Portekizce içindeki estar ne anlama geliyor?

Portekizce'deki estar kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte estar'ün Portekizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Portekizce içindeki estar kelimesi -dır, -dir, bulunmak, -yor, -ecek, -acak, gitmek, bulunmak, ol, hissetmek, olmak, (hastalığı) olmak, olmak, (bir yerde) durmak, bulunmak, olmak, değildik, olmak, halinde olmak, -dır, -dir, -dur, -dür, skor, puan durumu, refah, rahat, sağlık ve mutluluk, tasa, kaygı, mide bulantısı, bulantı, sağlık, flört etmek, anlaşmak, azıtmak, bir araya gelmek, (birşey için) yeterli nitelikte olmak, gerekli niteliklere uygun olmak, kan kaybeden, heyecan, sakin ol, ile çıkmak, muzdarip olmak, canlı, yaşayan, hayatta olan, mutluluk, saadet, uyuşmamak, heyecanlı olmak, şiddetle arzulamak, çok arzu etmek, artık yapmak zorunda olmamak, beklemek, kapalı, sağlık, sıhhat, endişelenmek, şekil değiştirmek, biçim değiştirmek, , niyetinde olmak, ölü gibi uyumak, derin uykuda olmak, canı birşey yapmak istememek, havasında olmamak, tam doğru olmayan, çok neşeli, yok, muallakta, faal, hareket halinde, uyanık, -miyor, -maz, -mayız, değil, bırak, oluruna bırak, oturma odası, oturma odası, refah devleti, salon, oturma odası, uygun olmayan, muhakkak, tecrübeli, deneyimli, kendi haline bırakmak, ters düşen, iyi bir alışveriş olmak, hatalı, temas/irtibat halinde olmak, kontrolü eline almak, canı istemek, nazik bir durumda olmak, bıkmak, usanmak, aklı havalarda olmak, aklı bir karış havada olmak, ishal olmak, pusuda beklemek, (birşeyi) adet edinmek, adet haline getirmek, gerekeni yapmak, amaçlamak, hedeflemek, doğru çıkmak, tehlikeli iş yapmak/tehlikeye atılmak, cebine düşmek/cebinde bulunmak, nezle olmak, ipleri elinde tutmak, görünmek, gibi görünmek, izni olmak, -e hazır olmak, gerekli olmak, iyi olmak, yetersiz kalmak, takmamak, iplememek, siklemek, sarkmak, hemfikir olmak, alışkın olmak, alışık olmak, yakınını kaybetmiş olmak, kederlenmek, büyük üzüntü çekmek, acı çekmek, pusuya yatmak, saklanmak, gizlenmek, güvende olmak, emniyette olmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

estar kelimesinin anlamı

-dır, -dir

verbo de ligação (durum bildirir)

Barry está doente. // Audrey está com fome. // Tania está certa.
Barry hastadır.

bulunmak

verbo de ligação (yer)

A manteiga está na mesa.
Tereyağı masanın üstündedir.

-yor

verbo auxiliar (şu anda)

Teresa está jantando no momento.
Şu anda yemek yiyor.

-ecek, -acak

verbo auxiliar (formação de futuro) (gelecek zamanı bildirir)

Nós estaremos jogando tênis neste fim de semana.
Bu haftasonu tenis oynayacağız.

gitmek, bulunmak

(visitar) (bir yere, bir yerde)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Eu estive em Roma.
Roma'ya gitmiştim (or: Roma'da bulunmuştum).

ol

Esteja calado!

hissetmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Estou tonto após a volta na montanha-russa.

olmak

(soğuk, sıcak)

Está frio hoje. Você precisará de seu chapéu e luvas.

(hastalığı) olmak

verbo de ligação (doença, ser acometido)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ela está com gripe.
Şu anda gribi vardır.

olmak

verbo de ligação (bir durumda)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Ela está melhor do que ontem?

