Fransızca içindeki arriéré ne anlama geliyor?
Fransızca'deki arriéré kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte arriéré'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki arriéré kelimesi arka, gecikmiş, gelişmemiş, geri kalmış, arka, geri kafalı, (hayvan) but, arka, arka, arka taraf, arka yan, firar kenarı, kaçış kenarı, arka kısım, arka bölüm, ödenmemiş borçlar, (gemi) kıçtaki, kıç taraftaki, arkadaki, zihinsel özürlü, arka, arka taraf, arka, art, arka, kıç tarafındaki, kıçtaki, arkadan esen, geminin arka tarafı, kıç, pupa, (ordu) geri saf, zihinsel özürlü, arka, geri zekalı, gerzek, geri zekâlı, arka koltuktaki, (zekâsı geri olan kimse) geri zekâlı, geri kalmış, geri gitmek, geriye sürmek, arkaya, arka taraf, geri, geçmişe, geçmişe doğru, arka plan, geri plan, artalan, artbölge, arka böle, şehirden uzak gelişmemiş bölge, ağızda kalan tat, bulaşıkhane, büyük dede, büyük nine, art niyet, irkilmek, korkuyla geri çekilmek, kalmak, savunma, arka perde, fon, gizli öneri/eğilim, kıç, popo, arka avlu, kötü tat, geri gitme, gerileme, popo, kıç, geçmişe dönüş, bozmak, eski sürüm, sahnenin arkasından, sahne arkasında, artçı kuvvetler, denizden uzakta, iç kısımlarda, (gemi) kıç tarafa doğru, kıça doğru, geriye doğru, kıç tarafına, ileri geri, gözden uzak, göt, kıç, kıç güverte, kuyruk rüzgarı, arka bahçe, eski haline dönmek, arkaya yaslanmak, geri geri girmek, vazgeçmek, arkaya bakmak, uzaklaşmak, arkaya taramak, geriye taramak, iç kesimlerdeki, geri viteste, ileri geri, bir ileri bir geri, gizli amaç, saik, göt, popo, kıç, geçmişe geri dönmek/zamanı tersine çevirmek, fikrini değiştirmek, geriye gitmek, -e geri geri sürmek, geri vitesteki, arkada, geride, fikrini değiştirmek, yenilgiyi kabullenmek, bozmak, arkadan çarpmak, iç bölge, geride, arkada, arka tarafta anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
arriéré kelimesinin anlamı
arka
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Combien de passagers peuvent tenir sur la banquette arrière ? ⓘCette phrase n'est pas une traduction de la phrase originale. Arka kapıdan içeri girdiler. |
gecikmişnom masculin (ücret, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Elle a reçu un arriéré de salaire pour compenser une erreur comptable. |
gelişmemiş, geri kalmışadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Bien qu'elle ne soit pas loin de la ville, cette région reste arriérée. |
arka(d'une voiture, d'une maison) (otomobil, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je peux m'asseoir à l'arrière de la voiture et toi, à l'avant. ⓘCette phrase n'est pas une traduction de la phrase originale. Arabanın arkasına ben oturayım, sen de öne otur. |
geri kafalıadjectif (péjoratif) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les gens peuvent parfois sembler un peu rétrogrades (or: arriérés) mais ils sont très aimables. |
(hayvan) but, arka(patte) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ben a raté son tir et a touché le cerf dans la patte arrière. |
arka(patte, porte d'une voiture) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Peter a mis ses sacs de course sur le siège arrière de la voiture. |
arka taraf, arka yannom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'arrière du bus était embouti après l'accident. |
firar kenarı, kaçış kenarı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nous sommes à l'arrière d'une dépression. |
arka kısım, arka bölüm
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il a cruellement comparé son apparence à l'arrière d'un bus. |
ödenmemiş borçlarnom masculin (de paiement) Marie avait trois mois d'arriérés. |
(gemi) kıçtaki, kıç taraftaki, arkadakiadjectif invariable (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
zihinsel özürlü
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
arkanom masculin (otomobil, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le camion heurta l'arrière de la voiture. |
arka tarafnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'arrière de la salle était encombrée de chaises empilées. |
arka, artnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tom et Linda ont une pile de bûches à l'arrière de leur maison. |
arkaadjectif invariable (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La partie arrière de la voiture a été endommagée quand l'autre voiture l'a heurtée. |
kıç tarafındaki, kıçtaki(gemi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Une salle de sport est située dans la partie arrière du bateau. |
arkadan esen(rüzgar) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le voilier profitait d'un fort vent arrière. |
geminin arka tarafı, kıç, pupa
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le matelot s'est rendu à l'arrière. |
(ordu) geri safnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Carl a été soulagé d'apprendre que l'escadron de son fils était à l'arrière. |
zihinsel özürlü
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
arka
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
geri zekalı, gerzek(familier, péjoratif) (argo) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
geri zekâlı(öğrenme geriliği olan) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Elle a un jeune frère qui est déficient mental. |
arka koltuktaki
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
(zekâsı geri olan kimse) geri zekâlı(familier, injurieux) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
geri kalmışadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
geri gitmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il recula dans la place de parking. |
geriye sürmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il a reculé la voiture dans l'allée… directement dans le lampadaire. Arabasını geriye doğru sürerken sokak lambasına çarptı. |
arkaya
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Il a continué à courir sans même jeter un œil derrière lui. |
arka tarafnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je peux m’asseoir à l'arrière et toi à l'avant. |
gerilocution adjectivale (geriye doğru giden) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Sa passe en retrait (or: en arrière) a conduit au but décisif. |
geçmişe, geçmişe doğrulocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
arka plan, geri plan, artalan
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) À l'arrière-plan, nous pouvions voir une voiture descendre la colline. Geri planda yokuştan aşağı inmekte olan bir araba görülüyordu. |
artbölge, arka böle, şehirden uzak gelişmemiş bölgenom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
ağızda kalan tatnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Cette bière a un arrière-goût métallique. ⓘCette phrase n'est pas une traduction de la phrase originale. Şarap içtikten sonra ağzımda kalan tadı sevmiyorum. |
bulaşıkhanenom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
büyük dedenom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mon arrière-grand-père s'est battu lors de la Première Guerre mondiale. |
