Portekizce içindeki quê ne anlama geliyor?

Portekizce'deki quê kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte quê'ün Portekizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Portekizce içindeki quê kelimesi ne, -an, -en, -dığı, -diği, belirli nitelik/özellik, nasıl da, ne kadar (da), -an, -en, -dığı, -diği, -sun, -sın, -sin, -sün, ki, -dığı, -diği, ki ona, -diği, -dığı, -tiği, -tığı, ne, olanı, ne, ne dedin, ne diyorsun(uz), şeyi, ne için, ne diye, nereniz, ne, ne, akan, şişmanlatan, şişmanlatıcı, şişmanlamaya/kilo almaya yol açan, besleyici, tekrarlanabilir, tekrar edilebilir, ölmekte olan, telafi edici, zuhur eden, nihayet, sonunda, en sonunda, en nihayet, elbette ki, oysa, halbuki, ise de, hangisinden, kalmak, arta kalmak, -si için, harika, müthiş, fevkalâde, ne kötü, siktir git, efendim, olur tabii, kopya çeken kimse, kopyacı, taneli olma, malı, -meli, fikrinin doğruluğunu kanıtlamak, gibi, -e benzeyen, -e benzer, gelecek, önümüzdeki, gözükmeye/görünmeye başlayan, doyurucu olmayan, dedikodu, hava akrobasisi, gibi, lanet olsun, çünkü, doyurucu, evet, öyle, -ken, -iken, nasıl, gibi, çok benzin yakan, yükselen, karşıt düşünceli kişi, internet dolandırıcısı, nasıl oluyor da, nasıl olur da, umuduyla, ümidiyle, nasıl olur, zıplayan, hoplayan, sıçrayan, (sıcaktan) cızırdayan, zahmete/uğraşmaya değer, geçen, saat başı, görebilen, gören, küçülen, bağlayan, bağlayıcı, bağımlılık yapmayan, karsız, aklı başından gitmiş, hiç yoktan iyi olmak, söylemesi kolay (yapması zor), sapasağlam, kapanın elinde kalan, uygunsuz, yüksek gelirli, neden, niçin, niye, hatırlanan, (her) ne zaman ...ise, -diğinde, -diği zaman, kuşkusuz, şüphesiz, her halde, her halukârda, ne olursa olsun, her ne zaman, ne zaman olursa, en kısa zamanda, mümkün olabildiğince çabuk, ne hususta, ne şekilde, neden, niçin, niye, ne sebeple, onunla, onun vasıtasıyla, biraz, olduğu gibi, istediğin kadar çok/sık anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

quê kelimesinin anlamı

ne

pronome (importância) (önem)

(zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").)
O que isso importa?

-an, -en

pronome (pessoa que, pessoas que)

(zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").)
Pencereyi kıranlar burada değil.

-dığı, -diği

pronome

A comida que comi ontem à noite me deu dor de estômago.
Dün gece yediğim yemek karnımı ağrıttı.

belirli nitelik/özellik

substantivo masculino (figurativo) (mecazlı)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

nasıl da, ne kadar (da)

pronome

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)
Que gentil da tua parte!
Ne kadar iyisin!

-an, -en

(cláusula restritiva)

A comida que sobrar será jogada fora.

-dığı, -diği

conjunção (no qual, na qual)

Pela direção em que ele ia, eu diria que ele se dirigia à cidade.
ⓘEsta frase não é uma tradução da frase em inglês Geldiğim yerde bunların hiçbiri yoktu.

-sun, -sın, -sin, -sün

pronome (expressando um desejo) (dilek, dua)

Que as suas crianças sempre sejam saudáveis e felizes!

ki

conjunção

(bağlaç: Kendi başına bir anlam taşımayan, cümlede eş görevli sözleri ve cümleleri birbirine bağlayan sözcüktür (örnek: "kitabı aldı, fakat geri vermedi").)
Ele estava com tanta fome que pôde ouvir o estômago dele roncando.

-dığı, -diği

conjunção

Ele falou que não queria ir.
Gitmek istemediğini söyledi.

ki ona

pronome

Eu disse "não", ao que ele replicou: "Por que não?"

