Portekizce içindeki ter ne anlama geliyor?

Portekizce'deki ter kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte ter'ün Portekizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Portekizce içindeki ter kelimesi sahip olmak, sahip olmak, geçirmek, sahip olmak, sahip olmak, -si olmak, -si bulunmak, almak, zengin olmak, varlıklı olmak, almak, teslim almak, birlikte olmak, , izin vermek, sahip olmak, sahipsin, -du, -du, -dı, -di, almak, yaşında olmak, göstermek, sahip olmak, işletmek, çalıştırmak, sahip olmak, elinde bulundurmak, -si olmak, -e sahip olmak, var, mevcut, (bilgi, vb.) sahibi olmak, -meli, -malı, Salı, malı, -meli, içine doğmak/içine öyle gelmek, ilgisi/merakı olmak, (biriyle) konuşmak/ciddi konuşma yapmak, sabır göstermek, emin, dikkate alınırsa, kazanma şansı az olan kimse, gerekmek, gerekli olmak, amaçlamak, istemek, arzu etmek, arzulamak, becermek, akla gelmek, istemek, -meli, -malı, sivilcelenmek, korkmak, gerekmek, gerekli olmak, istemek, arzu etmek, istemek, hevesli olmak, acımak, bağırıp çağırmak, (sinirden) köpürmek, örtüşmek, sahip olmaya/elde tutmaya değmemek, aynı görüşü paylaşmak, hemfikir olmak, açıklamaya gerek kalmadan, yok/sahip değil, yapmamalı, yapmaması gerek, konunun dışında olmak, konu dışı olmak, fırsat verilse, gerekli şey, lazım şey, çekici bulmak, -meli, -malı, olumsuz yönde etkilemek, -meli, -malı, irtibat kurmak, hiç benzememek, hakkına sahip olmak, izlenimine kapılmak, izlenim edinmek, hak ettiğini almak, uğraşmak, çabalamak, iyi bir geleceği olmak, bitki yetiştiriciliğinden iyi anlama/bahçıvanlık yeteneği, doğurmak, çocuk doğurmak, doğum yapmak, çocuğu olmak, aşık olmak, tutulmak, vurulmak, olasılığı/ihtimali yüksek olmak, çok ilgisi/alâkası olmak, söyleyecek çok şeyi olmak, (filmde, vb.) rol almak, -e hakkı olmak, tartışmak, münakaşa etmek, atışmak, avantajlı/üstün olmak, kaybedecek vakti olmamak/yapacak daha iyi şeyleri olmak, niyetinde olmak, zorunda olmak, mecbur olmak, söyleyecek fazla birşeyi olmamak, şansı olmamak, başka seçeneği olmamak, hiçbir fikri olmamak, ortak/benzer hiçbir şeyi olmamak, yapacak daha iyi/önemli bir işi olmak, yapacak başka işleri olmak, çok zamanı olmak, çok vakti olmak, cinsel ilişki kurmuş olmak, konuşma/söz söyleme hakkı olmak, hakkı olmak, hakkı bulunmak, ortak şeylere sahip olmak, ilgisi/alâkası olmak, ümit beslemek, akılda tutmak, (bir konuda) çok bilgisi olmak, (birşeyi) adet edinmek, adet haline getirmek, niyeti iyi olmak, kötü bir niyeti olmamak, hiç ilgisi/alâkası olmamak, lafını esirgememek, sözünü esirgememek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

ter kelimesinin anlamı

sahip olmak

verbo transitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ele tem uma casa grande e dois carros. // Tania tem vários livros.

sahip olmak

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ela tem uma personalidade muito forte. O programa tem um botão de deletar.
Güçlü bir kişiliğe sahiptir.

geçirmek

verbo transitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Meus filhos estão tendo uma aventura na América do Sul.

sahip olmak

verbo transitivo (çocuk)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Eles têm duas filhas e um filho.

sahip olmak, -si olmak, -si bulunmak

verbo transitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ela tem muitos planos.
Bir sürü planı vardır.

almak

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Eu poderia tomar outra xícara de café, por favor?
Bir bardak daha çay alabilir miyim lütfen?

zengin olmak, varlıklı olmak

(ser rico, ter bens)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Aqueles que têm bens nem sempre entendem os que não têm.

almak, teslim almak

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Você já tem o resultado do seu exame?

birlikte olmak

verbo transitivo (cinsel anlamda)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ele nunca teve uma mulher antes.

izin vermek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ele não permitirá tal comportamento em sua presença.

sahip olmak

verbo transitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
James tem uma grande coleção de discos. // Você tem muito audácia de falar comigo desse jeito!

sahipsin

verbo transitivo (eskil)

É dito que Jesus chorou carregando a cruz, "Meu Deus, meu Deus, por que tens me abandonado?"

