, tutunmak, yerden almak, getirmek, alıp getirmek, yakalamak, tutmak, tavlamak, yakalanmak, yalanını yakalamak, enselemek, almak, edinmek, iş üstünde yakalamak, çalışmak, tutucu olarak oynamak, tutuculuk yapmak, kapan ile yakalamak, satın almak, almak, ceza almak, cezaya çarptırılmak, öç almak, intikam almak, yakalamak, almak, yetişmek, yetişmek, takılmak, yakalamak, tutuvermek, yakalamak, tutmak, peşinden koşturmak/kovalamak, yakalamak, kapmak, yakalamak, enselemek, tutmak, -e uzanmak, kapmak, almak, tuzağa düşürmek, gitmek, yolculuk etmek, (hayvanı, vb.) kapanla yakalamak, tutsak etmek, esir almak, yakalamak, enselemek, (bir taşıt) ile gitmek, yakalamak, dokunmak, değmek, sıkı sıkı tutmak, kavramak, kaşıkla çıkarmak, kaldırmak, arabayla almak, yapışmak, kaşıkla çıkarmak, çekmek, bulup çıkarmak, almaya gitmek, çalmak, popüler olmak, başlamak, kapmak, almak, köklenmek, kök salmak, tutunmak, yakalamak, yakalamak, tutmaya çalışmak, tespit etmek, tutmak, memeye yapışmak, yakalamak, tutmak, tutmak, yakalamak, kavramak, suçüstü yakalamak, yakalamak, ele geçirmek, uyuklamak, kestirmek, şaşırtmak, şaşkınlığa uğratmak, hayrete düşürmek, vurmak, eleştirmek, yakalamak, anlama, kavrama, anlayış, kavrayış, alev almak, tutuşmak, kızların peşinden koşmak, kız kovalamak, gidip getirmek, tümüyle yanmak, yanıp yok olmak, otostop yapmak, (bankadan) kredi almak, (bir işe, vb.) cesaretle girişmek, silaha sarılmak, nezle olmak, alev almak, öğrenmek, otostop yapmak, otostop çekmek, ateş almamak, ödünç almak, hızlanmak, süratlenmek, hız kazanmak, pılıyı pırtıyı toplayıp gitmek, heyecanlandırmak, coşkulandırmak, beklenmedik şekilde gelmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

pegar kelimesinin anlamı

kapmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

yetişmek

(transporte) (otobüse, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Bill precisa pegar um ônibus para vir da cidade.

almak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Você pode pegar minha receita quando passar pela farmácia?

sormadan almak

(BRA, para si mesmo)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ela pegou para si materiais de escritório.

(hastalığa) yakalanmak, (hasta) olmak

verbo transitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ele pegou gripe e precisou ficar em casa.
Gribe yakalandı (or: grip oldu) ve evde istirahat etmek zorunda kaldı.

erişmek, ulaşmak

verbo transitivo (col, fazer contato por telefone) (telefonla)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Deixa ver se eu o pego para perguntar sobre a festa.
Davet hakkında konuşmak üzere ona erişmeyi deneyeceğim.

tutmak, kavramak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Jason a pegou pelo pulso.

tutmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ele pegou minha mão e me puxou.

yakalamak, ele geçirmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

tutunmak

(pegar e não soltar)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

yerden almak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Peguei o livro que tinha caído no chão.

getirmek, alıp getirmek

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Eu vou pegar outro prato para você.

yakalamak, tutmak

verbo transitivo (pesca, caça) (balık, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Pegamos cinco salmões no rio.

tavlamak

(figurado, gíria) (argo)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Lisa pegou um cara num bar ontem à noite.

yakalanmak

verbo transitivo (doença) (hastalığa)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Leah pega resfriado todo verão.

yalanını yakalamak

verbo transitivo (figurado, informal)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Os detetives entrevistaram o marido e a esposa separadamente, esperando pegar um deles em algum detalhe sobre o álibi deles.

enselemek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
A polícia o pegou no flagra.

almak

verbo transitivo (servir-se (comida, bebida, etc.)) (kendisi için)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Por favor, pegue um bolo da bandeja.

edinmek

(figurado, hábitos) (huy, alışkanlık, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Maria estava preocupada que seu filho estava pegando maus hábitos dos outros meninos na escola.