-diği, -dığı, -tiği, -tığı

pronome

O macaco que o veterinário escolheu da tribo era muito amigável.
Hayvanat bahçesi bakıcısının grup içinden seçtiği maymun çok sokulgandı.

ne

pronome

(zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").)
O que queres comer?
Ne yemek istiyorsun?

olanı

pronome (olan şey anlamında)

(zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").)
O que me surpreende é que o cachorro sempre encontra o caminho pra casa.
Şaşıtıcı olanı, köpeğin evin yolunu bulabilmesiydi.

ne, ne dedin

interjeição (repita o que disse)

(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.)
O quê? Não te escutei.
Efendim? Ne demiştiniz?

ne diyorsun(uz)

interjeição (şaşkınlık belirtir)

(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.)
O quê? Você não fez isso!
Hadi ya! Ona aşkını itiraf ettin demek! Aferin sana.

şeyi

pronome

(zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").)
Ele fez o que eu lhe disse para fazer.

ne için, ne diye

pronome

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)
Com o que você se importa?

nereniz

pronome (saúde) (sağlık)

(zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").)
O que dói? É o seu rim?
Nereniz ağrıyor? Böbreğiniz mi?

ne

pronome (identidade) (kimlik)

(zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").)
O que é isso?

ne

pronome (ocupação) (meslek, iş)

(zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").)
No que você trabalha no inverno?

akan

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
A torneira aberta encheu a bacia.

şişmanlatan, şişmanlatıcı, şişmanlamaya/kilo almaya yol açan

(BRA, popular)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

besleyici

(yiyecek)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

tekrarlanabilir, tekrar edilebilir

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

ölmekte olan

(formal, literário)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Robert foi visitar sua tia moribunda.

telafi edici

(qualidade)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

zuhur eden

(figurado)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

nihayet, sonunda, en sonunda, en nihayet

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)
Finalmente, eu terminei de escrever aquele relatório!

elbette ki

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)
Naturalmente, vou precisar saber aonde você está indo.

oysa, halbuki, ise de

(formal)

Ele gosta de brócolis, enquanto ela os detesta.
Brokoliyi çok sever, oysa kız kardeşi hiç sevmez.

hangisinden

(literário, arcaico) (edebi, eskil)

kalmak, arta kalmak

(BRA, comida, bebida)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Depois da festa, só havia uma garrafa de vinho sobrando.

-si için

(edat: Farklı tür ve görevdeki sözcükler ve kavramlar arasında anlam ilişkisi kurmaya yarayan yardımcı sözcüktür (örnek: "İstanbul'a kadar sadece seni görmeye geldim").)

harika, müthiş, fevkalâde

(BRA)

(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.)
Você pode vir no sábado? Legal!

ne kötü

(coisa infeliz)

(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.)

siktir git

(vulgar, ofensivo) (argo)

(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.)

efendim

(formal) (resmi dil)

(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.)

olur tabii

(aceitar sugestão ou convite)

(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.)

kopya çeken kimse, kopyacı

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
A escola está determinada a encontrar trapaceiros e expulsá-los.

taneli olma

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

malı, -meli

(obrigação, ter que)

Você deve tirar uma carteira nova de motorista.
Gümrükte bavulunuzu memura göstermeye mecbursunuz.

fikrinin doğruluğunu kanıtlamak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

gibi, -e benzeyen, -e benzer

Todos os meninos querem conhecer uma menina como ela.
Tüm erkekler onun gibi bir kızla tanışmayı ister.

gelecek, önümüzdeki

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
O que tu farás na próxima semana?
Önümüzdeki (or: gelecek) hafta ne yapıyorsun?

gözükmeye/görünmeye başlayan

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
As eminentes montanhas estavam cobertas por nuvens espessas.

doyurucu olmayan

(yemek)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

dedikodu

(figurado) (mecazlı)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

hava akrobasisi

(fazer acrobacias como voar em um aeroplano)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

gibi

(edat: Farklı tür ve görevdeki sözcükler ve kavramlar arasında anlam ilişkisi kurmaya yarayan yardımcı sözcüktür (örnek: "İstanbul'a kadar sadece seni görmeye geldim").)
Era um capacete, como os que os jogadores de futebol americano usam.

lanet olsun

(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.)
Droga! O que você quer que eu faça?

çünkü

(bağlaç: Kendi başına bir anlam taşımayan, cümlede eş görevli sözleri ve cümleleri birbirine bağlayan sözcüktür (örnek: "kitabı aldı, fakat geri vermedi").)
Eu faço o jantar porque você está muito ocupada.

doyurucu

(comida) (yiyecek)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Paul gostava de fazer comida substancial.

evet, öyle

(resposta afirmativa) (olumlu cevap)

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)
Ele gosta dela? Acho que sim.
Onu seviyor mu? Bence evet (or: öyle).