büyük ninenom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'on n'avait pas encore inventé les voitures quand mon arrière-grand-mère était jeune fille. |
art niyetnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je sens qu'il a des arrière-pensées peu honnêtes. |
irkilmek, korkuyla geri çekilmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il a reculé quand j'ai mentionné la somme qu'il me devait. |
kalmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
savunmalocution adjectivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
arka perde, fon(tiyatro sahnesinde) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le film a été tourné dans un studio avec des décors peints. |
gizli öneri/eğilim
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kıç, popo(animal) (hayvan) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le chien, las, était assis sur son arrière-train (or: son derrière). |
arka avlunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kötü tatnom masculin (figuré) (mecazlı) Jo était impatiente de rencontrer enfin son héros, même si ses commentaires sur les femmes lui laissaient un arrière-goût déplaisant. ⓘCette phrase n'est pas une traduction de la phrase originale. Çok sevdiğim öğretmenimin kadınlar hakkında yaptığı yorumlar bende kötü bir tat bıraktı. |
geri gitme, gerileme(soutenu) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
popo, kıç(gayri resmi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La maman, fâchée, donna à son enfant une tape au derrière. Öfkeli anne çocuğunun poposuna vurdu. |
geçmişe dönüş(anglicisme) (film, roman, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Après la première scène, il y a un flash-back sur l'enfance du héros. |
bozmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
eski sürüm(Informatique, anglicisme) (bilgisayar) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sahnenin arkasındannom féminin (Théâtre) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) La scène est la salle à manger d'une famille, avec une table à l'arrière-scène et des chaises à l'avant-scène. |
sahne arkasındanom féminin (Théâtre) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) L'acteur s'est tenu à l'arrière-scène et a délivré son monologue. |
artçı kuvvetlernom féminin (Militaire) (askeri) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'arrière-garde était exposée au plus grand danger lorsque l'armée était en retraite. |
denizden uzakta, iç kısımlarda
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Lorsqu’il n’y avait plus de poissons, beaucoup de pêcheurs ont dû s’établir à l’intérieur des terres pour se trouver un nouvel emploi. |
(gemi) kıç tarafa doğru, kıça doğru, geriye doğru
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
kıç tarafına(Nautique) (gemicilik) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
ileri gerilocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
gözden uzaklocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Cette photo montre les montagnes à l'arrière-plan. La photo avait pour sujet une grange avec des arbres à l'arrière-plan. |
göt, kıç(argot, vulgaire) (kaba) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Après sa chute, il avait de la boue au cul. Elle a un joli cul ! Kadının kıçı çok güzel. |
kıç güvertenom féminin (partie arrière d'un navire) (gemi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kuyruk rüzgarınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
arka bahçe
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ils s'installent dans le jardin et lisent tout l'été. |
eski haline dönmekverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le patient a progressé puis régressé. |
arkaya yaslanmakverbe pronominal (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
geri geri girmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
vazgeçmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) À la dernière minute, les investisseurs se sont retirés. |
arkaya bakmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) « Ne te retourne pas. Quoi que ce soit qui te pourchasse te rattrape peut-être. » - Satchel Paige |
uzaklaşmaklocution verbale (kamera) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
arkaya taramak, geriye taramakverbe transitif (les cheveux) (sa.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Rachel a ramené ses cheveux en arrière. |
iç kesimlerdeki
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
geri vitestelocution adverbiale (otomobil, vb.) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Je suis passé en marche arrière et j'ai reculé dans le garage. |
ileri geri, bir ileri bir gerilocution adjectivale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Le petit garçon semblait apprécier le mouvement d'avant en arrière du cheval à bascule. |
gizli amaç, saik(mecazlı/aşağılayıcı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Au son de la voix de Martha, ses arrière-pensées étaient évidentes. |
göt(familier, humoristique) (argo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
popo, kıç(familier) (gayri resmi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
geçmişe geri dönmek/zamanı tersine çevirmeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Sur mon ordinateur, la fonction de restauration permet de revenir en arrière et de réinitialiser le programme. |
fikrini değiştirmeklocution verbale (figuré) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le politicien a fait marche arrière, en disant que ses commentaires ne devaient pas être pris au sens littéral. |
geriye gitmeklocution verbale (kamera) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La caméra fait un zoom arrière et la silhouette du vieil homme devient de plus en plus petite. |
-e geri geri sürmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
geri vitestekilocution adjectivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La voiture était en marche arrière quand l'accident a eu lieu. |
arkada, geridelocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Je reconnais les garçons au premier rang de la photo, mais qui sont les deux qui se tiennent à l'arrière ? |
fikrini değiştirmek(figuré) (bir şey hakkında) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yenilgiyi kabullenmeklocution verbale (figuré) (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les projets ont déclenché un tollé général et le gouvernement a été forcé de faire marche arrière. |
bozmak(une décision) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le gouvernement est revenu (or: a fait marche arrière) sur la taxation de l'alcool. |
arkadan çarpmaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
iç bölge
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Dan s'est établi à l'intérieur des terres parce qu'il n'aimait pas le climat côtier. |
geride, arkada, arka tarafta(mouvement) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
Fransızca öğrenelim
Artık arriéré'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
arriéré ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.