iş üstünde yakalamak

verbo transitivo (alguém fazendo algo)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

çalışmak

(motor: entrar em ignição) (motor, vb.)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Eventualmente, o motor pegou e eles voltaram para casa.

tutucu olarak oynamak, tutuculuk yapmak

(esporte) (spor)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Jennifer está pegando todas no softbol hoje.

kapan ile yakalamak

(pegar na armadilha) (avlanma)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ele passou a juventude pegando animais na floresta do norte.

satın almak, almak

verbo transitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Eu só vou pegar mais leite.
Bir şişe daha süt almaya gidiyorum.

ceza almak, cezaya çarptırılmak

verbo transitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ele pegou 10 anos por roubo armado.

öç almak, intikam almak

verbo transitivo (vingança) (birisinden)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Eu vou pegar você por isso!

yakalamak

verbo transitivo (kişi)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
A polícia o pegou no fim.

almak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Este musical pega inspiração em uma peça de Shakespeare.

yetişmek

verbo transitivo (birisine)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Você pode conseguir pegá-lo se andar depressa.
Acele edersen ona yetişebilirsin.

yetişmek

(figurado) (mecazlı)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Vamos pegar a mostra de arte no museu antes que ele feche.

takılmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
A mosca foi pega na teia de aranha.

yakalamak

(figurado) (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
A artista pegou sua expressão lindamente.
Ressam kadının ifadesini çok güzel yakaladı.

tutuvermek

(informal)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Você poderia pegar meu casaco por um segundo enquanto eu telefono?

yakalamak, tutmak

(BRA)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

peşinden koşturmak/kovalamak

(BRA, figurado, brincadeira infantil)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
John pegou Andrew que pegou Paula.

yakalamak

verbo transitivo (informal: pegar criminoso) (suçlu)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

kapmak

(informal) (masa, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

yakalamak

(informal)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
O exterminador pegou um grande número de ratos e depois deixou armadilhas.

enselemek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Alice pegou o namorado comendo biscoitos no meio da noite.

tutmak

(balık)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
O pescador pegou uma truta que pesava 10 quilos.

-e uzanmak

verbo transitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Jane pegou o braço de Pete e o puxou de volta para a calçada enquanto o carro passava.

kapmak, almak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ela pegou o dinheiro e correu para a loja.
Parayı kaptığı gibi alışveriş merkezine koştu.

tuzağa düşürmek

(numa armadilha)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

gitmek, yolculuk etmek

verbo transitivo (viajar como passageiro) (otobüs, tren... ile)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Pego o ônibus para o trabalho todos os dias.
İşe hergün otobüsle gidiyorum.

(hayvanı, vb.) kapanla yakalamak

verbo transitivo (animal: numa armadilha)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

tutsak etmek, esir almak

verbo transitivo (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Fui pego numa conversa com ele por duas horas.
Bir yakaladı mı bırakmadı beni, iki saat boyunca o konuştu ben dinledim.

yakalamak, enselemek

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Os policiais pegaram o suspeito.

(bir taşıt) ile gitmek

(trem, ônibus, táxi)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Pegamos um táxi para ir para casa no fim da noite.

yakalamak

verbo transitivo

A polícia capturou o criminoso sem problemas.

dokunmak, değmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ele tocou o ombro dela.
Omzuna dokundu.

sıkı sıkı tutmak, kavramak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Anna agarrou a raquete com força quando entrou na quadra de tênis.

kaşıkla çıkarmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

kaldırmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

arabayla almak

(birisini bir yerden)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Vou buscar as crianças na escola hoje.

yapışmak

(figurado: emocionalmente) (birisine, bir şeye)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Eu não gosto da forma como a namorada de Roger gruda nele.

kaşıkla çıkarmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

çekmek

(sandalye, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Puxa uma cadeira que vou te mostrar minhas fotos das férias.

bulup çıkarmak

(bir şeyin içinden)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

almaya gitmek

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Por que você e Phil não buscam cerveja?

çalmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ele não tinha dinheiro para pagar pelo doce, então ele simplesmente roubou.

popüler olmak

(BRA)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Eu tenho um pressentimento de que essa banda vai decolar após seu primeiro show de verdade. O novo produto decolou de verdade e todos gostaram.

başlamak

(hastalık, yağmur, kar, vb.)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
A Megan está fungando demais hoje; deve estar pegando um resfriado. Posso sentir uma tempestade chegando.

kapmak

(hastalık, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Eu contraí um resfriado no fim de semana.

almak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Eu busco as crianças na casa do pai delas às 5 da tarde no domingo.

köklenmek, kök salmak, tutunmak

(bitki)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Espero que o lilás vingue já que quero muito uma cobertura lilás.

yakalamak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

yakalamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

tutmaya çalışmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
John agarrou a beira da piscina enquanto seus amigos tentavam empurrá-lo.

tespit etmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

tutmak

verbo transitivo (agarrar, aproveitar)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Antes de levantar, agarre bem a carga e veja não é pesada demais.

memeye yapışmak

(bebê: agarrar o mamilo) (bebek)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Os gatinhos se agarraram e começaram a mamar.

yakalamak, tutmak

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Eu consigo agarrar a bola com uma mão.
Topu tek elimle yakalayabilirim.

tutmak, yakalamak, kavramak

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Nancy agarrou o braço de Edward.

suçüstü yakalamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

yakalamak, ele geçirmek

(figurativo: agarrar uma oportunidade) ((fırsat, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

uyuklamak, kestirmek

(BRA)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ele cochilou enquanto dirigia e destruiu o carro dele.

şaşırtmak, şaşkınlığa uğratmak, hayrete düşürmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
A tempestade repentina nos surpreendeu.

vurmak

(ayakkabı)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

eleştirmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Eu odeio ele, está sempre me criticando.

yakalamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
A polícia surpreendeu os ladrões com o dinheiro nas mãos.

anlama, kavrama, anlayış, kavrayış

expressão (compreende facilmente)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

alev almak, tutuşmak

(informal)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

kızların peşinden koşmak, kız kovalamak

(informal)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

gidip getirmek

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Você poderia ir pegar a bolsa que deixei lá no carro?

tümüyle yanmak, yanıp yok olmak

(incendiar-se)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ele assistiu desolado sua casa virar cinzas.

otostop yapmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

(bankadan) kredi almak

expressão (pegar dinheiro emprestado com juros)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

(bir işe, vb.) cesaretle girişmek

(figurado: enfrentar corajosamente)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

silaha sarılmak

expressão (preparar para guerra)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

nezle olmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

alev almak

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)

öğrenmek

(figurado) (bir şeyin nasıl yapılacağını)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

otostop yapmak, otostop çekmek

(BRA)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)

ateş almamak

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)

ödünç almak

expressão verbal

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Posso pegar sua caneta emprestada?
Kalemini ödünç alabilir miyim?

hızlanmak, süratlenmek, hız kazanmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
A bicicleta dele começou ganhar velocidade quando ele desceu a colina.

pılıyı pırtıyı toplayıp gitmek

expressão (gayri resmi)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

heyecanlandırmak

expressão verbal (figurado, animado)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

coşkulandırmak

expressão (figurado, entusiasmo)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

beklenmedik şekilde gelmek

locução verbal

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
É melhor você começar a trabalhar agora, não deixe o prazo pegar você desprevenido.

Portekizce öğrenelim

Artık pegar'ün Portekizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Portekizce içinde arayabilirsiniz.

pegar ile ilgili kelimeler

Portekizce hakkında bilginiz var mı

Portekizce (português), Avrupa'nın İber yarımadasına özgü bir Roma dilidir. Portekiz, Brezilya, Angola, Mozambik, Gine-Bissau, Cape Verde'nin tek resmi dilidir. Portekizce, 215 ila 220 milyon anadili ve 50 milyon ikinci dil konuşanı olmak üzere toplamda yaklaşık 270 milyona sahiptir. Portekizce genellikle dünyada en çok konuşulan altıncı dil, Avrupa'da üçüncü sırada yer alır. 1997'de kapsamlı bir akademik çalışma, Portekizce'yi dünyadaki en etkili 10 dilden biri olarak sıraladı. UNESCO istatistiklerine göre, Portekizce ve İspanyolca, İngilizce'den sonra en hızlı büyüyen Avrupa dilleridir.