Fransızca içindeki comprendre ne anlama geliyor?

Fransızca'deki comprendre kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte comprendre'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Fransızca içindeki comprendre kelimesi anlamak, anlamak, idrak etmek, anlamak, iyi anlamak, anlamak, anlayışla karşılamak, kapsamak, -e dahil olmak, dahil olmak, işitmek, duymak, anlamak, ışığı görmek, -i çok iyi anlamak, empati kurmak, başkalarının duygularını anlayıp paylaşmak, -den oluşmak, anlamak, kavramak, anlamak, idrak etmek, kavramak, anlamak, empati yapmak, ne olduğunu anlamak, anlamak, anlamak, anlamaya başlamak, anlamını kavramak, duygularını anlamak, anlayışla karşılamak, anlayış, kapsamak, içine almak, halletmek, heba olmak, elde etmek, ele geçirmek, anlamak, anlamak, idrak etmek, anlamak, kavramak, idrak etmek, kapsamak, içermek, dahil eden, anlamak, duymak, işitmek, anlamak, kavramak, anlamak, kavramak, idrak etmek, anlamak, anlamak, anlamak, kapsamak, içermek, -den oluşan, (konuyu, vb.) genel hatlarıyla anlamak, anlamak, hislerini paylaşmak, duygularını paylaşmak, anlamak, idrak etmek, kavramak, -den oluşmak, meydana gelmek, (birisinin derdini, vb.) anlamak, ders çıkarmak, içermek, anlam çıkarmak, anlamak, idrak etmek, anlam çıkarmak, anlamak, dışında, anlama, kavrama, anlayış, kavrayış, anlaşılması güç, zor anlaşılan, işe bak, anlamasına/görmesine yardım etmek, netleştirmek, belirginleştirmek, açıkça anlatmak, fikrini açıkça söylemek/anlatmak, kavramak, anlamamak, (birisini) yanlış anlamak, yanlış anlamak, yanlış yorumlamak, (fikri, vb.) kabul ettirmek, doğru anlamak, kafası karışmak, yanlış anlamak, ters anlamak, yanlış anlamak, anlamasını sağlamak, çakmak, nasıl olduğunu anlamak, aşılamak, telkin etmek, önemini vurgulamak, niçin/neden olduğunu anlamak, anlamak, anlamak, anlamamak, kavramamak, anlamaya/çözmeye çalışmak, yanlış anlamak, önemini vurgulamak, gerçeği anlamak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

comprendre kelimesinin anlamı

anlamak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Est-ce que tu comprends ce que je dis ?
Sınıfta anlatılan dersi bir türlü kavrayamadı.

anlamak, idrak etmek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Elle ne comprend pas l'algèbre.

anlamak

verbe transitif (talimatları, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Elle ne comprend pas les instructions.

iyi anlamak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Je ne comprends pas parfaitement le code de la route, donc je ne peux pas vous conseiller.

anlamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Tu comprends ce que je te dis ?
Ne demek istediğimi çaktın mı?

anlayışla karşılamak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Même si je ne suis pas d'accord avec lui, je comprends son point de vue.

kapsamak, -e dahil olmak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ce service en argent comprend-il des cuillères à café ?
Bu yemek şeker ihtiva ediyor mu?

dahil olmak

verbe transitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ce prix inclut-il le parking ?
Bu fiyata park ücreti de dahil midir?

işitmek, duymak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Pardon, je n'ai pas entendu. Qu'est-ce que tu as dit ?

anlamak

verbe transitif (bir şeyi)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Je vois (or: Je comprends) ce que tu dis, mais je ne suis toujours pas d'accord.

ışığı görmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Après l'explication d'Anne, j'ai enfin compris.

-i çok iyi anlamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Des problèmes avec vos ados ? Je comprends complètement.

empati kurmak, başkalarının duygularını anlayıp paylaşmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Tu as des problèmes avec ta déclaration d'impôt ? Je peux comprendre !

-den oluşmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Une zone périurbaine comprend la ville et plusieurs de ses banlieues.

anlamak, kavramak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Mindy ne comprenait pas l'envie qu'avait sa sœur d'abandonner l'école.

anlamak, idrak etmek, kavramak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

anlamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

empati yapmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
C'est une excellente enseignante qui comprend ses étudiants.

ne olduğunu anlamak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Je n'arrive pas à comprendre ce qui a pu te pousser à faire ça.

anlamak

verbe transitif (sorunlarını, hislerini, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Tous ceux qui ont vécu la même chose comprendront la déception d'Amy.

anlamak

verbe transitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Il a finalement compris pourquoi sa voiture ne voulait pas démarrer.

anlamaya başlamak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
J'aimerais bien comprendre la physique élémentaire.

anlamını kavramak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

duygularını anlamak

verbe transitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Je peux comprendre ta tristesse de perdre ton père.

anlayışla karşılamak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
J'espère que vous comprendrez mon point de vue.

anlayış

verbe transitif

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
J'ai peut-être tort, mais je comprends qu'ils ne sont plus ensemble.
Yanılıyor olabilirim, ama benim anlayışım, onların artık beraber olmadığı şeklindedir.

kapsamak, içine almak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
La dissertation ne comprend pas de solution au problème.

halletmek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Tâchons de comprendre cette histoire une fois pour toutes.

heba olmak

verbe transitif (changement de sujet)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Il ne la comprend pas : il ne se rend pas compte de ses qualités.