-du, -du, -dı, -di

Tem sido um ano difícil para toda a família.

almak

(zevk, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Adam tem bastante satisfação em escrever poesia.

yaşında olmak

verbo transitivo (idade)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Robert tem dez anos de idade.

göstermek

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
James teve um olho roxo após sua briga com Bob.

sahip olmak

verbo transitivo (bir şeye)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Eu tenho a sensação de que estivemos aqui antes.

işletmek, çalıştırmak

(negócio, empresa)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Gina tem uma padaria livre de glúten na Califórnia.

sahip olmak, elinde bulundurmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Jane está carregando tudo o que possui na bolsa nas suas costas.

-si olmak, -e sahip olmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
A casa possui muitos elementos de personalidade como as lareiras originais.

var, mevcut

(verbo impessoal: existir)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Há uma maneira.
Bir yolu var.

(bilgi, vb.) sahibi olmak

(formal)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ray possui um rico conhecimento sobre existencialismo francês.

-meli, -malı

Tenho que acabar o meu dever.
Ödevimi bitirmeliyim.

Salı

(terça-feira) (gün)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

malı, -meli

(obrigação, ter que)

Você deve tirar uma carteira nova de motorista.
Gümrükte bavulunuzu memura göstermeye mecbursunuz.

içine doğmak/içine öyle gelmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

ilgisi/merakı olmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

(biriyle) konuşmak/ciddi konuşma yapmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

sabır göstermek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Eu pedi para eles esperarem enquanto eu verificava os detalhes da reserva.

emin

(formal)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Sim, estou certa de que vai chover amanhã.

dikkate alınırsa

Mesmo considerando o clima ruim, o número de visitantes no parque tem sido muito baixo.

kazanma şansı az olan kimse

(BRA)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Ninguém esperava que Goran Ivanišević vencesse Wimbledon em 2001. Ele era um completo azarão.

gerekmek, gerekli olmak

(ter a obrigação)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Eu devo ir ao tribunal na segunda ou serei preso.

amaçlamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Eu sinto muito. Eu nunca pretendi machucar você.

istemek, arzu etmek, arzulamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Se realmente desejares isso, tu consegues aprender uma nova língua.
Yeterince isterseniz yeni bir dil öğrenebilirsiniz.

becermek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

akla gelmek

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Onun buna karşı çıkacağı hiç aklına geldi mi?

istemek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Eu acabei de pisar no seu pé? Desculpa, eu não pretendia.

-meli, -malı

Você deve reportar essas coisas para a polícia.

sivilcelenmek

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Eu comi muito açúcar e agora estou erupcionando. Meu rosto erupcionou.

korkmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Muitas pessoas temem a morte.

gerekmek, gerekli olmak

(por obrigação)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Preciso ligar para Julie mais tarde. Eu prometi que ligaria.

istemek, arzu etmek

(informal) (yapmayı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Eu topo sair para jantar hoje à noite.

istemek, hevesli olmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Eu não quero jogar golfe hoje.
Bugün golf oynamak istemiyorum.

acımak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Se escolher se compadecer ou condenar, pense no resultado.

bağırıp çağırmak, (sinirden) köpürmek

(figurado)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Richard explodiu quando soube o que aconteceu.

örtüşmek

(parcialmente)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Essas duas teorias coincidem.

sahip olmaya/elde tutmaya değmemek

expressão

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

aynı görüşü paylaşmak, hemfikir olmak

expressão

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

açıklamaya gerek kalmadan

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)

yok/sahip değil

verbo transitivo

Não tenho visto os vizinhos há um longo tempo.

yapmamalı, yapmaması gerek

(kıs, gündelik dil)

konunun dışında olmak, konu dışı olmak

(mecazlı)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Se ele é ou não casado está fora de questão.

fırsat verilse

expressão

Eu ficaria com o emprego se tivesse a mínima chance.

gerekli şey, lazım şey

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Este útil livro é essencial para todos que têm cães.

