İtalyan içindeki cambio ne anlama geliyor?
İtalyan'deki cambio kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte cambio'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki cambio kelimesi değiştirmek, para üstü, değiştirmek, değişmek, değişmek, vites değiştirmek, döviz bozdurmak, para bozdurmak, para bozmak, değiştirmek, değiştirmek, biçim değiştirmek, (ikinci, üçüncü, vb.) vitese geçmek/vitese almak, -e geçmek, geçiş yapmak, vites değiştirmek, değiştirmek, geçiş yapmak, kanal değiştirmek, değiştirmek, değiştirmek, yerini değiştirmek, vites değiştirmek, aktarma yapmak, kalınlaşmak, ev değiştirmek, bozmak, değiştirmek, (parayı) çevirmek, ilgili olmak, alakalı olmak, değişmek, değiştirmek, (rakamları) tekrar gözden geçirmek, dönüşmek, değiştirmek, ayarlamak, üzerinden atmak, çıkarıp atmak, görev değişikliği yapmak, görevlerini değiştirmek, değişmek, değiştirmek, değişiklik yapmak, tadil etmek, düzelterek tekrar yazmak, kupon bozdurmak, yer değiştirme, ton değiştirme, yedek giysi, yedek kıyafet, vites kolu, vites, döviz bozdurma işlemi, hesaba yatma, değiştirme, vites donanımı, çevirme, çevrim, birisinin yerine bakan kişi, yedek, değiş tokuş, takas, değiştirmek, dümen kırmak, başka eve taşınmak, fikrini değiştirmek, taşınmak, ayarlamak, normalin aksine, yer/mahal değişikliği, yön değiştirmek, yönünü/akışını/gidişatını değiştirmek, konuyu değiştirmek, akıntıyı tersine çevirmek, olayların akışını tersine çevirmek, kararını değiştirmek, (TV) kanal değiştirmek, zaplamak, zap yapmak, zaping yapmak, kanal zaplama, saf değiştirmek, vites yükseltmek, saatini/zamanını değiştirmek, yeniden dekore etmek, imajını değiştirmek, yer değiştirmek, düzelmek, dinlemeye devam etmek, yerini değiştirmek, yeniden döşemek, sapmak, (yoldan, vb.) çıkmak, tatile çıkmak, değiştirmek, değişiklik yapmak, yeniden biçimlendirmek, değiştirmemek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
cambio kelimesinin anlamı
değiştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (kıyafet) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Devo cambiarmi i vestiti. Kıyafetimi değiştirmem gerekiyor. |
para üstüverbo transitivo o transitivo pronominale (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Hai da cambiare una banconota da cinque dollari? Size elli dolar versem üstü var mı acaba? |
değiştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (mezzi di trasporto) (tren, uçak, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Devi cambiare a Kings Cross Station. |
değişmekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Invecchiando cambiano tutti. Audrey sapeva che qualcosa era cambiato, ma non era sicura di cosa fosse. |
değişmekverbo intransitivo (ses) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La voce di Larry è cambiata con l'adolescenza. |
vites değiştirmekverbo intransitivo (meccanica) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) In collina cambia in seconda. |
döviz bozdurmakverbo transitivo o transitivo pronominale (valuta) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Voglio cambiare questi dollari in euro. |
para bozdurmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Dovresti cambiare le tue banconote in monete. |
para bozmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Puoi cambiarmi una banconota da cinque? |
değiştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (kirlileri temizleriyle) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Cambiate le lenzuola almeno una volta a settimana. |
değiştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Anna vuole cambiare l'accordo. Ayşe sözleşmeyi değiştirmek istiyor. |
biçim değiştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Nel corso della storia l'uomo non ha per niente cambiato la sua natura. |
(ikinci, üçüncü, vb.) vitese geçmek/vitese almak(auto: marcia) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
-e geçmek, geçiş yapmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ho cambiato gestore telefonico perché non ero soddisfatto di quello precedente. |
vites değiştirmek(veicoli: marcia) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'autista ha cambiato marcia mentre l'auto saliva la collina. Araba yokuşu tırmanırken sürücü vites değiştirdi. |
değiştirmek(la pelle) (deri) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il serpente cambia pelle. |
geçiş yapmakverbo transitivo o transitivo pronominale (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Rosa sentiva di essere pronta per cambiare verso una nuova fase della sua carriera. |
kanal değiştirmekverbo intransitivo (TV: canale) (TV) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il film non mi piaceva e ho cambiato sul canale dello sport. |
değiştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ho cambiato provider perché la mia connessione a internet era troppo lenta. |
değiştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (mezzi di trasporto) (tren, otobüs, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ha cambiato treno a Madrid per andare a Barcellona. Barselona'ya giderken Madrid'de tren değiştirdi. |
yerini değiştirmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Non possiamo sederci a questo tavolo. Dobbiamo cambiare. |
vites değiştirmek(veicoli: marcia) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quando il motore gira troppo veloce devi cambiare. |
aktarma yapmakverbo transitivo o transitivo pronominale (trasporti) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Dobbiamo cambiare alla stazione di Northgate. |
kalınlaşmakverbo intransitivo (voce: adolescenza) (sesi) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La sua voce cominciò a cambiare all'età di 13 anni. |
ev değiştirmek(casa) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ha cambiato casa due volte lo scorso anno. |
bozmakverbo transitivo o transitivo pronominale (contanti) (parayı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Puoi cambiarmi un dollaro? |
değiştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (yön, rota, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La barca ha cambiato direzione quando è cambiato il vento. |
(parayı) çevirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (valuta) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Devo cambiare alcuni yen. |
ilgili olmak, alakalı olmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) In che modo queste nuove scoperte influenzeranno il nostro approccio all'educazione dei bambini? |
değişmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
değiştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Questo televisore è guasto, voglio cambiarlo. |
(rakamları) tekrar gözden geçirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (finans) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Emma corresse le cifre secondo le nuove previsioni. |
dönüşmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
değiştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fikir, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Cambiava opinione da un giorno all'altro. |
