Fransızca içindeki chaude ne anlama geliyor?
Fransızca'deki chaude kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte chaude'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki chaude kelimesi sıcak, ılık, sıcak tutan, ısıtan, sıcak, taze, sıcak olarak, şehvetli, tatlı, koyu, açık saçık, müstehcen, sıcacık, abazan, sıcak tutan, tahrik olmuş, coşkulu, hevesli, istekli, sıcak olmak, sıcaklık, iç açıcı, çok sıcak, ateş gibi, sıcak nokta, sıcaktan bunalmak, sıcacık, rahat ve sıcak, daha sıcak/ılık, baskıdan yeni çıkmış (gazete, vb.), (birşeyden) kıl payı kurtulma, sıcak nokta, sütlü kakao, sosisli sandviç, sıcak hava, ucuz kurtulmak, ucuz atlatmak, sıcak tutmak, rahat, coşkulu, çok terlemiş, içinde eritilmiş peynir bulunan bir tür sandviç, çok sıcaklamak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
chaude kelimesinin anlamı
sıcakadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le thé était chaud, elle a donc attendu avant de le boire. |
ılıkadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le bébé aime le lait chaud. // Nous avons eu un agréable temps chaud durant le printemps. |
sıcak tutan, ısıtanadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) C'est une couverture chaude, pas comme celle-ci qui n'est pas très épaisse. Bu, sıcak tutan bir battaniye, öbür ince battaniye gibi değil. |
sıcakadjectif (couleur) (renk) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) J'aime l'orange. C'est une couleur tellement plus chaude que le bleu. |
tazeadjectif (piste, odeur) (koku) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le chien sentit une piste chaude et la suivit. |
sıcak olarakadjectif (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Servez le café chaud. |
şehvetli(sexuellement) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Sally était toute excitée après avoir lu le roman érotique. |
tatlıadjectif (voix) (ses) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
koyu(ton, couleur) (renk) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le tableau était composé de teintes chaudes. |
açık saçık, müstehcen(familier) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
sıcacıkadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
abazan(sexuellement) (argo) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il était excité par les photos suggestives. Çıplak resimlere bakmak genç adamı iyice azgın hale getirdi. |
sıcak tutan
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
tahrik olmuş(cinsel olarak) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Je n'ai qu'à regarder Rachel pour être toute émoustillé. |
coşkulu(familier) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le petit discours que Stuart a fait à son équipe l'a gonflée à bloc. |
hevesli, istekli(bir şeyi yapmaya) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Je suis hyper motivé à l'idée d'aller à un festival de rock cet été. |
sıcak olmak(temps, climat) (hava) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il fait chaud ici en juillet, mais il pleut aussi beaucoup. |
sıcaklıknom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tu dois avoir froid ! Viens au chaud ! |
iç açıcı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
çok sıcak, ateş gibi
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ce bol de soupe est brûlant. |
sıcak nokta
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'ai toujours un faible pour ma copine de lycée. |
sıcaktan bunalmak(figuré : personne) (kişi) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La vache ! On cuit ici ! Je vais piquer une tête dans la piscine. |
sıcacık, rahat ve sıcak(endroit) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
daha sıcak/ılıklocution adjectivale (ısı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) D'après la météo, le temps sera plus chaud demain. |
baskıdan yeni çıkmış (gazete, vb.)(journal) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La nouvelle lettre d'information du club vient de sortir. |
(birşeyden) kıl payı kurtulma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sıcak noktanom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sütlü kakaonom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je trouve qu'une tasse de chocolat chaud juste avant d'aller me coucher m'aide à dormir. |
sosisli sandviç(anglicisme) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Un hot dog et un soda constituent un repas américain classique. |
sıcak havanom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Par temps chaud, je fais toujours sécher le linge dehors. |
ucuz kurtulmak, ucuz atlatmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mary l'a échappé belle quand une voiture a failli la renverser. |
sıcak tutmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
rahatlocution adjectivale (personne) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le petit garçon était bien au chaud dans son épais manteau. |
coşkulu(familier) (bir şey için) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Après une heure d'entraînement sur le court de tennis, Isabel se sentait gonflée à bloc pour le tournoi. |
çok terlemiş(personne : familier) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Je crève de chaud ! On peut ouvrir une fenêtre ? |
içinde eritilmiş peynir bulunan bir tür sandviç
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
çok sıcaklamak(figuré : avoir chaud) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Retire ton manteau ou tu vas mourir de chaud ! |
Fransızca öğrenelim
Artık chaude'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
chaude ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.