Portekizce içindeki perder ne anlama geliyor?

Portekizce'deki perder kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte perder'ün Portekizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Portekizce içindeki perder kelimesi kaybetmek, kaybetmek, mağlup olmak, yoksun bırakılmak, mahrum edilmek, mal olmak, kaybetmek, kaybetmek, heba etmek, mahrum kalmak, yoksun kalmak, kaybetmek, kaybetmek, yanlış yere koymak, kaybetmek, hakkını kaybetmek, fırsatı kaçırmak, fırsatı kaçırmak, kaçırmak, kaçırmak, kaybetmek, kilo vermek, (birşeyi yapmaktan) büyüyüp/olgunlaşıp vazgeçmek, kaybetmek, batırmak, dökmek, vazgeçmek, hükmen yenilmek, hükmen yenik sayılmak, kaybetmek, yitirmek, yakalayamamak, tutamamak, mahrum, kaybetmek, yolunu kaybetmek, fazla uyumak, yolunu kaybetmek, kaybolmak, yavaş yavaş kaybolmak, yolunu şaşırmak, sırılsıklam aşık olmak, yoldan çıkmak, zayıflamak, çıldırmak, keçileri kaçırmak, fıttırmak, aklını oynatmak, kafayı yemek, ümidini kaybetmek, umudunu kaybetmek, gözden kaybetmek, saatin kaç olduğunu unutmak, kendini kaybetmek/aklı başından gitmek, kızmak, öfkelenmek, tepesi atmak, sinirlenmek, fırsatı kaçırmak, fırsatı tepmek, gözden kaybetmemek, kilo vermek, tepesi atmak, anlamamak, görüşememek, dersi asmak, gücü tükenmek, (bakış) donuklaşmak, anlamsızlaşmak, feri gitmek, boşa zaman harcamak, geri kalmak, ümidi kesmek, umudu kaybetmek, hızını kaybetmek, zaman kaybetmek, vakit kaybetmek, kilo vermek, aklında tutamamak, ümidini kaybetmek, umudunu kaybetmek, ilgisini kaybetmek, ilgisini yitirmek, dikkate almamak, otobüsü kaçırmak, akıldan çıkarmamak, , gazı kaçmak, kontrolünü kaybetmek, yetişememek, zaman harcamak, coşkusunu kaybetmek, kurtulmak, artık zevk almamak, ümidi kesmek, ümidini kaybetmek, umudunu yitirmek, iğrendirmek, saçları dökülmek, kelleşmek, yaprak dökmek, irtifa kaybetmek, heba olmak, endişelenmek, irtifa kaybettirmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

perder kelimesinin anlamı

kaybetmek

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ele perdeu as chaves.
Anahtarlarını kaybetti.

kaybetmek, mağlup olmak

verbo transitivo (kazanamamak)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Eles sabiam que iam perder o jogo.
Maçı kaybedeceklerini biliyorlardı.

yoksun bırakılmak, mahrum edilmek

(privilégio, direito)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Eles perderam o direito de usar a biblioteca porque eles eram muito barulhentos.

mal olmak

verbo transitivo (causar a perda de)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
A falta de pontualidade o fez perder o emprego.

kaybetmek

verbo transitivo (financeiramente) (para, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Nós perdemos mil dólares no mercado de ações.

kaybetmek

verbo transitivo (alguém: por morte) (ölüm nedeniyle)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ela perdeu o marido devido ao câncer dois anos atrás.

heba etmek

(não fazer proveito)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Se você não agir agora, estará perdendo uma grande oportunidade.

mahrum kalmak, yoksun kalmak

verbo transitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Tem certeza que não quer vir? Não queria que você perdesse a oportunidade.

kaybetmek

verbo transitivo (figurado, ter desvantagem)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Aja agora ou você pode perder no longo prazo.

kaybetmek

verbo transitivo (esquecer de onde colocou)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

yanlış yere koymak

verbo transitivo (esquecer onde colocou)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

kaybetmek, hakkını kaybetmek

verbo transitivo (hukuki olarak)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ao casar-se com uma divorciada, o rei perdeu o direito ao trono.

fırsatı kaçırmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

fırsatı kaçırmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

kaçırmak

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Pete dormiu tarde e perdeu o encontro.
Polat uyuyakaldı ve toplantıyı kaçırdı.

kaçırmak

verbo transitivo (deixar passar, não aproveitar) (fırsatı, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Não perca esta oportunidade fantástica de poupar dinheiro!

kaybetmek

verbo transitivo (pontos) (puan, maç vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
O Red Sox perdeu dois jogos para o Yankees ontem.

kilo vermek

verbo transitivo (peso)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Você vai perder vários quilos com essa dieta.

