Fransızca içindeki cassé ne anlama geliyor?
Fransızca'deki cassé kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte cassé'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki cassé kelimesi bozuk, kırık, kırılmış, kopmuş, kopuk, kopan, çatlak, kırık, kırılmış, kırık, kırılma, hurdalık, gergin, hurda yığını, bozuk, köhne, soygun, hırsızlık, kırmak, (hakim, üst mahkeme) kararı bozmak, çatlatmak, topları dağıtmak, topları kırmak, çatlatmak, geçersiz kılmak, feshetmek, iptal etmek, bir vuruşta işini bitirmek, ayırmak, kırarak paramparça etmek, tuzla buz etmek, kırmak, yerin dibine geçirmek, yemek aralarında yenilen hafif yemek, merak konusu, fındık/ceviz kıracağı, pervasız kimse, heyecan arayan kimse, baş belası, küçük (harf), pervasız, bulmaca, yumurcak, bilmece, küçük harf, fildişi rengi, baş belası/illet kimse, sıkıcı kimse, bulmaca, dert, güçlük, baş belası kimse, dırdır eden, dırdırcı, baş belası, çok hızlı, aşırı süratli, ölüm kalım meselesi, defol, defol git, defol git, defol, defol, defol git, defol git, cüretli/atılgan kimse, baş belası, normalin çok altında fiyatlar, çok düşük fiyatlar, ya batarsın ya çıkarsın, sinir, sinir bozan, defol git, kişi, kimse, rahatsızlık/sıkıntı veren şey, şaşırtıcı soru, baş belası kimse, baş belası, çek git, siktir git, kırıcı, konkasör, baş belası anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
cassé kelimesinin anlamı
bozukadjectif (en panne) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) L'horloge cassée ne pouvait pas être réparée. Bozuk saat tamir edilemedi. |
kırık, kırılmışadjectif (en morceaux) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) On a dû recoller l'assiette brisée. Kırık tabağın zamkla yapıştırılması gerekiyordu. |
kopmuş, kopuk, kopanadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La chaîne rompue pendait du portail. |
çatlak(voix : par maladie) (ses) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) À la voix enrouée de l'homme, il était clair qu'il était souffrant. |
kırık, kırılmış
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
kırıknom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les clients sont priés de payer en cas de casse. |
kırılma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Quand une entreprise envoie régulièrement des objets en verre outre-mer, on doit s'attendre à une certaine quantité de casse. |
hurdalık
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
gerginadjectif (voix) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Avec une voix cassée, John a demandé s'il pouvait avoir de l'eau. |
hurda yığını
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
bozuk(familier) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
köhne
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La maison était vieille et son toit délabré laissait passer la pluie. |
soygun, hırsızlık
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les voleurs de bijoux ont réussi un cambriolage impressionnant. |
kırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Si tu joues au ballon dans la maison, tu vas casser quelque chose. |
(hakim, üst mahkeme) kararı bozmakverbe transitif (un jugement) (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) M. Green a été libéré quand le tribunal a cassé sa condamnation. |
çatlatmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) J'ai cassé le pare-brise de ma voiture. |
topları dağıtmak, topları kırmakverbe intransitif (Billard) (bilardo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quand je joue au billard, j'aime bien casser. |
çatlatmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il a cassé le manche du balai. |
geçersiz kılmak(une loi) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
feshetmek, iptal etmek(une décision, un contrat) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le couvre-feu a été annulé après trois jours de calme. |
bir vuruşta işini bitirmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'homme a cassé un morceau du rocher avec une masse. |
ayırmak(couple, personnes) (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le couple s'est séparé après trois ans de relation. |
kırarak paramparça etmek, tuzla buz etmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Oliver a fracassé la bouteille contre le mur. |
kırmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
yerin dibine geçirmek(figuré, familier) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yemek aralarında yenilen hafif yemek(anglicisme) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
merak konusu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La proposition a soulevé une énigme constitutionnelle. |
fındık/ceviz kıracağı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
pervasız kimse(actions dangereuses) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
heyecan arayan kimsenom masculin et féminin invariable (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Billy est un vrai casse-cou, son sport préféré est le parachutisme. |