elde etmek, ele geçirmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

anlamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

anlamak, idrak etmek

verbe transitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

anlamak, kavramak, idrak etmek

(mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Gerald ne parvenait pas à saisir le concept alambiqué que son professeur tentait d'expliquer.

kapsamak, içermek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La substance radioactive est contenue dans du plomb.

dahil eden

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Le prix du repas comprend (or: inclut) les boissons.

anlamak

verbe transitif (birisini)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

duymak, işitmek

verbe transitif (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Je n'ai pas compris ce que vous avez dit.
Ne dediğinizi duyamadım.

anlamak, kavramak

(familier)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

anlamak, kavramak, idrak etmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il y a tant de choses dans l'espace que nous ne pouvons pas encore appréhender.

anlamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

anlamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Mary a rapidement saisi ce que disait David.

anlamak

(familier)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

kapsamak, içermek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le groupe comptait quelques étudiants parmi ses fans.

-den oluşan

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Notre groupe est composé de deux professeurs et de trois élèves.

(konuyu, vb.) genel hatlarıyla anlamak

(un peu familier)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

anlamak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Joe a interprété la demande de sa mère comme un ordre et a nettoyé sa chambre.

hislerini paylaşmak, duygularını paylaşmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Je compatis avec tous ceux qui ont déjà perdu leur conjoint.

anlamak, idrak etmek, kavramak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Jane percevait le refus de Martin de changer d'avis.

-den oluşmak, meydana gelmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Cette famille se compose d'un père, d'une mère et d'un enfant.

(birisinin derdini, vb.) anlamak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

ders çıkarmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

içermek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le nouveau modèle de cet ordinateur a plus de mémoire et un processeur plus rapide.

anlam çıkarmak

verbe transitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Je ne suis pas sûr d'interpréter (or: de comprendre) ses commentaires de la même manière que vous.

anlamak, idrak etmek

verbe transitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Poirot a réussi à percer le mystère.

anlam çıkarmak

locution verbale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Quand mon mari me dit que le repas que j'ai préparé est « intéressant », je comprends que ça ne lui plaît pas. J'ai compris que John était aux Fiji, mais j'avais mal compris : il était au Vénézuela.

anlamak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Je crois comprendre que tu la détestes. Est-ce que c'est vrai ?

dışında

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Le prix est hors taxes.

anlama, kavrama, anlayış, kavrayış

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

anlaşılması güç, zor anlaşılan

adjectif

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Ses motivations sont difficiles à comprendre.

işe bak

(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.)

anlamasına/görmesine yardım etmek

locution verbale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
J'aimerais lui faire comprendre combien je l'aime.

netleştirmek, belirginleştirmek

locution verbale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Il m'a bien fait comprendre que je ne l'intéressais pas.

açıkça anlatmak

verbe pronominal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Tu ne dois plus jamais faire ça, est-ce que je me suis bien fait comprendre ?

fikrini açıkça söylemek/anlatmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Dale avait du mal à exprimer son point de vue pendant le débat.

kavramak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il faut lire plusieurs fois un ouvrage de philosophie pour arriver à le comprendre.

anlamamak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Tu ne comprends pas : ce n'est pas une histoire de salaire, mais de conditions.

(birisini) yanlış anlamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Brian a mal compris Lauren lorsqu'elle l'a invité à déjeuner et il s'est présenté au petit déjeuner.

yanlış anlamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
L'historien a mal compris Abraham Lincoln.

yanlış yorumlamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

(fikri, vb.) kabul ettirmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Il a fait passer ses idées de manière efficace.

doğru anlamak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Je vais vous relire ce que j'ai noté pour m'assurer que j'ai bien compris ce que vous voulez.

kafası karışmak

(bir şey hakkında)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

yanlış anlamak, ters anlamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

yanlış anlamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
À en juger par vos commentaires, vous avez mal interprété mes idées.

anlamasını sağlamak

verbe pronominal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Il faut que je me fasse comprendre par mon fils et qu'il voie que la drogue n'est pas la solution.

çakmak

(argo)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
J'ai finalement compris que (or: réalisé que) c'était à son frère jumeau que je parlais.

nasıl olduğunu anlamak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Il est impossible de comprendre comment marche une machine si complexe.

aşılamak, telkin etmek

(des connaissances, des principes)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Leur grand-mère leur a inculqué la piété dès leur plus jeune âge.

önemini vurgulamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Je dois bien vous faire comprendre le besoin de la discrétion totale. Ken a essayé de bien faire comprendre l'importance du travail acharné à ses enfants.

niçin/neden olduğunu anlamak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Sa famille n'a pas compris pourquoi il a soudain arrêté l'école.

anlamak

(familier)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

anlamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
J'en déduis que tu as décidé de quitter ton poste.

anlamamak, kavramamak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Tom n'a absolument pas compris le sujet de la dispute.

anlamaya/çözmeye çalışmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Anita était perdue dans ses pensées, et réfléchissait à la meilleure manière d'annoncer à son patron qu'elle avait commis une erreur.

yanlış anlamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il comprit à tort ses remarques comme étant en faveur du changement.

önemini vurgulamak

locution verbale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Le pasteur a bien fait comprendre l'importance d'aider les pauvres à sa congrégation.

gerçeği anlamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

Fransızca öğrenelim

Artık comprendre'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.

comprendre ile ilgili kelimeler

Fransızca hakkında bilginiz var mı

Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.