çekici bulmak

expressão (gíria: atraído sexualmente por)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

-meli, -malı

(POR: ter obrigação)

Eu tenho de terminar meu ensaio hoje à noite. Eu tenho de pegar o trem em vinte minutos.

olumsuz yönde etkilemek

expressão (ter efeito negativo)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

-meli, -malı

locução verbal (gíria)

Nós temos que sair daqui!

irtibat kurmak

expressão

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

hiç benzememek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

hakkına sahip olmak

locução verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Você só tem direito a um reembolso se a mercadoria estiver com defeito.

izlenimine kapılmak, izlenim edinmek

locução verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Estou tendo a impressão de que a eleição não mudou nada mesmo.

hak ettiğini almak

expressão (por boas ações)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

uğraşmak, çabalamak

expressão verbal (figuradoais)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

iyi bir geleceği olmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Camila é um taleto musical que está mesmo se dando bem.

bitki yetiştiriciliğinden iyi anlama/bahçıvanlık yeteneği

expressão verbal (figurado, jardinagem) (mecazlı)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Minha mãe tem mão boa porque tudo que ela toca cresce bem. Todas as minhas mudas vingaram esse ano, então talvez eu tenha mesmo mão boa.

doğurmak, çocuk doğurmak, doğum yapmak, çocuğu olmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

aşık olmak, tutulmak, vurulmak

expressão verbal (figurado, ter atração)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

olasılığı/ihtimali yüksek olmak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

çok ilgisi/alâkası olmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

söyleyecek çok şeyi olmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Como mãe que trabalha, ela tem muito a dizer sobre creches e horas extras não programadas e não remuneradas.

(filmde, vb.) rol almak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

-e hakkı olmak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Você tem direito à representação por um advogado. // Vou dizer o que eu quiser; tenho direito à liberdade de expressão.

tartışmak, münakaşa etmek, atışmak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

avantajlı/üstün olmak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

kaybedecek vakti olmamak/yapacak daha iyi şeyleri olmak

(achar algo perda de tempo)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

niyetinde olmak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

zorunda olmak, mecbur olmak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

söyleyecek fazla birşeyi olmamak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

şansı olmamak

expressão verbal (estar condenado)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

başka seçeneği olmamak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

hiçbir fikri olmamak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

ortak/benzer hiçbir şeyi olmamak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

yapacak daha iyi/önemli bir işi olmak

expressão

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

yapacak başka işleri olmak

expressão verbal (já estar ocupado)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

çok zamanı olmak, çok vakti olmak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

cinsel ilişki kurmuş olmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

konuşma/söz söyleme hakkı olmak

expressão

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

hakkı olmak, hakkı bulunmak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

ortak şeylere sahip olmak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

ilgisi/alâkası olmak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

ümit beslemek

(manter-se otimista)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

akılda tutmak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Agora, tenha em mente que em maio de 1929, as ações não tinham caído ainda.

(bir konuda) çok bilgisi olmak

(informal)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

(birşeyi) adet edinmek, adet haline getirmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

niyeti iyi olmak, kötü bir niyeti olmamak

expressão

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

hiç ilgisi/alâkası olmamak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

lafını esirgememek, sözünü esirgememek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

Portekizce öğrenelim

Artık ter'ün Portekizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Portekizce içinde arayabilirsiniz.

ter ile ilgili kelimeler

Portekizce hakkında bilginiz var mı

Portekizce (português), Avrupa'nın İber yarımadasına özgü bir Roma dilidir. Portekiz, Brezilya, Angola, Mozambik, Gine-Bissau, Cape Verde'nin tek resmi dilidir. Portekizce, 215 ila 220 milyon anadili ve 50 milyon ikinci dil konuşanı olmak üzere toplamda yaklaşık 270 milyona sahiptir. Portekizce genellikle dünyada en çok konuşulan altıncı dil, Avrupa'da üçüncü sırada yer alır. 1997'de kapsamlı bir akademik çalışma, Portekizce'yi dünyadaki en etkili 10 dilden biri olarak sıraladı. UNESCO istatistiklerine göre, Portekizce ve İspanyolca, İngilizce'den sonra en hızlı büyüyen Avrupa dilleridir.