Fransızca içindeki différent ne anlama geliyor?
Fransızca'deki différent kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte différent'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki différent kelimesi farklı, başka, çeşitli, türlü, muhtelif, çeşitli, muhtelif, fark gösteren, farklılık gösteren, farklılık gösteren, farklı, ayrı, benzemeyen, benzemez, farklı, emsalsiz, farklı, ayrı, birbirine benzemeyen, farklı, farklı, ayrı, apayrı, birbirine hiç benzemeyen, çeşitli, muhtelif, ertelemek, tehir etmek, sonraya bırakmak, farklı olmak, benzememek, ödeme yapmamak, ertelemek, ertelemek, sonraya bırakmak, (işleri, vb.) sonraya bırakmak, ağırdan almak, -den farklı, -den farklı, -den farklı, farklılık göstermek, -den farklı olmak, -den ayrılmak, farklı, -den farklı, farklı, tamamen, tamamiyle, bütünüyle, farklı olmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
différent kelimesinin anlamı
farklı, başkaadjectif (birbirine benzemeyen) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Son frère et lui sont très différents. Ahmet ve erkek kardeşi birbirlerinden çok farklıdır. |
çeşitli, türlü, muhtelif
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il y eut différentes réactions, y compris des réactions de déni et de colère. İnkârdan öfkeye kadar, her türlü tepki geldi. |
çeşitli, muhtelifadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les différents plats du menu permettent de satisfaire tous les goûts. |
fark gösteren, farklılık gösteren
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
farklılık gösteren, farklı, ayrı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Plusieurs facteurs pourraient expliquer les différents résultats du test. |
benzemeyen, benzemezadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les deux sœurs sont très différentes. |
farklı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) James et Agnes ont une vision différente de l'éducation. |
emsalsizadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
farklıadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Carl est un enfant très heureux, mais son frère jumeau est tout autre. |
ayrıadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les jumeaux ont beau sembler identiques, ce sont des personnes différentes. Nous avions demandé deux factures distinctes. |
birbirine benzemeyen, farklı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
farklı, ayrı, apayrı, birbirine hiç benzemeyen
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les approches disparates du problèmes n'ont pas marché. |
çeşitli, muhtelif
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le menuisier fouillait dans un tas de vis diverses pour en trouver une de la bonne taille. |
ertelemek, tehir etmek, sonraya bırakmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Nous différons la réunion à jeudi. |
farklı olmak, benzememek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Vu comme ces livres diffèrent l'un de l'autre, tu devrais lire les deux. |
ödeme yapmamakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le client a différé son paiement jusqu'à ce que les problèmes soient réglés. |
ertelemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ils ont décidé de différer le mariage d'un an. |
ertelemek, sonraya bırakmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Les organisateurs ont dû reporter le spectacle à demain car l'un des artistes était malade. |
(işleri, vb.) sonraya bırakmak, ağırdan almak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tania savait qu'elle devait travailler sur sa thèse, mais elle la remettait toujours à plus tard. |
-den farklı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
-den farklı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
-den farklı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
farklılık göstermek, -den farklı olmak, -den ayrılmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
farklı(birisinden) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
-den farklı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le Pepsi n'est pas différent du Coca-Cola. |
farklı(bir şeyden) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
tamamen, tamamiyle, bütünüyle
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Sarah est tout à fait capable de réaliser cette tâche. |
farklı olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il n'est pas rare que nos vues divergent des leurs. |
Fransızca öğrenelim
Artık différent'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
différent ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.