(bir yerde) durmak, bulunmak

(estar colocado)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
O copo está na mesa.
Bardak masanın üzerinde duruyor.

olmak

(encontrar-se em uma situação) (belli bir durumda, vb.)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Esse empresário espera obter um bom lucro com seu novo produto.

değildik

(passado)

Meus companheiros e eu não estávamos quando o proprietário chamou para recolher o aluguel.

olmak

(em certo estado ou dimensão) (küçük, büyük, vb.)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
As peras estão saindo pouco nesta temporada.

halinde olmak

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Os espectadores encontravam-se estarrecidos com a habilidade da dançarina.

-dır, -dir, -dur, -dür

(contração este/esta/isto)

É quase hora de irmos.

skor, puan durumu

(depois do jogo)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
No meio tempo, o resultado do jogo de basquete era de quarenta a trinta e oito.

refah, rahat, sağlık ve mutluluk

substantivo masculino

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Estou preocupado com o bem-estar das crianças.
Çocuklarımın refahı konusunda endişeliyim.

tasa, kaygı

substantivo masculino

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

mide bulantısı, bulantı

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

sağlık

substantivo masculino

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Os pais devem garantir o bem-estar de seus filhos.

flört etmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

anlaşmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Acho que deveríamos partir; você concorda?
Bence gitsek iyi olur - anlaştık mı?

azıtmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

bir araya gelmek

(unir as forças)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Devemos nos unir se quisermos vencer a batalha.

(birşey için) yeterli nitelikte olmak, gerekli niteliklere uygun olmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

kan kaybeden

(BRA, sangrar: gerúndio) (kişi)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
O motociclista acidentado caiu na estrada cortado e sangrando.

heyecan

(figurado) (mecazlı)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

sakin ol

(relaxar, estar descansado)

(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.)

ile çıkmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Já estou namorando Paul há dois meses.

muzdarip olmak

(estar doente com) (hastalık)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ele sofreu de diabetes a vida inteira.

canlı, yaşayan, hayatta olan

(BRA, respirar: gerúndio) (mecazlı)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
O bebê estava machucado, mas ainda estava respirando.

mutluluk, saadet

substantivo masculino (felicidade)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Eu estou preocupado com seu bem-estar e não gosto de vê-lo infeliz.

uyuşmamak

(BRA)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
As opiniões dos médicos conflitam.

heyecanlı olmak

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)

şiddetle arzulamak, çok arzu etmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Dan ansiava por férias após estar no trabalho em um barco de pesca por um mês.

artık yapmak zorunda olmamak

(bir şeyi)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Sou graduado agora, vou parar de atender mesas!

beklemek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

kapalı

(fikre, görüşe)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Antônia é avessa à ideia.

sağlık, sıhhat

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Estou preocupado com a saúde dele, porque ele parece doente.

endişelenmek

(informal, figurado)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)

şekil değiştirmek, biçim değiştirmek

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Pelo jeito que eles agiram, ficou óbvio que a relação deles estava prejudicada.

niyetinde olmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

ölü gibi uyumak, derin uykuda olmak

(dormir profundamente)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

canı birşey yapmak istememek, havasında olmamak

expressão

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

tam doğru olmayan

expressão

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

çok neşeli

expressão (figurativo: extremamente feliz)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

yok

(kişi)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Desculpe, John está fora. Ele estará de volta amanhã.

muallakta

(em estado de incerteza)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

faal, hareket halinde

(figurado, informal, pessoa agitada)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Meus filhos nunca ficam parados! Estão sempre indo para cima e para baixo. Estou tão ocupado o dia inteiro; estou indo para cima e para baixo de manhã até a noite.

uyanık

expressão (estar alerta) (mecazlı)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Você precisa estar de olho para encontrar as melhores barganhas.