(birşeyi yapmaktan) büyüyüp/olgunlaşıp vazgeçmek

verbo transitivo (roupas, por crescimento)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Crianças nessa idade perdem as roupas mais facilmente.

kaybetmek, batırmak

verbo transitivo (dinheiro) (para, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ele perdeu milhares de dólares em jogo na semana passada.

dökmek

verbo transitivo (folhagem) (yaprak, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
As árvores perdem as folhas no final do verão.

vazgeçmek

(büyüyünce)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

hükmen yenilmek, hükmen yenik sayılmak

(jogo) (spor)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Audrey venceu a partida quando seu oponente falhou.

kaybetmek, yitirmek

(formal, figurado)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

yakalayamamak, tutamamak

(topu, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
O goleiro deixou a escapar a bola.

mahrum

(formal)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Tendo contraído poliomielite na juventude, ele foi privado do uso de suas pernas para o resto da vida.

kaybetmek

verbo transitivo (kumarda)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ele gastou mil dólares no cassino no fim de semana.

yolunu kaybetmek

verbo pronominal/reflexivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

fazla uyumak

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)

yolunu kaybetmek

verbo pronominal/reflexivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Eu me perdi tentando encontrar sua casa; todas as ruas parecem iguais aqui.

kaybolmak

verbo pronominal/reflexivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Não se perca. Fique com o grupo.

yavaş yavaş kaybolmak

(ses)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Enquanto o carro entrava no túnel, o sinal do rádio desvanecia.

yolunu şaşırmak

verbo pronominal/reflexivo (figurado) (mecazlı)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

sırılsıklam aşık olmak

(figurado)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

yoldan çıkmak

(figurado) (kişi)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Márcia virou conselheira para ajudar adolescentes que se desviam.

zayıflamak

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Nessa época do ano, as revistas para mulheres ficam cheias de artigos sobre como emagrecer para o verão.

çıldırmak, keçileri kaçırmak, fıttırmak, aklını oynatmak

(BRA, gíria) (argo)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ryan pirou totalmente e atacou seu padrinho.

kafayı yemek

(BRA, gíria) (argo)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ben pirou quando seu amigo o dedurou.

ümidini kaybetmek, umudunu kaybetmek

locução verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ao procurar emprego, a chave é não perder as esperanças.

gözden kaybetmek

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

saatin kaç olduğunu unutmak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

kendini kaybetmek/aklı başından gitmek

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

kızmak, öfkelenmek, tepesi atmak, sinirlenmek

expressão verbal (figurado)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

fırsatı kaçırmak, fırsatı tepmek

expressão verbal (mecazlı)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

gözden kaybetmemek

expressão

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

kilo vermek

(reduzir peso corporal)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

tepesi atmak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

anlamamak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

görüşememek

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

dersi asmak

(perder uma lição escolar, matar aula)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

gücü tükenmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

(bakış) donuklaşmak, anlamsızlaşmak, feri gitmek

expressão verbal (olhar)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

boşa zaman harcamak

expressão verbal (gíria, vulgar, ofensivo)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

geri kalmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Se eu não estudar por duas horas todas as noites, eu corro o risco de ficar para trás com meus trabalhos de casa.

ümidi kesmek, umudu kaybetmek

expressão

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Os parentes do desaparecido dizem que ainda não é hora de perder a esperança.

hızını kaybetmek

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

zaman kaybetmek, vakit kaybetmek

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

kilo vermek

(emagrecer)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Se você quer perder peso, coma menos e faça mais exercícios.

aklında tutamamak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Onde chegamos com esse projeto? Perdi a noção.

ümidini kaybetmek, umudunu kaybetmek

locução verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
A equipe nunca perdeu as esperanças de vitória.

ilgisini kaybetmek, ilgisini yitirmek

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

dikkate almamak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

otobüsü kaçırmak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

akıldan çıkarmamak

expressão

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

expressão verbal

gazı kaçmak

(gazoz, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Essa limonada perdeu o gás.

kontrolünü kaybetmek

locução verbal (mecazlı)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

yetişememek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

zaman harcamak

expressão verbal (informal)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

coşkusunu kaybetmek

expressão verbal (figurado)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

kurtulmak

locução verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

artık zevk almamak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

ümidi kesmek

expressão (birisinden, bir şeyden)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Brian abandonou a escola e se recusou a ter um emprego; seus pais começavam a perder a esperança nele. Às vezes, quando leio os jornais, perco a esperança na humanidade.

ümidini kaybetmek, umudunu yitirmek

expressão

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Perdi a esperança de fazer Júlia enxergar meu ponto de vista.

iğrendirmek

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

saçları dökülmek, kelleşmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Homer está ficando careca, mas parece não se importar.

yaprak dökmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Os carvalhos perdem as folhas no outono.

irtifa kaybetmek

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Se a velocidade no ar cair, a aeronave irá perder sustentação.

heba olmak

locução verbal

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Ela está perdendo tempo com ele, pois ele não valoriza suas boas qualidades.

endişelenmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Não se preocupe com coisa pequena.

irtifa kaybettirmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
O piloto perdeu sustentação em seu avião e teve que fazer um pouso de emergência.

Portekizce öğrenelim

Artık perder'ün Portekizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Portekizce içinde arayabilirsiniz.

perder ile ilgili kelimeler

Portekizce hakkında bilginiz var mı

Portekizce (português), Avrupa'nın İber yarımadasına özgü bir Roma dilidir. Portekiz, Brezilya, Angola, Mozambik, Gine-Bissau, Cape Verde'nin tek resmi dilidir. Portekizce, 215 ila 220 milyon anadili ve 50 milyon ikinci dil konuşanı olmak üzere toplamda yaklaşık 270 milyona sahiptir. Portekizce genellikle dünyada en çok konuşulan altıncı dil, Avrupa'da üçüncü sırada yer alır. 1997'de kapsamlı bir akademik çalışma, Portekizce'yi dünyadaki en etkili 10 dilden biri olarak sıraladı. UNESCO istatistiklerine göre, Portekizce ve İspanyolca, İngilizce'den sonra en hızlı büyüyen Avrupa dilleridir.