ayarlamak(alet, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Zelda ha regolato il colore del monitor del computer. |
üzerinden atmak, çıkarıp atmak(pelle) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) In primavera il serpente muta la pelle. |
görev değişikliği yapmak, görevlerini değiştirmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Riorganizziamo il personale per occupare i posti vacanti. |
değişmek(cambiare) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Gli Stati Uniti non sono ancora riusciti a passare al sistema metrico. |
değiştirmek, değişiklik yapmak, tadil etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Lo scienziato ha dovuto modificare il suo esperimento. |
düzelterek tekrar yazmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Per favore modifichi questo passaggio e non nomini il senatore. |
kupon bozdurmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Se vai al supermercato, già che sei lì puoi anche usare questo buono. |
yer değiştirme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'allenatore ha richiesto il cambio di un giocatore. |
ton değiştirmesostantivo maschile (musica) (müzik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Questa canzone contiene molti cambi di chiave per il pianista. |
yedek giysi, yedek kıyafetsostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mary sarebbe uscita subito dopo il lavoro, perciò si portò un cambio in ufficio. |
vites kolu, vites
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ho imparato a guidare con le macchine dal cambio automatico e talvolta, quando guido una macchina automatica, cerco ancora istintivamente il cambio. |
döviz bozdurma işlemisostantivo maschile (valute) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il cambio di valuta è avvenuto rapidamente. |
hesaba yatmasostantivo maschile (banca: assegno) (çek) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
değiştirme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Salve, ho bisogno di un cambio. Il frullatore che mi ha venduto non funziona. |
vites donanımısostantivo maschile (veicoli) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le vecchie macchine automatiche usano il cambio classico. |
çevirme, çevrim
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La donna al bancone può effettuare una conversione della valuta per te. |
birisinin yerine bakan kişi, yedek
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Non poteva lasciare la sua postazione finché non arrivava il suo sostituto. |
değiş tokuş, takassostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Visto che tu preferisci il mio dolce e io il tuo, perché non facciamo cambio? |
değiştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (bir şey ile) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Non dimenticarti di cambiare i tuoi vestiti invernali con altri leggeri prima di partire. |
dümen kırmak(gemi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La nave virò a sinistra. |
başka eve taşınmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
fikrini değiştirmek(discussioni, opinioni) (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) È inutile provare a far cambiare idea politica a Greg, non cederà. |
taşınmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Quando avevo cinque anni ci siamo trasferiti. Beş yaşındayken buradan taşındık. |
ayarlamak(boyut) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ridimensionò il modello a un decimo delle dimensioni finali. Maketin büyüklüğünü gerçek boyutun onda biri olacak şekilde ayarladı. |
normalin aksine(contrariamente al solito) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) mi fa piacere vedere che sorride, una volta tanto. |
yer/mahal değişikliğiverbo transitivo o transitivo pronominale (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Jake voleva cambiare aria e ha deciso di fare domanda per un lavoro all'estero. |
yön değiştirmek, yönünü/akışını/gidişatını değiştirmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
konuyu değiştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Cambiamo argomento e parliamo di qualcosa di meno deprimente. |
akıntıyı tersine çevirmek, olayların akışını tersine çevirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La decisione degli Stati Uniti di entrare in guerra contribuì a cambiare il corso degli eventi e permise agli Alleati di vincere. |
kararını değiştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ho cambiato idea e ho deciso di andare alla festa. |
(TV) kanal değiştirmek, zaplamak, zap yapmak, zaping yapmak(TV) (resmi olmayan dil) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kanal zaplamaverbo transitivo o transitivo pronominale (TV) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
saf değiştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il disaccordo di Woodford con la politica del governo sull'immigrazione è la ragione per cui ha cambiato schieramento. |
vites yükseltmek(veicoli: marcia più alta) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quando si aumenta la velocità bisogna cambiare marcia per evitare che il motore lavori a un regime troppo alto. |
saatini/zamanını değiştirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il concerto è stato spostato al 15 marzo. |
yeniden dekore etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ridipingeremo la nostra camera libera per il bambino. |
imajını değiştirmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yer değiştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
düzelmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La sua vita è cambiata in meglio da quando si è trasferita qui. |
dinlemeye devam etmekverbo intransitivo (radio, TV) (radyo programı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Torneremo subito dopo la pubblicità, non cambiate canale! |
yerini değiştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (birisiyle) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yeniden döşemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
sapmak, (yoldan, vb.) çıkmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
tatile çıkmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ho lavorato ogni giorno fino a tardi e ho bisogno di andare in vacanza questo fine settimana. |
değiştirmek, değişiklik yapmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La sposa vorrebbe modificare (or: cambiare) la sistemazione dei posti a sedere. |
yeniden biçimlendirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (informatica: di un file) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Per caricare l'immagine, devi cambiare il suo formato in file .jpg. |
değiştirmemek(opinione, posizione, ecc.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
İtalyan öğrenelim
Artık cambio'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
cambio ile ilgili kelimeler
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.