baş belasınom masculin et féminin invariable (argo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ce Benjamin : quel casse-pieds ! |
küçük (harf)(lettre) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Utilise un mélange de lettres majuscules et minuscules pour ton mot de passe. |
pervasız(actions dangereuses) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
bulmacanom masculin invariable (jeu) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Daisy aime résoudre des casse-tête ; ils l'aident à garder l'esprit vif. |
yumurcak(familier) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tu as vu ce petit merdeux courir dans le couloir ? |
bilmece(jeu) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les énigmes sont pratiquement impossibles à traduire. |
küçük harf
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Écris en minuscules, pas en majuscules. |
fildişi rengi
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Kelsey a décidé de repeindre les murs d'une jolie couleur ivoire. |
baş belası/illet kimse(familier) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'aimerais que ma petite sœur arrête de me suivre partout : qu'elle est casse-pieds ! |
sıkıcı kimse
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Susan se plaint toujours de tout et de rien ; elle est vraiment énervante (or: casse-pieds). |
bulmacanom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le puzzle s'est révélé être un casse-tête difficile. |
dert, güçlük(figuré) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ce projet commence à être un vrai casse-tête. |
baş belası kimse(familier : personne) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'amie de Dana a été une vraie casse-pieds aujourd'hui lorsqu'elle a appelé à deux heures du matin pour qu'on l'amène à l'aéroport. |
dırdır eden, dırdırcı(personne) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
baş belası(figuré) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ces fichus (or: sales) insectes sont en train de ruiner notre pique-nique. |
çok hızlı, aşırı süratli
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
ölüm kalım meselesi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ça passe ou ça casse pour notre équipe aujourd'hui. |
defol, defol git(familier) (argo) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Non, je ne te donnerai pas d'argent. Maintenant, dégage ! |
defol git, defol(familier) (argo) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Arrête de me déranger et fiche le camp ! |
defol, defol git(un peu familier) (argo) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Du vent (or: Du balai) ! Va embêter quelqu'un d'autre ! |
defol git(familier) (argo) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) « Allez-vous-en » est beaucoup plus poli que « dégage ». |
cüretli/atılgan kimsenom masculin et féminin invariable (familier) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
baş belası(personne : argot, vulgaire) (argo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
normalin çok altında fiyatlar, çok düşük fiyatlarnom masculin Je ne sais pas comment ils arrivent à faire de l'argent avec des prix aussi bas. |
ya batarsın ya çıkarsın
Pour l'examen final, ça passe ou ça casse ! |
sinir, sinir bozan(personne) (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Elle est tellement agaçante (or: énervante) que je vais peut-être finir par démissionner. |
defol git(familier) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) |
kişi, kimsenom masculin et féminin invariable (familier : personne) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) C'est une casse-pieds. |
rahatsızlık/sıkıntı veren şey
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les enfants que l'on laisse courir et crier dans les magasins sont énervants. |
şaşırtıcı soru
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ce film est un vrai casse-tête; je préfère regarder Benny Hill ! |
baş belası kimse(personne) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le pitre de la classe est pénible et devrait être exclus. |
baş belası(personne) (kişi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les amis de Seth le trouvaient pénible et ont cessé de l'inviter. |
çek git(familier) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) |
siktir git(familier) (argo, kaba) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) |
kırıcı, konkasörnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les garçons ont observé, fascinés, la presse détruisant une voiture. |
baş belası(personne : familier) (gündelik dil) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ce mec est un casse-pieds. Je ne veux plus sortir avec lui. O herif tam bir baş belası. Bir daha onunla hiçbir yere gitmek istemiyorum. |
Fransızca öğrenelim
Artık cassé'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
cassé ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.