-ken, -iken

Enquanto ele estava subindo a escada, o martelo escapou do seu cinto.
Merdivenden çıkarken kemerinde taşıdığı çekiç aşağı düştü.

nasıl

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)
Como você nos encontrou?

gibi

(benzer şekilde)

(edat: Farklı tür ve görevdeki sözcükler ve kavramlar arasında anlam ilişkisi kurmaya yarayan yardımcı sözcüktür (örnek: "İstanbul'a kadar sadece seni görmeye geldim").)
Ela fala como o irmão dela.
O da kardeşi gibi konuşuyor.

çok benzin yakan

(figurado, informal: carro, combustível)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

yükselen

(su, vb.)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
A enchente no rio ameaçava transbordar as margens.

karşıt düşünceli kişi

(formal)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

internet dolandırıcısı

(geralmente na internet)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

nasıl oluyor da, nasıl olur da

interjeição (pedir explicação)

umuduyla, ümidiyle

expressão

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)

nasıl olur

expressão (introdução de pergunta)

Que tal irmos ao cinema hoje à noite?

zıplayan, hoplayan, sıçrayan

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

(sıcaktan) cızırdayan

(por causa do calor)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

zahmete/uğraşmaya değer

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Dar aulas é um trabalho que vale a pena.

geçen

locução verbal

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
O barulho do trânsito que passava estava mantendo Joe acordado.

saat başı

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

görebilen, gören

adjetivo

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Alunos cegos trabalham junto com os que vêem em algumas aulas.

küçülen

expressão (boyut)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
A cidade que diminuía era visível no espelho retrovisor.

bağlayan, bağlayıcı

adjetivo

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
A estrada que liga o hotel à cidade estava apagada.

bağımlılık yapmayan

(que não vicia)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

karsız

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

aklı başından gitmiş

expressão

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

hiç yoktan iyi olmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

söylemesi kolay (yapması zor)

sapasağlam

expressão

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

kapanın elinde kalan

expressão (disponível)

uygunsuz

locução adjetiva (söz, yorum)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

yüksek gelirli

(pessoa: que recebe alto salário) (kişi)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

neden, niçin, niye

conjunção

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)
Por que você sorri daquele jeito?
Neden öyle gülüyorsun?

hatırlanan

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Esta foi a pior tempestade de neve de que se tem lembrança.

(her) ne zaman ...ise, -diğinde, -diği zaman

locução adverbial

(bağlaç: Kendi başına bir anlam taşımayan, cümlede eş görevli sözleri ve cümleleri birbirine bağlayan sözcüktür (örnek: "kitabı aldı, fakat geri vermedi").)
Ele pode me ligar quando quer que seja (or: a qualquer hora). Eu não me importo.
Benim için sorun değil, ne zaman isterse (or: istediği zaman) beni arayabilir.

kuşkusuz, şüphesiz

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)
É verdade que o John foi mal naquele teste, mas o professor não tinha o direito de chamá-lo na frente da sala daquele jeito.

her halde, her halukârda, ne olursa olsun

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)
Nosso time vai derrotá-los haja o que houver.

her ne zaman, ne zaman olursa

(coloquial)

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)
Toda vez que Sam ia ao parque, ele inevitavelmente encontrava uma ou duas cobras.

en kısa zamanda, mümkün olabildiğince çabuk

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)

ne hususta, ne şekilde

locução adverbial (arcaico,literário) (eskil, edebi)

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)

neden, niçin, niye, ne sebeple

(arcaico,) (eskil)

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)

onunla, onun vasıtasıyla

(arcaico) (eskil)

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)

biraz

locução adverbial (informal)

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)

olduğu gibi

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)

istediğin kadar çok/sık

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)

Portekizce öğrenelim

Artık quê'ün Portekizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Portekizce içinde arayabilirsiniz.

quê ile ilgili kelimeler

Portekizce hakkında bilginiz var mı

Portekizce (português), Avrupa'nın İber yarımadasına özgü bir Roma dilidir. Portekiz, Brezilya, Angola, Mozambik, Gine-Bissau, Cape Verde'nin tek resmi dilidir. Portekizce, 215 ila 220 milyon anadili ve 50 milyon ikinci dil konuşanı olmak üzere toplamda yaklaşık 270 milyona sahiptir. Portekizce genellikle dünyada en çok konuşulan altıncı dil, Avrupa'da üçüncü sırada yer alır. 1997'de kapsamlı bir akademik çalışma, Portekizce'yi dünyadaki en etkili 10 dilden biri olarak sıraladı. UNESCO istatistiklerine göre, Portekizce ve İspanyolca, İngilizce'den sonra en hızlı büyüyen Avrupa dilleridir.