-miyor, -maz, -mayız

(am/is/are not' kısa şekli)

Trabalhar em dois empregos não é fácil, mas eu tenho que pagar o aluguel.

değil

(característica ou qualidade)

As bananas não são cor-de-rosa.

bırak, oluruna bırak

interjeição

(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.)
Você não deveria se envolver na rixa deles. Só deixe estar.

oturma odası

expressão

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
A família inteira se juntou na sala de estar para jogar cartas. Meu apartamento tem uma cozinha, sala de estar, dois quartos e um banheiro.

oturma odası

substantivo feminino (lounge, sala para relaxamento)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

refah devleti

substantivo masculino (nação com programa de bem-estar social)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

salon

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

oturma odası

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

uygun olmayan

expressão

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Ele se esforçou, mas não estava à altura do desafio. Seu desempenho não está à altura do que estamos procurando.

muhakkak

locução adjetiva

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)
O garoto é tão desleixado, ele está fadado a parar na cadeia.

tecrübeli, deneyimli

expressão verbal (informal)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Ele está por aí e sabe o que esperar.
Çok tecrübeli bir adam, neyle karşılaşacağını biliyor.

kendi haline bırakmak

(birisini, bir şeyi)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

ters düşen

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

iyi bir alışveriş olmak

expressão

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

hatalı

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

temas/irtibat halinde olmak

expressão

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Vocês ainda estão em contato?

kontrolü eline almak

expressão (mecazlı)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

canı istemek

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Eu tenho vontade de tomar uma xícara de chá.

nazik bir durumda olmak

(figurado: precário)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

bıkmak, usanmak

expressão (figurado, informal)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

aklı havalarda olmak, aklı bir karış havada olmak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

ishal olmak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

pusuda beklemek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

(birşeyi) adet edinmek, adet haline getirmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

gerekeni yapmak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

amaçlamak, hedeflemek

(figurado, desejar algo)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

doğru çıkmak

expressão (informal)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

tehlikeli iş yapmak/tehlikeye atılmak

(informal, figurado: se arriscar)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

cebine düşmek/cebinde bulunmak

expressão verbal (figurado: ser controlado)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

nezle olmak

locução verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

ipleri elinde tutmak

(fig., estar no controle)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

görünmek, gibi görünmek

locução verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

izni olmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

-e hazır olmak

expressão verbal

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)

gerekli olmak

expressão verbal (prestes)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Alunos, vocês devem chegar às oito para que possamos tirar uma foto em grupo.

iyi olmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Sara e João estão satisfeitos em anunciar o nascimento de sua filha, Graça. Ambas, mãe e bebê, estão passando bem.

yetersiz kalmak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
As notas do garoto não alcançaram as expectativas do pai.

takmamak, iplememek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

siklemek

(argo)

(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.)
Não estou nem aí para o que você pensa.

sarkmak

locução verbal (ser separado, balançar)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)

hemfikir olmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Nem sempre estamos de acordo.

alışkın olmak, alışık olmak

expressão

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

yakınını kaybetmiş olmak

expressão verbal (estar privado do ser amado)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

kederlenmek, büyük üzüntü çekmek, acı çekmek

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
A impressa deveria dar tempo para a família da mulher morta ficar de luto.

pusuya yatmak, saklanmak, gizlenmek

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
O gato espreitou nos arbustos, esperando uma potencial presa.

güvende olmak, emniyette olmak

locução verbal

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)

Portekizce öğrenelim

Artık estar'ün Portekizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Portekizce içinde arayabilirsiniz.

estar ile ilgili kelimeler

Portekizce hakkında bilginiz var mı

Portekizce (português), Avrupa'nın İber yarımadasına özgü bir Roma dilidir. Portekiz, Brezilya, Angola, Mozambik, Gine-Bissau, Cape Verde'nin tek resmi dilidir. Portekizce, 215 ila 220 milyon anadili ve 50 milyon ikinci dil konuşanı olmak üzere toplamda yaklaşık 270 milyona sahiptir. Portekizce genellikle dünyada en çok konuşulan altıncı dil, Avrupa'da üçüncü sırada yer alır. 1997'de kapsamlı bir akademik çalışma, Portekizce'yi dünyadaki en etkili 10 dilden biri olarak sıraladı. UNESCO istatistiklerine göre, Portekizce ve İspanyolca, İngilizce'den sonra en hızlı büyüyen Avrupa dilleridir.