İtalyan içindeki mangiare ne anlama geliyor?
İtalyan'deki mangiare kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte mangiare'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki mangiare kelimesi yemek yeme, yemek, tüketmek, yemek, yemek yemek, atlamak, üzerinden atlamak, aşındırmak, silip süpürmek, yemek, mahvetmek, ısırmak, çabucak bitirmek, yiyecek, yemek, tüketmek, yiyecek içecek, almak, çiğnemek, (birşeyle) beslenmek, beslenmek, almak, yenilebilir, yenir, yenebilir, tıka basa yemek, yenilebilir meyve, hapır hupur yemek, şapır şupur yemek, yiyecek içecek, sağlıklı gıda, sağlıklı besin, dışarıda yeme, tıka basa yemek, çok fazla yemek, aşırı yemek, evde yemek, dışarıda yemek, restoranda/lokantada yemek, yiyip bitirmek, hepsini yemek, yemek yedirmek, beslemek, yemek vermek, şapırdatarak yemek, insanın etini yemek, yumulmak, yalayıp yutmak, silip süpürmek, çabucak yiyip bitirmek, yemeğini ye, akşam yemeğinde yemek, yemek vermek, beslemek, hepsini yemek, geçindirmek, hapır hupur yemek, silip süpürmek, gömmek, yiyip bitirmek, aşırı derecede yemek, katı yemekle beslenmeye başlamak, hapur hupur yemek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
mangiare kelimesinin anlamı
yemek yemeverbo intransitivo (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Per parecchie persone mangiare è fonte di grande piacere. |
yemek(bir şeyi) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mangio pasta ogni giorno. |
tüketmek, yemekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Faccio fatica a mangiare la carne a causa del mio dente che dondola. |
yemek yemekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Ho fame. Mangiamo! |
atlamakverbo transitivo o transitivo pronominale (giochi, dama: pedine) (dama oyunu) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Se adesso non mangi, perderai la partita. |
üzerinden atlamak(gioco della dama) (dama oyunu) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Incredibile, ha mangiato tre mie pedine! Ora sto perdendo! |
aşındırmak(figurato) (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il fiume si mangia gli argini sabbiosi ogni volta che c'è una piena. |
silip süpürmek(figurato: consumare) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La nuova stampante si mangia tanta di quella carta che c'è da preoccuparsi. |
yemek
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Devo dare ai bambini da mangiare, poi dobbiamo andare in piscina. |
mahvetmek(informale, figurato) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La ruggine mi ha mangiato la macchina. |
ısırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Sarah si mangiava le unghie piena di ansia durante l'attesa. |
çabucak bitirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato, informale: consumare) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il problema principale del programma è si mangia megabyte e megabyte di memoria. |
yiyecek
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Se tu porti da bere io porto il cibo. |
yemek, tüketmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) I nostri animali consumano parecchio foraggio ogni giorno. |
yiyecek içecek
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
almak(giochi) (oyunda) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ha preso uno dei pedoni dell'avversario nella partita di scacchi. |
çiğnemekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Richard mangiava lentamente la mela. |
(birşeyle) beslenmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I giornali scandalistici si cibano di scandali. |
beslenmek(bir şeyle) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Gli animali si nutrono di erba. |
almakverbo transitivo o transitivo pronominale (scacchi) (satrançta) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Non lasciar mai che la regina del tuo avversario mangi il tuo cavallo. |
yenilebilir, yenir, yenebilir
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il nocciolo della pesca non è generalmente considerato commestibile. |
tıka basa yemekverbo riflessivo o intransitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il Martedì Grasso è un giorno per abbuffarsi prima che inizi la Quaresima. |
yenilebilir meyveaggettivo (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Non so se quella mela è commestibile: guarda le ammaccature che ha. |
hapır hupur yemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
şapır şupur yemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I bambini mangiavano avidamente una pizza. |
yiyecek içecek
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Abbiamo ordinato cibi e bevande durante la partita di baseball. |
sağlıklı gıda, sağlıklı besinsostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Sto cercando di mangiare più alimenti sani, come frutta e verdure, e ridurre i dolci. |
dışarıda yemeverbo intransitivo (in ristoranti, locali) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mangiare fuori regolarmente può venire a costare parecchio. |
tıka basa yemekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tutti hanno mangiato fino a scoppiare al pranzo a buffet. |
çok fazla yemek, aşırı yemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quando mangio troppo sto male. |
evde yemekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Abbiamo deciso di mangiare a casa invece di andare fuori al ristorante. |
dışarıda yemek, restoranda/lokantada yemekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Anna vuole mangiare fuori stasera perché è stanca di cucinare. |
yiyip bitirmek, hepsini yemekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Se finisci di mangiare velocemente avremo più tempo per giocare. |
yemek yedirmek, beslemek, yemek vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Devo dare da mangiare ai bambini. Çocuklara yemek yedirmem gerekiyor. |
şapırdatarak yemek(bevande, ecc.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
insanın etini yemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yumulmak(cibo: iniziare a mangiare voracemente) (yemeğe) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Affamato dopo la passeggiata mattutina, James si avventò sul suo piatto di uova e pancetta. |
yalayıp yutmak, silip süpürmek, çabucak yiyip bitirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Dal modo in cui ha mangiato avidamente tutto quel cibo un potrebbe pensare che non toccava cibo da giorni. |
yemeğini ye(singolare) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Finisci di mangiare! Ci aspetta un lungo cammino. |
akşam yemeğinde yemekverbo transitivo o transitivo pronominale (bir şeyi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Gli ospiti hanno mangiato carne di cervo per cena. |
yemek vermek, beslemek(animale) (hayvan, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Helen dà da mangiare al cane ogni mattina. |
hepsini yemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Devi finire la tua verdura prima del dessert. |
geçindirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Questa fattoria rifornisce l'intero villaggio. |
hapır hupur yemekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Abbiamo divorato la cena e siamo andati alla partita. |
silip süpürmek(idiomatico) (yemek, mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
gömmek(yemek, argo, mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
yiyip bitirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Se finisci di mangiare le verdure poi avrai il dolce. |
aşırı derecede yemek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) State attenti a non abbuffarvi quando siete stressati. |
katı yemekle beslenmeye başlamak(bebek) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il bambino iniziò a mangiare cibi solidi a 13 mesi. |
hapur hupur yemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
İtalyan öğrenelim
Artık mangiare'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
mangiare ile ilgili kelimeler
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.